Nimeti Değil Nimeti Vereni Görmelidir
“Muhabbet davasında bulunup da başkası ile meşgûl olan, dost ile alay etmiş olur!.."
Bursalı Muhyiddin Efendi Halveti tarikatının Uşşakiye kolundan ve Cahidî Efendinin halifelerindendir. Bursa'da doğdu ve 1091 (m. 1680)’de orada vefat etti. Üç Kuzular dergâhında medfundur. “İbretnüma” ismindeki eserinde şöyle buyuruyor:
Tevekkül; varlığı ve darlığı, Allahü teâlâdan başkasından bilmemektir.”
“Suyu düşünmek, susuzluğu gidermediği gibi, odunu düşünmek de, ısıtma yapmadığı gibi, davâyı sâdece istemek de gayeye ulaştırmaz. Çok gayret, çok çalışmak lâzımdır.”
“Allahü teâlâya ulaştıran yolda bulunmak istiyorum demek, matlûba eriştirmez. O’ndan ve O’nun için olan şeylerden başka her şeyden yüz çevirmek ve O’ndan başka her şeyden boşalmak, vazgeçmek lâzımdır. Yalnız O’na kavuşturacak şeylere yönelmek lâzımdır ki, bu davâsında sâdık olduğu anlaşılsın.”
"Bir kimsenin gönlünde, hem Allahü teâlânın râzı olmadığı şeylere muhabbet var, hem de Allahü teâlâya kavuşturan yolda bulunmayı istemek. Bu, o kimsenin sâdık olmadığını gösterir. Eğer sâdık ise, önce o şeylerden boşalması lâzımdır. Çünkü, ekilmiş yere ekin ekilmez ve yazılmış kâğıda tekrar yazı yazılmaz.” “Dünyadaki sermâyenize çok dikkat edin ve bilin ki ahıretteki sermâyeniz de bu olacaktır.”
“Zühd; kalbi mal yerine, onu yaratanına döndürmektir.”
“Kim Allahü teâlâyı bilirse, gam ve keder içinde olmaz.”
“Eshâb-ı kirama hürmet etmeyen kimse, Muhammed aleyhisselâma imân etmiş olmaz.”
“Şükür, nimeti değil, nimeti vereni görmektir.”
“Sevgi; zevkte şaşkınlık, saygıda ise hayranlıktır.”
“Afiyet; dînin bid’atten, amelin afetten, nefsin şehvetten, kalbin kuruntudan kurtulması demektir.”
“Muhabbet davasında bulunup da başkası ile meşgûl olan, dost ile alay etmiş olur. Muhabbet makamında iş oraya varır ki, kendinden bile haberi az olur ve Hak ile bekâya kavuşur. Zîrâ, O’ndan başkasının muhabbeti kalbde olursa, tevhîd ve muhabbet sırrı gönül tahtasına yazılmaz.”
“Hürriyet, kalbin hür olmasından başka bir şey değildir.”
“Cehennemlik olmanın alameti; Allahü teâlânın rızâsı için bir fakîre bir parça ekmek vermemek. Fakat nefsin isteklerini tatmin etmek için, bir ziyâfete yüz altın harcamaktır. Cennetlik olmanın alâmeti ise bunun tam tersidir.”
“Tasavvuf; tam olarak beş duyu organını günahlardan korumak, her nefes veriş ve alışında günah işlememeye dikkat etmektir.”
“Bir şahıs ne zaman mürid olabilir?” sorusuna şu cevabı verdi: “Seferde ve hazarda hâli hep aynı olan kimsedir. Yalnız olduğu zaman da, başkalarının yanında olduğu zaman da aynı davranışlar içinde olandır.”
Vehbi Tülek.