Kayıt Ol
Giriş Yap
Menu
Ana Sayfa
Forum
Yardım
Ara
Giriş Yap
Kayıt Ol
www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ
FANİDUNYA NET TARİH, KÜLTÜR, SANAT, EDEBİYAT
KÖŞE YAZARLARI - KARMA
Yaşar Değirmenci
Kürt Meselesi Yok Manevileşmiş Birliğimizin Dağılması Meselesi Var
FANİ DUNYA FORUM HABERLER
« önceki
sonraki »
Yazdır
Sayfa: [
1
]
Aşağı git
Gönderen
Konu: Kürt Meselesi Yok Manevileşmiş Birliğimizin Dağılması Meselesi Var (Okunma sayısı 94 defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
fanidunya NET
Administrator
İleti: 6974
Kürt Meselesi Yok Manevileşmiş Birliğimizin Dağılması Meselesi Var
«
:
Kasım 06, 2024, 07:49:51 ÖÖ »
Kürt Meselesi Yok Manevileşmiş Birliğimizin Dağılması Meselesi Var
Modern hayatın dayattığı her şeyi elinizin tersiyle itip kendimize mahsus bir hayatın temellerini atıp bunun inşasını düşünmek zorundayız. Müslümanlar olarak gün geçtikçe yaşayan değil tartışan bireyler olma eğilimini bırakalım. “Allah, bir topluluğa şer murat ederse, onlara tartışma kapısını açar ve onları amelden alıkoyar” sözünü dikkate alalım. Ruhumuzda, zihnimizde, şuurumuzda, kişiliğimizde, kimlik ve şahsiyetimizde dinin istikamet denge ve tefekkür tarafı olsun. Bu var ise; o insan sorumluluk şuuruyla yaşar. Hayata müdahil bir dinimiz var bizim. Din; ruhu ve zihni ışıklandırmak ve hayatın içinde yaşanmak içindir, ezberlenip taşınmak için değil. Son yaşadığımız olaylar da kendi tarihimizden, kültür ve medeniyetimizden kopuk olduğumuzu gösteriyor.
Bir kültür emperyalizmi ve kültür erozyonu içindeyiz.
Kültür ve Medeniyet meselemiz hep ihmal edildi, önem verilmedi. Tartışılan, konuşulan son günlerde hep gündeme oturan meselenin de kültür ve medeniyetimizi bilmemekten kaynaklandığını ortaya koydu.
Terörü yok saysak da bizim bir milli manevi zaafiyet meselemiz vardır. Sırf ekonomizm kafasıyla önemli sayılmamış, kültürel meselelere değer verilmemiştir.
Müzeler, anma günleri, turizm, gösteriler, oyunlar vs. Bizde devletin kültürle alâkası budur. Kültür’le Eğitim’in ayrılmazlığı bile anlaşılamamıştır. Kültürel farklılıkların olması, ayrı bir kültürün meydana gelmesi değildir.
Geniş mânâda düşünülürse aileden aileye bile, kültürel farklılıklar görülebilir. Millî kültürün asgari müştereklerini reddedici bakışla hiçbir meselemiz konuşulamaz. Kendi “milli” ve “mukaddes” değerlerini, kafalara ve vicdanlara gerektiği gibi işleyememiş, Türk’ü Türk’e, Müslüman’ı Müslüman’a sevdirememiş bir kültürle, bir millî eğitimle çare bulunamaz.
Asıl ihmal edilen husus; insanın bütünlüğüdür, insanı insan yapan mânâ yönüdür, ruh yönüdür, kültür yönüdür, inanç yönüdür. Bu memlekette yıllarca emperyalizme çanak tutanlar, hep anti-emperyalizm propagandası yaptılar. Millet’in hakikatini, milleti millet yapan değerlerin üstünlüğünü unutmak; ihmallerin ve gafletlerin en korkuncu idi. Hâlâ her şeyi maddeye ve maddi sebeplere bağlamak ısrarları, o ihmalin ve gafletin uzantısıdır. İnsanları sadece maddeyi ve parayı düşünen bir hayat anlayışının peşine takarsanız, günün birinde her ev ayrı bir vatan ve her aile ayrı bir millet haline dönüşür. Merhum mütefekkir, gazeteci Ahmet Selim (Zeki Önal) ağabeyin gerek yazılarında gerek sohbetimizde kullandığı rahmet, mağfiret bulmasına vesile olması duygu ve düşüncelerimle nakledeyim.
“Ev” manevileşirse “yuva” olur. Manevileştiği kadar, yuva olur. Toprak manevileştiği ölçüde vatan olur. Halk, cemiyet; manevileştiği ölçüde millet olur. “Fert”, manevileştiği ölçüde “şahsiyet” olur, “yürek” manevileştiği ölçüde “kalb” olur, “gönül” olur. Ruh’un tahakkuku, madde’yi manevileştirdiği ölçüde gerçek hayat doğar; hayatın fonksiyonları verimli olmaya başlar.”
Türk milleti, etnik farkları kaynaştırıp ölümsüzleştiren manevileşmiş tarihi varlığıyla bir bütündür. “Irkî bir sebep” ile ülkemizde insanlara farklı davranılma yanlışı tasvip edilemez. Ülkemizde, ırkî farklılıkların bizim tarihimizde olduğu kadar, manevi-kültürel bir pota içinde birlik ve beraberliğimizin tabii özellikleri haline dönüşmesi ne kadar güzeldir. Bu gerçeği başka nerede görebilirsiniz. (Konuştuğu dili yasaklatan şef’lerin kahraman ilanına bakın.)
İslam dünyası bir daha bir araya gelemesin diye Türklerin kalbine Arap düşmanlığı, Arapların kalbine de Türk düşmanlığı ektiler. Savaştığımız İngiliz’di, Fransız’dı, İtalyan’dı, Yunan’dı ama savaşın sonunda düşman olduğumuz kendi bedenimizin bir parçası olan Araplar, bilahare inkâr ederek, yok sayarak kendimize yabancılaştırdığımız yine aynı bedendeki diğer canımız olan Kürtler oldu. Manevileşmiş halimiz devam etseydi böyle olur muydu? Dahası, İslam birliğini geçtik, Türkler Türklerle de bir araya gelip yine daha güçlü bir varlık ortaya koyamasınlar diye Türk Birliği (Turan) ülküsü de uzun süre suç addedilerek bu millete zulme devam edildi. (Nihal Atsız’a yapılanları okuyun.)
İşte bugün Ortadoğu’da yaşananlar yüz yıl sonra da olsa gelip yakamıza yapışıyor. Filistin’de yüz yıl önce Siyonizm’in emrindeki emperyalistlerin zulmü katliamları bugün Gazze ve Lübnan’da yaşananlar bize kendimizi tekrar hatırlatıyor. Siyonist barbarlığın; Türkler, Kürtler, Araplar arasındaki kardeşliği, bir millet olma özelliğini nasıl bugünkü duruma getirdiklerini de düşünme, ders ve ibret alma gereklidir. Türkiye’nin yıllarca başına musallat olmuş olan PKK terörünün kaynağının Siyonist emperyalizm olduğunu bilelim artık. Kürtlere yönelik inkâr ve baskı politikalarıyla PKK’yı muhatap almamızı pompalayanlar da aynı Siyonist projenin elemanlarıdır. (Moiz Kohen, Jön Türkler ve İttihatçıların Osmanlı’yı ilmek ilmek çözen ve Türk’ü hem kendi tarihî kimliğine hem siyasal bedeninin diğer unsurlarına yabancılaştıran çalışmalar da aynı Siyonist projenin parçası, Türk’ü kontrol altına almanın, kurnazca, sinsice yolu.) Haçlı-Siyonist ittifakının doymak bilmeyen saldırganlığı, sınır bilmeyen tasallutları, ırkçı aşağılamaları, baskıları bize özümüze, kendimize aidiyetimize dönmemizin şart olduğunu gösteriyor.
Kürtleri dini, siyasi ve tarihsel kardeşler olarak bilelim. Kardeşliğimizi bozmaya çalışanlara geçit vermeyelim, geçmişin yaralarını birlikte saralım. Şef’lerin devlete yükledikleri zulmün izlerini “özrümüzün kabulü” hassasiyetimizle silelim.Kemalizm’in, “ebedi şef”, Tek parti zulmünü yapana “millî şef” pâyeleri verilenler, bu milletin köklerini kuruttular. Osmanlı’nın, Selçuklu’nun devamıyız. Zafer diye yutturulan “Lozan”la İngilizlerin emrine girerek paylaştırılan vatan topraklarımıza sahip çıkalım. Masa başında çizilen sun’i yapay sınırların bizim sınırlarımız olmadığını, cumhuriyetle kurulan değil, bin yıllık devlet olduğumuzu da unutmayalım. Batı’nın uşaklarını tanıyalım artık. Belli günlerde hâlâ putlaştırmaya gidilse de geç olsa da…
Yaşar Değirmenci .
İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.
RADYO FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol
veya
Giriş Yap
Kayıtlı
Yazdır
Sayfa: [
1
]
Yukarı git
« önceki
sonraki »
www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ
FANİDUNYA NET TARİH, KÜLTÜR, SANAT, EDEBİYAT
KÖŞE YAZARLARI - KARMA
Yaşar Değirmenci
Kürt Meselesi Yok Manevileşmiş Birliğimizin Dağılması Meselesi Var
Sitemap
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48