Gönderen Konu: Milletin Ümmetin İnsanlığın Ümidi Biziz  (Okunma sayısı 1127 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 6954
Milletin Ümmetin İnsanlığın Ümidi Biziz
« : Ağustos 21, 2024, 07:53:18 ÖÖ »


Milletin Ümmetin İnsanlığın Ümidi Biziz

   Türk milleti, etnik farkları kaynaştırıp ölümsüzleştiren manevileşmiş tarihi varlığıyla bir bütündür. Türk milleti Müslümandır. Dinini kaybedince milli özelliklerinin bütününü kaybeden ve milliyeti ile maneviyatı birbirinden ayrılmaz hale gelmiş bir millettir. Türkiye, Türk milletinin anavatanıdır. Din-dil-tarih şuuru milli sıhhatin teminatıdır. Millet olmak manevi, tarihi ve idealist bir gönül beraberliği içinde bulunmaktır. Türk milleti, Selçuklu’nun, Osmanlı’nın İslam’ı en güzel biçimde yaşamış bütün insanlarının manen içinde bulunduğu bir büyük beraberliktir.

Biz Cumhuriyetle beraber kurulan bir devlet değiliz. Cumhuriyeti kuran da tek lider, tek önder değil. Şahıslar putlaştırılmadan, yapılanlar tenkit süzgecinden geçirilmeden, din/dil ve tarih şuuru verilmeden kendi kültürümüzü bilemeyiz/öğrenemeyiz/öğretemeyiz. Bu ülkede yaşayıp, bu vatan topraklarında büyüyüp, bu milletin evladı iken, vatan, millet, devlet düşmanlarıyla beraber olamayız/olmamalıyız. Zulümleri, katliamları, ‘Batı uygarlığı’ adı altında yutturulan emperyalist zalim devletlerin uşağı gibi hareket edilemez. “Hainlere taraf olma!” ilahi ikaz unutulamaz. “Kendilerine hıyanet edenleri savunma! Çünkü Allah, hainliği meslek edinmiş günahkârları sevmez.” (Nisa suresinde 105, 107. Âyetlere bakabilirsiniz).

İngiliz-Yahudi aklı; şimdi orta ve uzun vadede Müslümanları birbirine düşürerek İslâm dünyasını bir şekilde kana bulayacak çok büyük bir Acem oyununu oynuyor. Gaflet uykusundan uyanalım. Batı uygarlığı, çağdaşlık diye diye eğitim sistemimiz kanalıyla zihinler felç edildi. Hemen hatırlayacağımız yakınlıkta Bosna’da Batılı BM askerlerinin gözetiminde katliam yapıldı.

Irak’ta bir buçuk milyon insan katledildi. Hemen her gün Suriye, Filistin, Kudüs, Yemen, Sudan, Arakan vs.’deki zulümlere şahit olunuyor. Bütün bunlar ‘demokrasi, insan hakları getireceğiz’ diye yapıldı.

Vahşetin, katliamın, barbarlığın adı ‘çağdaş uygarlık’ diye yutturuldu. İsrail’in yaptıklarına, ABD’nin zalimlere himayesine, İngiltere, Fransa, Almanya, Yunanistan’ın Türkiye düşmanlığı batasıca Batı’nın devlet politikası haline getirildi.

Şimdi bütün bu şer güçler ve içimizdeki ‘şer ittifakı’ bu devleti yıkmaya, bu milleti yok etmeye çalışılırken bizler dini, tarihi sorumluluklarımızın şuurunda hareket etmek mecburiyetindeyiz. Milletin, ümmetin, insanlığın ümidi biziz. Biz millet olarak insanın haysiyetini, şerefini korumakla mes’ul ve mükellefiz. Batı korkuyor. Tarihin hakiki olarak yazılmasından, medenilik/uygarlık adı altında yaptıkları vahşetin, katliamın bilinip öğrenilmesinden korkuyor. Milletleri, toplumları, ümmetleri, insanları ve insanlığı biz yaşatırız. Mukaddesliğin, kutsiyetin, kaynağı ve aslî konusu; sadece imandır, dindir, İslâm’dır. İslâm; tek hak dindir. 

İslam’ı sadece bir inanç sistemi gibi görmek ve göstermek, tarihe de sosyolojiye de uymayan, realiteyi inkâr eden, hayali hakikat sanan/gösteren tarihi bir yanılgıdan başka bir şey değildir. İslam; temeli, çekirdeği iman olan insanlığın medeniyeti, hakikatin medeniyetidir. Dinimizi yaşayalım. Dinimize uyalım, dinimizi kendimize uydurmayalım. İslam’a teslim olalım ve onu en güzel (üsveyi hasene) ile temsil edelim. Peygamberimizi hayatın dışına itmeyelim. O’nun sahte kutsallarla mücadelesini, putları yıktığını unutmayalım.

Oryantalistlerle, sekülerleşme ile paganizmle, putlaşmalarla, sahte kutsallarla mücadele; Peygamberimizin izini sürmektir. Din/iman ve devlet, aynı potada yoğruldukça biz, büyük devlet ve büyük millet olmuşuzdur. Şimdi de “bizi bize kırdırma” plan ve projeleri için uğraşıyorlar. İran’ı emperyalistlerle savaşıyormuş gibi yapıyorlar. Ama yüzyıl önce Osmanlı coğrafyası olan İslâm dünyasının merkez coğrafyasına İran yerleştiriliyor ve İslâm’ın ana omurgasını (Ehl-i Sünnet Omurga’yı) temsil eden İslâm dünyasını ayağa kaldıracak tarih bilincine, medeniyet birikimine ve derinliğine sahip yegâne devlet olan Türkiye’nin altını oyuyorlar.

Emperyalist devletler; İslâm’ın geleceğini İran’ın/Şia’nın temsil edeceği bir İslâm algısı üretmek istiyorlar. İslâm ruhunu yitirmediği sürece İslâm dünyasının omurgası çökmez; böylelikle İslâm dünyasının sömürülmesi de güdülmesi de imkânsızlaşır. Ehl-i Sünnet’in hâkim olduğu ve yaptığı tarih, sanıldığı veya yanlış bir şekilde algılatıldığı gibi bir mezhebin tarihi değildir; İslâm’ın tarihidir, bütün Müslümanların tarihidir. Ehl-i Sünnet bir mezhebin adı değil, kaynaklarıyla İslâm’ın ana kaynaklarının inşa ettiği biliş, oluş ve varoluş iradesidir.

Bu bilme, olma ve var olma iradesi, tarihi yapan ana güzergâhlardır. Sadece İslâm tarihini değil, adaletin, hakkaniyetin ve merhametin hâkim kılındığı insanlık tarihini de yapan hakîkî kurucu dinamiktir, itici güçtür.

Bu güç de her şeye rağmen Türkiye’dir. İran kanalıyla yerleştirilmeye çalışılan Şiîlik; Müslümanların (Sünnîlerin değil Müslümanların) yaptığı tarihi içerden yıkma iradesidir. Şia Batı’yla savaşmadı, tarih boyunca Müslümanlarla savaştı.

Son yüzyılda İslâm dünyasında iki hâdise aynı anda cereyan ediyor: Bir yandan Müslüman Türkiye bitiriliyor, laik Türkiye icat ediliyor. İran’ın önü açılıyor.

Müslümanların tarih yapma iradesi ve ruhu demek olan Ehl-i Sünnet’in koruyucusu Osmanlı’nın neden tasfiye edildiğini ve Osmanlı coğrafyasına adım adım Şiî İran’ın yerleştirildiğine münevverlerimiz aydınlarımız kafa yormalıdır. Ehl- Sünnet; İslâm’ın omurgası ve ruhu. Bu ruhun çökertilmesine karşı zihnen, fikren, fiili ve kavli yek vücut mücadele etmeye devam edelim. Dini hassasiyetlerini kaybetmeyenler (vakıf, dernek, cemaatler, gönüllü kuruluşlar, vb.) makam-mevki-para pul-şan şöhret hastalıklarına bulaşmadan adam yetiştirmeye başlasınlar. Basit meselelerle uğraşmasınlar. Bizler; milletini, vatanını, devletini seven, Allah Rızası için çalışan idealist insanlarız. Bayrağımızı indirtmeyiz. Ezanımızı susturmayız. Vatanımızı böldürtmeyiz. Bulunduğumuz yere uyan değil, bulunduğu yere/konuma kendi mührümüzü vururuz. Kimseye saygısızlık etmeyiz, din düşmanlarına asla saygı göstermeyiz. Kemiyetten keyfiyete geçme derdindeyiz. Rabbim muvaffak kılsın.

Yaşar Değirmenci.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48