* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Virüsle Olan İmtihan Asıl İmtihanı Unutturmasın  (Okunma sayısı 187 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Virüsle Olan İmtihan Asıl İmtihanı Unutturmasın
« : Nisan 05, 2020, 05:45:14 ÖS »
Virüsle Olan İmtihan Asıl İmtihanı Unutturmasın

İmtihan Dünyası’nda olduğumuzu unutmayacağız. Siz dünyadaki imtihanda bile cevap anahtarını veren hoca gördünüz mü? Yahut ‘hocam bildiğim, kazanacağım yerlerden (konulardan ) gelmedi. Soruları değiştirin!’ diyen bir talebe, onun isteğini yerine getiren bir hoca var mı? Adı üstünde imtihan! İmtihan içinde imtihan!

Bizler de bunu hiç unutmayacağız. Dünya geçici, fâni ama fânilikler içinde ebedîlik gizlenmiş. Her türlü maddi manevi nimetler verilmiş ise ona esir olmamak, esir etmek bizim elimizde. İrademizle cenneti veya cehennemi kazanacak biziz.

Sebeplere bağlı bir musibet veya felaketin ne zaman geleceği bilinmez. Sebepleri oluşturup harekete geçiren ise Allah’tır. Ecelin hangi yoldan geleceği de meçhuldür. O halde her an ecel karşımıza çıkabilir düşüncesiyle hazırlıklı bulunmamız hep tavsiye edilir. Ders ve ibret almasını, yaşadıklarımızı olay olarak değil, düşünce/fikir planında değerlendirirsek bir ‘nefs muhasebesi’ yaparız. Koronavirüs, bütün dünyada sokakları boşalttı, hayatı durdurdu, insanları eve kapattı. Virüs korkusu, insanları ürpertiyor, panik havası meydana getiriyor. Mahrumiyetler bizde; sabır, kanaat, şükür, tevekkül, infak, paylaşma, yardımlaşma gibi değerlerimizin hatırlanmasına vesile oldu. Dünyanın nasıl cehenneme çevrildiğini görüyoruz. Araçların, bilgisayar teknolojisinin, elindeki imkanların kölesi iken, evimizi/yuvamızı, iç dünyamızı, imkanlarımızı ve zaaflarımızı keşfetmemize de sebep oldu.

Düşündüğümüz zaman, fıtrattan uzak yaşayan insanlığın bozulma ve çözülmeyi; gerek ferdi, gerekse toplumsal olarak bu acınacak duruma gelmiş/getirilmiştir. Kişi yalnız Allah’a kul olmak mecburiyetindedir. Dua ile tedbir dengelenmediğinde, bunalımlar başlıyor, ölçü ve denge kaybediliyor. Sağlık alanında yapılanlar, tebrik ve takdire şayandır. İdari kesimin salgının önüne geçmek, kontrol altında tutmak için camiler bile cemaatsiz hale bırakılırken (dini hassasiyeti olanlar) tedbirde kusur etmeme adına bunlara katlanırken, kendi değerlerinden uzak/habersiz olanlar niçin bir dönüş yapmazlar?

Batı toplumu bile tekbirler, dualar, namaz kılmaya çalışmalar, duygulanıp ağlamalar, tek hak din olan İslâm’a gelmeler, vs. ile hemhal olurken hâlâ din düşmanlıklarını kendi ülkesinde devam ettirenlerle beraber yaşamamız da başka bir imtihanımız.

Bir de sosyal medya! Virüsten daha çok mikrop saçıyor. Kirli dünyaları, kirli ruh ve zihin yapıları, iman nurundan uzak kalpleri, kararmış/karartılmış gönül dünyaları, her türlü bulaşıcı virüs görevini yapıyor. Koronavirüsü ile mücadelede takdir ve tebrike şayan hizmetlerine bu ‘sosyal medya virüsü’ne karşı tedbirler nerede? Tedbir (önlem) almazsanız, fitne fırsatını hep değerlendirirler. Zaten bulaşıcı hastalık halleri, koronavirüsü çıktığından önce de vardı. Kirli elleri yıkıyoruz. Peki, kirli zihinleri, kirli kalpleri, kirli düşüncelerini neyle yıkayacağız? Şu âyeti hatırlamak bile yeter. “Eğer Allah insanları yapıp ettikleri yüzünden hemen hesaba çekecek olsaydı, yeryüzünde bir tek canlı insan bırakmazdı.” Kur’an-ı Kerim özellikle hâdiseler üzerinde iyice düşünmemizi ilham etmekte, hiçbir olayın sebepsiz meydana gelmeyeceğini, sebeplerin ise ilahi plana bağlı bulunduğu anlatılır.

Gelip geçen milletlerden yıkılıp yok olanlar hakkında iyice araştırma ve inceleme yapmamız emrediliyor. (Mülk sûresine bakılabilir) Azıp sapıtan bir millete azâbın ne zaman geleceğini bilemeyiz. Sadece bunun bir takım belirtileri vardır. İlmi Allah’ın yanındadır.

Allah’ın kanunu değişmez. İndirdiği emirler ve nehiyler dizisi ve diziyi kapsayan sistem tamamiyle insan faydasına yöneliktir. Buna ‘hayat kanunu’ da diyebiliriz. Uyanlar mutlu olur, uymayanlar bedbaht olur. Kaza, bela, hastalık, vs. gelir sabreder. Nimetlere şükreder. Mümin olarak sabreden ve şükredenlerin yeri cennettir. Hadis-i şerifte de Rasûlullah aleyhisselam buyurdular:

“Mü’minin durumu gıpta ve hayranlığa değer. Çünkü her hâli kendisi için bir hayır sebebidir. Böylesi bir özellik sadece mü’minde vardır: Sevinecek olsa, şükreder; bu onun için hayır olur.  Başına bir belâ gelecek olsa, sabreder; bu da onun için hayır olur.”

Bu virüs sebebiyle maddi temizliğin önemini de bir kez daha hatırladık. Müslüman her an evinin bir köşesinde kıbleye dönüp namaz kılabilir. Namaz da ancak hem kalbin kirlerinden, hem bedenin, elbisenin ve namaz kılınan yerin kirlerden arınmış olmasıyla sahih olur. Bir müslüman günde birkaç kez abdest alır; elini yüzünü, ayağını, dirseklere kadar kollarını yıkar. Yemekten önce ve sonra ellerini yıkar. Virüsten korunma çarelerini anlatan bir tıp bilim adamı ellerin mümkünse dirseklere kadar iyice yıkanmasını tavsiye ediyor.

Dinin emri olan gusül ibadeti bile başlı başına bir temizlik mucizesidir. İslam’ın bize öğrettiği temizlik eylemlerini biz elbette öncelikle ibadet olarak yaparız, ama bunların dünyaya bakan yönlerinin olmadığını söyleyebilir miyiz? Hatta namaz dâhil bütün ibadetlerin dünyaya bakan yönleri vardır. Çünkü dünya düzeltilmeden öbür âlem kazanılmaz. Fıkıh âlimlerimiz şu tesbiti de yaparlar:

Müslümanın yediği ve içtiği temiz olmak zorundadır. Azıcık pis bir madde karışan bir yemeği yiyemezsiniz, ilginç olan, köpeğiniz dâhil, hayvanlarınıza pis maddeleri yem yapamazsınız. Temiz olmadıkça, temiz yemedikçe temiz düşünmek mümkün değildir.

Allah hiçbir şeyi boş ve anlamsız yaratmayacağına göre bu virüs de bir ayettir, yani onu da doğru okumamız gerekir. Bir ceza mıdır, uyarı mıdır, safi bir imtihan mıdır? Belki de hepsidir. Allah kimseye zulmetmeyeceğine göre bununla hak eden birilerini cezalandırıyor olabilir. Hatta birilerine mükâfat veriyor da olabilir. Ama biz bunu bilemeyiz, bizim yapacağımız bu ayetten ders çıkarmaktır. Ölçü/Denge, İtidal meselesi!

Resulüllah bir gün düşmanların Müslümanlar üzerine çanağa üşüşen yiyiciler gibi saldıracağını söylediğinde, o gün biz sayıca az olacağımız için mi böyle olacak diye soranlara, hayır, size ‘vehn’ yani ölüm korkusu arız olacağı için böyle olacak buyurur.

Bu yaşadığımız virüs korkulu hayat, ‘evde kal’ tavsiyesi, bize insanlığımızı hatırlatıp ahiret yolculuğu içinde olduğumuzu ve bu yolculukta karşımıza çıkan zorlukları aşmamız gerektiğine de katkı sağlayacaktır. Şer hayır/Dünya ahiret meselesi!

Yaşar Değirmenci.