* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Her Gün Öğretmenler Günüdür  (Okunma sayısı 132 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Her Gün Öğretmenler Günüdür
« : Kasım 24, 2020, 10:19:37 ÖÖ »
Her Gün Öğretmenler Günüdür
   
Öğretmenler Günü’ vesilesi ile ilgili çok şey yazılıp çiziliyor. Rutin törenler yapılıyor. Her konan/yerleştirilen ‘gün’de istismara, kullanılmaya, sekülerizme ve Kemalizm’e âlet ediliyor.

Geleceğimizi teslim edeceğimiz yavrularımızı yarın’lara hazırlayan öğretmenlerimiz; millî ve mânevi değerlere bağlı, kendi kültür ve medeniyet havzamızda yetişmiş, idealist ve ‘dava adamı’ misyonu taşıyan, menfaat ve parayı öncelemeyen, kalıcı hizmetler vermeyi şiar edinen, ‘ölçülü ve dengeli’ hal içinde hareket eden kaliteli ve vasıflı özellikleri taşıyanlardır. 

Öğretmenin malzemesi de insan. Yaptığı hizmet, gönüllü yapılan hizmettir.

Öğretmenlik, ibadet aşkı ile yapılan, öğrencilere kendi çocukları gibi değer veren bir meslektir. Öğretmenler; sevgi/saygı elçileridir. Sınıfta; yaşama sevinci, toplumda huzur, ülkede barış, meslektaşları arasında samimiyetin sembolüdür öğretmen.

Öğretmen, idareci, eğitimci olanların gayretleri; bilgili canavarlar, becerikli psikopatlar üretmesin. Şefkatsiz, merhametsiz, adaletsiz yığınların öğretmeni olmayın. Öğrencilerin örgün, yaygın, online sisteminde gördükleri/aldıkları bilgiler; daha fazla insani değerler taşımasına yardımcı olursa, öğrettikleriniz yalnız o zaman değer ve önem taşır. Göz pınarları kuruyan, ağlamasını, gülmesini, üzülmesini, sevinmesini, unutan duyarsız insanlar yetiştirilmesin. ‘Kalbin mi katılaştı, git yetimin başını okşa. Fakirin, yetimin sofrasında bulun. O zaman içinde bir şeylerin kıpırdadığını göreceksin’ Tavsiyesini unutmayın.

Kendini yenileyerek ‘Biz her dem yeniyiz. Bizden kim usanası’ diyen insandır öğretmen. ‘Dün’e takılıp kalmayan hatada ısrar etmeyen ‘Dün dünde kaldı cancağızım bugün yeni bir gündür yeni şeyler söylemek lazım’ diyen meslektaşımızdır öğretmen.

Öğretmenin görev ve sorumluluğu şairin mısralarına bakın nasıl yansımış. Yüreğime bağlanmış sırtımdaki ağır yük. Koşsam da, yürüsem de benimle gelir gider. Yeni doğan günlerin çilesi daha büyük. Ne mekânla değişir, ne zamanla bu kader.

Öğretmenler insanı; huzura mutluluğa, iyiliğe, birliğe uzlaşmaya ve dayanışmaya, ümit ve güvene yönelten rehberlerdir. Bu sebeple, toplumda herkesten önce, öğretmenlerin huzur, mutluluk ve güven içinde olmaları gerekir. Çünkü öğretmen huzurlu ise, millet huzurludur; öğretmen mutlu ise, millet mutludur; öğretmen güvenli ise, millet güvenlidir.

Peygamberimiz bir hadisinde: “Ben muallim/öğretmen olarak gönderildim” buyurmuştur. Hayatı, bütünüyle eğitim ve öğretimle geçmiştir. O, bütün insanların öğretmeni olmuştur. Cehalet ve sefalet içinde yaşayan insanları, batıl inançlardan, hurafelerden ve her türlü olumsuzluktan kurtarıp; tertemiz bir yaşayışa, güzel bir ahlaka ve anlamlı bir hayata kavuşturmuştur. Onun, kısa bir zaman içinde ulaştığı bu başarı, iyi bir mürşit ve öğretmen olduğunun delilidir. Peygamberimiz, emrettiklerini önce kendisi yapan, yasakladıklarından da daima uzak duran bir kişilikle; yani söz ve davranış uygunluğuyla insanlara etkili bir örnek olmuştu. Ayrıca o, muhatabını çok iyi tanırdı; herkese anlayışı ve yeteneği ölçüsünde davranırdı. (muktezayı hâle göre) Onun metodunun en önemli özelliklerinden birisi de, daima kolaylığı esas alması; sabırlı, hoşgörülü ve bağışlayıcı olmasıydı. O, davasına son derece vakıf, görevine samimiyetle inanan ve insanlardan hiçbir şey beklemeyen, sadece Allah rızasını gözeten bir önderdi. Kıyafetiyle, temizliğiyle, güzel konuşmasıyla, samimiyetiyle, güler yüzlülüğüyle, mütevazılığıyla sevilen, sayılan, bir dediği iki edilmeyen etkili bir muallimdi.

Öğretmenlerimiz vesilesiyle göklere bulutlar gibi yükselir, yere rahmet olarak düşeriz. Her kahramanlık destanı, öğretmenimizin dudakları ile yüreği arasında yetiştirdiği nesiller tarafından yazılmıştır. İnsandaki kendi başınalık ben-merkezcilik, (egoizm) öğretmende kolektif şuur ve kolektif aşka dönüşür. Acısı da sevinci de bizim adımızadır. İster ki umutlarında bizim geleceğimizin gülleri açsın. İster ki sevgi pınarlarında bizim huzur testilerimiz dolsun. Öğretmen sadece gözleri değil; yüreği ağlayan insan’dır. Öğretmenin malzemesi insandır. Aklıyla, kalbiyle, ruhuyla cesediyle maddesiyle- manasıyla, kabiliyetleriyle, zaaflarıyla, güzellikleriyle-çirkinlikleriyle iyilik ve kötülük yönleriyle. En hayırlı veya en şerli olmaya meyilli bir varlığın eğiticisi, öğreticisi, rehberidir öğretmen. Her şifa bulan hastada öğretmenden bir moral izi, her yeni buluşta göz nuru, tüten bacada, yükselen fabrikada, çözülen formülde, memleket millet faydasına verilen her hizmette alın teri, zihin teri, milli birlik ve beraberlik harcında çimentosu vardır öğretmenin.   

Sağ iktidarları muktedir yapamayan, ‘insan unsuru’nun ihmalidir. Sadece ekonomi, baraj, yol, köprü, teknoloji, sanayi, bilgisayar, internet v.s. İnsan nerede insan? Yoldan, köprüden geçen kim? Barajı kullanan kim? ‘Millî kültür barajı’ nerede? Bilgisayarın, internetin tuşuna dokunan parmak kimin parmağı? Sadece bilgisayarlı-internetli eğitim, kıymet hükümleri vermez. İnançtan, ahlaktan, idealden, sevgiden, faziletten, saadetten söz etmez. Vefanın-tevazuun, düşüncenin, sorumluluk şuurunun, güzelliği sadelik içinde canlı tutmanın, insandan anlamanın; talimatnamesi, müfredatı, kursu ezberi olmaz. İnsanın; şahsiyeti, bütünlüğü, dengesi, istikameti, ruhu, kalbi, zihni, iradesi yok mu? Bütün bunlar nerede, ne zaman hatırlanacak? Rabbim, bu zor görevde öğretmenlerimizi muvaffak kılsın.

Amin.

Yaşar Değirmenci