* FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Her Gecemizi Kadir Her Nefesimizi Ahir/son Bilelim Nefs muhasebesi Yapalım  (Okunma sayısı 114 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 8260


Her Gecemizi Kadir Her Nefesimizi Ahir/son Bilelim  Nefs muhasebesi Yapalım

Gecelerin en faziletlisi ve bir ömre bedel olan Kadir gecesinin bu üstünlüğü hidayet rehberimiz Kur’an-ı Kerim’in bu gecede indirilmesi sebebiyledir. İnsanlığın ufkunda bir güneş gibi doğan Yüce Kitabımız, bu gecede indirilmeye başlamıştır.

O’nun nuru, karanlıklar içerisinde yönünü kaybetmiş olan insanlığa bu gece ışık tutmuştur. O, eşsiz ilke ve mesajları ile hüzünlü ve bîtap gönüller için neşe kaynağı olmuştur. Mahşerde şahitliğine müracaat edilecek zaman dilimlerinden birisi de bu gecedir.

Kadr sûresinde geçen: Selam, “barış, huzur, saadet, af, mağfiret” manalarını kapsar. Kur’an’ın inişi hatırına, vahyin sahibi Allah tarafından ilan edilen genel bir affa da delalet edebilir. Kadir gecesi, dargınlık, kırgınlık, kin ve nefretin terkedilip sevgi ve kardeşliğin hâkim kılınması gereken gecedir. Bu gece, rengi, ırkı, dili, mezhebi ne olursa olsun açlık, susuzluk, darlık ve zulümle mücadele eden kardeşlerimizin dertleriyle hemdert olmamız gereken gecedir. Bu gece paylaşma, yücelme ve ilâhî rızaya ulaşma gecesidir. Bir ömre bedel, bereketli ve şerefli bir gece. Kadir Gecesi, vahyin hayatı bereketlendirmeye başladığı ilk gecedir.

Kur’an; bizim hayatımıza inerse; ömrümüze nasıl bereket katacağını düşünelim. Aynı vahiy, ilk muhatabı Peygamberimizi “Âlemlere rahmet, indiği şehri ‘kentlerin anası, indiği toplumu ‘insanlığın anası’ (ümmet) kılmıştır!” İçine vahyin indiği bir gece bir ömre bedeldir. Bunun tersi de geçerlidir. İçinde vahyin olmadığı bir ömür; bir gece kadar değersiz ve bereketsizdir. Vahiyle inşa olmak isteyen her mü’mine; melekler, vahyin diriltici soluğunu kıyamete kadar indirmeye devam ederler.

Kur’an-ı Kerim, hayata mana katar ve hayatı aydınlatmasını ifade eder. Vahyin mesajıyla buluşulan her zaman ve zeminin değerleneceği anlayışa sahip olunmasına dikkat çeken bir suredir.

Bu durumda Kadir Gecesi, yakalanmaya çalışılan bir şans olmaktan çıkarılmakta, hayatın içinde ve her anına taşınabilir olarak tanıtılmaktadır. Kur’an ile buluşulan her an kadir ve kıymet kazanmakta, Kur’an ile meşgul olunan her zaman ve zemin, melek şahitliğini göstermektedir. Vahiy desteği olmadan sadece insan idrakiyle bunun bilinemeyeceğine dikkat çekilmektedir.

Kadir Gecesi’nin bin aydan (83 yıldan) daha hayırlı olduğu hatırlatılırken, bu gecenin bir insan ömrüyle eşdeğer olduğu ifade edilir. Hayırlı oluş, hayatın anlam kazanmasıyla elde edilebilmektedir.

İçinde Kur’an nurunun bulunduğu her an, insanın kadir anı olmaktadır. Kur’an ile dolu bir hayat, Kur’an’sız bin hayattan değerlidir. Bu sebeple Kadir Gecesi’nin kıymeti de Kur’an’dan gelmektedir.

Kıymet; gecede değil, geceyi nitelendiren olaydadır. Ramazan ayında Kadir Gecesi’ni aramaya çalışmanın en evrensel ve anlaşılabilir şekli, onu bütün zamanlara yaymak ve hayatı Kur’an ile buluşturma hassasiyetini geliştirmektir.

Vahyin şekillendirdiği her insana meleklerin inmesi her zaman mümkündür. Ayetin mesajı, evrensel bir özellik kazanır ve her insanın onunla buluşmasının yolu açılır.

İçinde Kur’an nazil olmuş olduğu için bin aydan daha hayırlı kılınan Kadir Gecesinde duaların daha fazla icabet gördüğü de bildirilmiş olduğu için o geceye herkes apayrı bir önem veriyor, o gece ibadetler, dualar daha fazla artırılıyor. Bütün ay oruç tutmayanlar o gün özel olarak oruç tutuyor, insanların çoğu zekatlarını, sadakalarını o güne saklıyorlar.

Allah Resulü onun Ramazan’ın son on günü içinde olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu buyurmuş.

O yüzden kendileri Ramazan’ın son on gününü genellikle itikafa çekilerek o geceyi ibadet halinde karşılamaya çalışmış. Bizler de “nefs muhasebesi” yapalım.

Bundan önceki nesillerin, sözüm ona ‘seçilmiş milletlerin’ kaybetme sebebi hep bu olmamış mı? Kendilerini Allah’ın sevgili kulları olmaktan çıkmayacak bir mevkide gören toplumlar/cemaatler, diğer insanlara karşı mutlak üstünlük havalarına girmişler. Bu duygu ve düşünceler Allah’ın emaneti geri almasının yeterli sebebi. Aynı şey Müslümanlara olmasın diye Allah onları özel bir eğitime tâbi tutmayı murad etmiş.

Müslümanları eğiten o özel müfredatın bir parçası adeta. Allah’ın karşısında, kendi amellerine güvenerek, hiçbir zaman tam bir güven içinde olmamak. Kimsenin başka bir kimsenin ne günahını yüklendiği ne de kurtarabildiği bir din İslam. Bireysel sorumluluk anlayışı Hz. Peygamberin kendi kızı Hz. Fatıma’ya “Dikkat et seni ben bile kurtaramam” sözleriyle muhteşem ifadesini buluyor. Hayırlı amellerde bulunmak çok önemli ama ona bile yeterince güvenmemek gerek. Zira bu amellerin içine sızabilecek, insanın kendisinin fark edemeyebileceği riya, gizli şirk veya başka amaçların tehlikesine karşı da teyakkuz hâlinde olmaya çalışmak gerek. Nefs muhasebesi içinde olmak, sürekli kendini gözlemek, gözetlemek kendine ayna tutmak. İnsan kendi hallerinin her zaman ne kadar farkında olabilir? Bu, neresinden bakarsanız insanı hiçbir zaman giderilemeyecek bir tedirginliğe götürür. Birkaç eylem, birkaç zikir, bir mensubiyet ile giderilemeyecek gerilim. Bu tedirginlik, bunalım, gerilim insanı duaya sevk eder. Dua insanı kendini sürekli kontrol etmeye, kendini tanımaya, bu arada Allah’ı da tanımaya, yerini bilmeye yöneltir. Hiçbir zaman tam bir kurtulmuşluk güveni içinde olmama, ama tabii ki hiçbir zaman ye’s içinde de olmama halinin tam bir havf-recâ dengesi sağlaması umulur. Dualarımız olmasa Allah karşısında hiçbir kıymetimiz yok gerçekten. Dualar, özellikle Peygamberimizin ettiği ve bütün Müslümanlar için her biri ayrı bir ders olan dualar. Yüce Allah Kadir Gecesinin kadrini, hakikatini takdir edenlerden kılsın bizi. Bu geceyi, ancak Kur’an’ın kadrini, kıymetini bildiğimiz müddetçe ihya etmiş oluruz. Kur’an-ı Kerim’in hak, hakikat, ahlak ve adalet ilkelerine sarıldığımız ölçüde bir ömre bedel manevi gelişmeler yaşayabiliriz. ‘Her geceni Kadir, her nefesin ahir bil’ şuuruyla hayatımızı sürdürelim.

Peygamberimizin çok sık yaptığı şu duaları da ihmal etmeyelim.

“Ey kalpleri çeviren Rabbim! Benim kalbimi hak dininin üzerinde sabit kıl.

Allah’ım! Sen affedicisin. Affetmeyi seversin. Bizi de affet!”

Yaşar Değirmenci.

İNTERNET RADYOMUZ 24 SAAT YAYINDADIR.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap