Günahtan Tövbe Eden Günahsız Gibidir
“Ey müminler! Hepiniz Allaha tövbe ediniz ki, dünyâ ve âhıret saadetine kavuşasınız.”
Kuddûsi Abdurrahman Efendi Halveti şeyhlerindendir. Manisa’da doğdu. İstanbul’a giderek Şeyh Abdülehad Nûrî hazretlerinin sohbetlerine katıldı. İcazet verilerek halifelerinden oldu ve Manisa’ya gönderildi, burada taliplerini yetiştirdi. 1080 (m. 1669)’da orada vefat etti. “Tuhfetü'l-Mülûk” ismindeki eserinde şöyle anlatmaktadır:
Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde; “Ey müminler! Hepiniz Allaha tövbe ediniz ki, dünyâ ve âhıret saadetine kavuşasınız.” (Nûr-31) buyurmuştur.
Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) bir hadîs-i şerîfte ise; “Günahtan tövbe eden günahsız gibidir” buyuruldu. Tövbe kelimesinin asıl manası dönmek, rücû etmektir.
Tövbe, İslâmiyetin yasak ettiği şeyden, helâl ettiği şeye dönmektir. Bir hadîs-i şerîfte;“Pişmanlık tövbedir” buyurdular.
Ehl-i Sünnet âlimleri; “Sahih bir tövbenin üç şartı vardır” diye buyurmuşlardır. Bunlar; “İslâmiyetin emirlerine muhalif işleri yapmaktan pişman olmak, hatalı ve günah olan şeyleri hemen terk etmek, daha önceden işlenmiş olan günahları ve benzerlerini yapmamaya azmetmektir.”
İnsan yaptığı işin kötü olduğunu kalben düşünür ve işlemekte olduğu işlerin kötü olduğunu görürse ve kalbinde tövbe etme arzusu olursa, o zaman Allahü teâlâ ona güzel bir dönüş ve tövbe nasîb eder. Esas tövbe, önce kötü insanlarla arkadaşlık yapmaktan uzaklaşmaktır. Çünkü insanı tövbe etmekten uzaklaştıran ve tereddütlere düşüren kötü arkadaştır.
Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde; “Biliniz ki, Allah katında en iyiniz, takvâsı en ziyâde olanınızdır” (Hucurât 13) buyurmuştur.
Bir zât Peygamber efendimize gelerek: “Ey Allahın, Peygamberi bana tavsiyede bulununuz” dedi. Peygamber efendimiz de: “Takvâya sıkı sarıl. Çünkü bütün hayırları kendisinde toplayan haslet takvâdır” buyurdu. Takvâ, bütün fazilet ve iyilikleri kendinde toplayan bir haslettir. Takvânın hakîkati, Allahü teâlâya itaat ederek azâbından sakınmaktır.
Takvânın aslı; önce şirkten, sonra kötü ve günah olan hareketlerden, daha sonra günah olabilme ihtimâli olan amellerden sakınmak, en son olarak da fuzûli ve lüzumsuz olan şeyleri terk etmektir. Hazreti Ali (radıyallahü anh) şöyle buyurmuştur:
“Dünyâda insanların efendisi cömert olanlar, âhirette insanların efendisi takvâ sahibi olanlardır.”
Vehbi Tülek.