* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: ZAMAN YOLCUSUYUZ  (Okunma sayısı 378 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
ZAMAN YOLCUSUYUZ
« : Eylül 30, 2018, 09:56:32 ÖS »
ZAMAN YOLCUSUYUZ

Yaşadığımız çağ, ruh ve düşüncenin kirletildiği, zihinlerin dağınık hale geldiği, insanların lüzumsuz yere meşgul edildiği, zaman katillerinin, zaman hırsızlarının istila ettiği bir zaman dilimi olarak hatırlanacaktır.

Bilgisayarın, internetin ve onun getirdiği teknolojinin hayatımıza girmesiyle boş vaktin artmış olduğu günümüzde maddi konfor nispetinde artan huzursuzluklar, büyük ölçüde “zamanı yönetme” tarzımızdaki yanlışlıklardan kaynaklanmaktadır.

Her batan güneş, her koparılan takvim yaprağı, ömrümüzün bir sel gibi akıp gittiğinin, en önemli ‘zaman sermayemiz’in tükendiğinin, bizlerin ise seyretmekten başka bir şey yapamadığımızın acı ikazı ve çaresizliği. 

Zamanın kıymetini bilen kimseler, onu faydalı işlerde kullanmak ve hayat sermayesinin dakika ve saniyelerini bile israf etmemek mecburiyetindedir. İnsanları doğru dürüst bir hayat yaşamaktan alıkoyan şey, zaman yokluğu değil, zaman israfıdır. Zaman, insanın sahip olduğu yegâne sermayedir.

Bir 24 saat yaşıyorsun ama: günü gün gibi, geceyi gece gibi, ay’ı ay gibi, yılı yıl gibi yaşamıyorsan, iraden ve şuurun nefsânî  zaaflar yüzünden beton kalıpların arasında sıkışıp kalmışsa, hikmet ve sır noktalarının “düzenleyici-yön verici” zenginliğinden nasib alamıyorsan, bu nasıl bir yaşamaktır? Hızın, hazzın, TV, internet, sosyal medya ve benzeri teknoloji/bilgisayar ağlarının insanımızı esir ettiği bir devirde ancak ‘zaman şuuru’ kazanarak bu esaret zinciri kırılıp, mücadele edilebilir. Zaman şuuru da zamanın farkında olmak, onun değerini bilmek ve zamanı israf etmeyip onu yerli yerinde kullanmaktır. Hızın, hazzın, TV, internet, sosyal medya ve benzeri teknoloji/bilgisayar ağlarının insanımızı esir ettiği bir devirde ancak ‘zaman şuuru’ kazanarak bu esaret zinciri kırılıp, mücadele edilebilir. Zaman şuuru da zamanın farkında olmak, onun değerini bilmek ve zamanı israf etmeyip onu yerli yerinde kullanmaktır.

Şimdiki hayatımız içinde pek sıkça duyduğumuz “vaktim yok!” sözünü, ben “vaktimin bereketi yok” şeklinde değerlendiriyorum. Okumaya, düşünmeye, vefaya, fedakarlığa, yardımlaşmaya, görüşmeye vaktimiz yok.

Çünkü vakitlerimiz gaflet ipoteklerinin tasallutu altında. Mutlu olmaya vaktimiz yok; yani, yaşamaya vaktimiz yok!

Doğruya, İyi’ye, Faydalı’ya, Güzel’e ulaşmak için yapılacak fazilet mücadelesinin bugün düğümlendiği nokta zamanın değerlendirilmesidir. Bu düğüm çözülmeden diğer meselelere sıra gelmez.

Gözlerimizi tarihe, medeniyetimizin temel esaslarına çevirirsek, zamanı umursamazlığımızın son yüzyıllarda bize musallat olduğunu müşahede ederiz. Uyanık bir şuurla Kur’an’ı ele alan bir insan, zamana ne kadar önem verilmesi gerektiğini hemen kavrar. Hadis-i

şeriflerde de bir Müslümanın iki gününün eşit olmaması lazım geldiği belirtilir. Hz. Ömer, “Bugün Allah için ne yaptın?” diye sorarken, her geçen günü tam anlamıyla değerlendirmek zorunda olduğumuzu bize hatırlatır.

Başarılı olmada dikkat edilecek hususlara baktığımızda en başta zamanı israf etmeyip, en güzel şekilde değerlendirmekten geçtiğini görürüz. Başarılı olmanı yolu zamanı kontrol etmekten geçer. Bütün başarılar işlerin vaktinden önce yapılmasına bağlıdır. Bizlere zor gelen iş, zamanında yapmamız gerekip de ertelediğimiz kolay şeylerin yığılmasıyla meydana gelir . Başarılı olmak için:

•Dikkatimizi, zamanımızı, enerjimizi günlük olayların getirdiklerinin peşinde harcayarak ziyan etmemeli, bunları maksadımızın doğrultusunda kullanmalıyız.

•Birçok işi bir arada yapmak verimli olmayacağı için en önemli işi, en enerjik zamanda yapmalıyız.

•Zamanı iyi kullanabilmek için geçmişte zamanın nasıl ve hangi durumlarda ziyan edildiğinin bilinmesi ve buna göre tedbir alınması gerekmektedir.

•Çalışanlar kötülük düşünmeye vakit bulamazlar, çalışmayanlar ise kendilerini kötülükten kurtaramazlar, sözü unutulmamalıdır.

•Harcanan gayretlerden ziyade elde edilen sonuca bakılmalıdır. “Hedef neydi? Ne kadarı elde edilmedi? Aradaki farkın sebepleri nelerdir? ’’ soruları cevaplandırılmalıdır.

•Ülkemiz gelişmekte olan bir ülke olduğu için kaliteli, kendini iyi yetiştirmiş insan gücüne çok ihtiyaç duymaktadır. Bu ihtiyaç da zamanın kıymetini bilip gereğini yerine getiren insanlarla karşılanabilir.

Çevremizde başarılı olmuş insanlara baktığımızda hepsinin metotlu çalışma ve zamanını çok iyi kullanma sonucunda bu başarıya ulaştıklarını görürüz.

•Az başarı, çok bilgiden; istikrarlı çalışma, kesik kesik çalışmadan iyidir.

•Başarılı insan, tespit ettiği hedefe, ayırdığı belirli bir zaman dilimi içinde ulaşmış olan kişidir.

•Başarı çok çalışmayla değil, verimli çalışmayla elde edilir. Verimli çalışma da zamanı belirlenmiş, hedefleri tespit edilmiş, tercihler doğrultusunda metotlu, planlı ve programlı yapılan çalışmadır.

Daha fazla saymayalım. Sadece düşünüp kafa yorduklarımızı uygulayıp hayatımıza yansıtalım yeter.

İnsanları doğru bir hayat yaşamaktan alıkoyan şeyin, zaman yokluğu değil, zaman israfı olduğunu unutmayalım. Zamansızlıktan şikayet edenlerin çoğu, zamanı iyi kullanmasını bilmeyenlerdir. Hızzın, hazzın, bilgisayar/internet ağının insanımızı uyuşturduğu, fıtrattan uzak bir hayat yaşattığı böyle bir devirde, ancak ‘zaman şuuru’ kazanarak mücadele edilebilir. Felaketlerin en büyüğü de vakti boşa geçirmektir. Bütün bu hususlara dikkat ederek hayatımıza çeki düzen verelim.

Yaşar Değirmenci.