* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Nefsinin Kurtuluşunu İsteyen Kimse  (Okunma sayısı 90 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7249
Nefsinin Kurtuluşunu İsteyen Kimse
« : Kasım 29, 2021, 10:29:45 ÖÖ »
Nefsinin Kurtuluşunu İsteyen Kimse

''Her şeyden önce sana lâzım olan, sana kendi ayıp ve kusûrlarını gösterecek bir üstâd lâzımdır.''
 
Mustafa Rızâeddîn Efendi Osmanlı âlimlerindendir. 1090 (m. 1679) senesinde Beşiktaş’ta doğdu. İlk tahsilini tamamladıktan sonra, Sinân Paşa Medresesi’ne devam etti. Bu sırada, Odabaşı Şeyhi Fenâî Efendi’nin derslerine devam edip, Celvetiyye yoluna girdi. Hocası tarafından hilâfet verildi. 1159 (m. 1746) senesinde vefat etti. Muhyiddîn-i Arabî hazretlerinin üstünlüğünü anlatan “Zuhûrât-ı Mekkiyye” kitabını yazdı. Bu eserinde şöyle anlatır:

Muhyiddîn-i Arabî hazretleri vasiyetinde buyuruyor ki:

“Ey nefsinin kurtuluşunu isteyen kimse. Her şeyden önce sana lâzım olan, sana kendi ayıp ve kusûrlarını gösterecek, seni nefsine itâattan kurtaracak bir üstâd (hoca) lâzımdır. Şayet böyle bir zâtı aramak için uzak memleketlere gideceksen, sana bazı nasihatlerde bulunayım.

O zâtı bulduğun zaman, onun huzûrunda, yıkayıcının elindeki meyyit, (ölü) gibi ol. (Çünkü meyyit, yıkayıcının irâdesine göre hareket eder.

Yıkayıcı onu istediği tarafa çevirir. Meyyit, yıkayıcıya asla itirâz etmez.) Sakın hatırına o zâta karşı itirâz gelmesin. Hâlini ondan gizleme ve onun yerine oturma. Elbisesini giyme. Onun huzûrunda, kölenin, efendisinin huzûrunda oturuşu gibi otur. Sana emrettiği şeyi yap. Sana emrettiği şeyi iyice anla ve iyi öğrenmeden o işin peşinde koşma. Ona bir rüyânı veya başka bir hâlini arz ettiğin zaman, ona cevâbını sorma, ona düşman olandan Allah için uzak dur. O düşman ile beraber olma. Arkadaşlık etme...

Hocanı seveni sev ve ona yardımcı ol. O zâta, hiçbir işinde itirâz etme. Bunu niçin böyle yaptın? deme. Sana ne iş vermişse onu yap.

Öyle otur ki, o zâtın, senin oturuşundan haberdâr olduğunu unutma. Edebi asla terk etme. Yolda giderken onun önünde yürüme.

Devamlı ona bakma. Çünkü böyle yapmak, hayâyı azaltır, ona karşı hürmeti kalpten çıkarır.

Ona olan sevgini, onun emirlerine uyup, yasak ettiklerinden sakınmak sûretiyle göster. O zâta yemek ve yiyecek takdim ettiğin zaman, diğer lâzım olan şeyler ile beraber önüne bırak, kapının yanında edeple dur. Eğer sana seslenirse cevap ver. Yoksa yemeğini yiyinceye kadar bekle. Yemeğini yiyip sana sofrayı kaldırmanı söylediği zaman hemen kaldır.

Sofrada bir şeyler kalıp, senin yemeni emrettiği zaman, itirâz etmeden ye. Başkasına verme.''

Vehbi Tülek.