* FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Son Kalemiz Aileye Sahip Çıkalım  (Okunma sayısı 576 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 8489
Son Kalemiz Aileye Sahip Çıkalım
« : Nisan 11, 2025, 07:08:55 ÖÖ »


Son Kalemiz Aileye Sahip Çıkalım

Aile, milletlerin temel taşı. İnsanlığın ilk mayası. Eşlerin ve yavruların sıcacık yuvası.

Aile, her şeyin kökü. İyinin ve kötünün, iyiliğin ve kötülüğün idrak edilebilme yeri.

Aile, kopmaz bir bağla bağlıdır Rabbine. Ünsiyet; ailenin de insanın da insanın Yaratıcısıyla ve tabiatla irtibatının da ortak vasfıdır. Merhametin, dayanışmanın, paylaşmanın ve beraberliğin yeri.

Aile meselesi, meselelerin hepsini içine alır. Milleti millet yapan değerlerin gerçek tecelli ve korunma yeri ailedir. Aile çökerse, hiçbir sosyal müessese millî manevi değerleri ayakta tutamaz. İnsan meselesinin de millet meselesinin de çözüm yeri ailedir. Aileyi korumak insanı, milleti korumaktır. “İnsanı insan, milleti millet” yapan değerleri korumaktır.

Bunları yazarken konuşurken kadının çalışması, evini terk eder hâle getirilmesi, sıcacık yuvasının üşümesi alıştırıla alıştırıla “kadın çalışmadan olmaz” düşüncesi yerleşti yerleştirildi. Kadının en verimli olacağı yer; evidir, ailesidir. Çalışan her kadın; evinde telafisi mümkün olmayan bir boşluk bırakır. Kadının evin dışında çalışmaya mecbur olması ailenin mukaddes mahiyetini sarstı. Kadınlar güya geniş hürriyetlerine kavuştu ama ellerinden en önemli eğitimcilik görevi alındı. Aile terbiyesi eski sağlamlığını kaybetti. Milletlerin temelini teşkil eden ve ailede muhafaza edilen manevi değerler kayba uğradı. Çalışan kadının evinde bıraktığı boşluktan doğan zararı, ona yaptırabileceğiniz hiçbir işle dolduramazsınız.

Zarurete itiraz olunmaz. (Kirada oturan, sadece erkeğin aylığıyla/tek maaşla geçinmeye çalışan bir ailede kadının/eşin çalışması zaruret hâlini almıştır.)

İtirazımız zaruretin idealleştirilmesidir. Aileyi itibarsızlaştırma meselesinin üzerinde durulmalıdır.

Bütün dünyada (küreselleşme ile) aileyi yok etmeye-değiştirmeye-bitirmeye çalışılıyor. Her ne kadar “aile yılı” ilan etmeler, aile ile ilgili haftalar, günler düzenlemeler, hutbeler okumalar bireysel ve sosyal gayretler var. Bunlar belirli günlere tahsis edilir, STK’lar gereken hassasiyeti göstermezlerse değişen bir şey olmaz. Annelerin babaların, hocaların öğretmenlerin, idarecilerin, siyasilerin, kamu kurum ve kuruluşların, okulların, üniversitelerin, öğretim üyelerinin, dekan ve rektörlerin, sanatkârların, Aile Meselesine dikkat kesilmeleri gerekiyor. Son kalemiz aileye sahip çıkalım!

Aile ocağı; ki bedeni bir araya getiren “otel odası” değildir. “Eşler işe, çoluk çocuk kreşe” hiç değildir.

Aile; ilahi bir varlık yasasıdır. Aile; insanlığın bir Bekâ yasasıdır. Aile aynı zamanda meveddet-sekînet-rahmet-şefkat kanunudur. Biz, huzur ve sükunu aile ocağında buluruz. Aile aynı zamanda imanın yaşandığı ocaktır. Nikah şahitliği yaptığımızda nikahın üç boyutu olduğunu söyleriz.

Kur’an-ı Kerim’de nikah üç kavramla ifade edilir. Ahid (sözleşmedir) Akit (evliliğin ahlak boyutudur. Eşlerin birbirine karşı ahlaki bakımdan sorumlu oldukları hususu) Misak (Hukuk boyutunu ortaya koyar.) Bunlar bir yazılı sözleşmedir. Eşlerin birbirlerine verdikleri sözü aynı zamanda Allah’a verilmiş sözleri (manevi tarafı olan bir söz) Dini hayatı olsun olmasın kız istemeye gidildiğinde “Allah’ın emri, Peygamberimizin kavliyle istendiğinde aldığı kız, Allah’ın emaneti olmaz mı?

Boşanmaların arttığı, evlilik yaşının otuzlara geldiği bir dönemdeyiz. Aile meselesi konuşulurken çok yönlü tedbirler alınmalı. Kadem’in yaptığı tahribat, problemli nafaka, zinanın meşru hâle getirilmesi, sadece kadının ifadesi ve şikâyeti bir telefonla erkeğin dışarı atılması, nikahsız yaşamak serbest iken erken evlendi diye ‘taciz’ adı altında hapiste çürüyenler (Allah’ın emirleri mi yoksa bu kanun mu önemli)

Tesettürle çalışmak serbest diye mahremiyete dikkat edilme, halvet hâline düşmeme hangi birini konuşalım? Ailede mahremiyet önemlidir. Özgürlüğün de sigortasıdır.

Ailenin bizim dünyadaki cennetimiz, dünyada cennetin şubesi olduğu hatırlanmayacak mı? Kur’an-ı Kerim’deki “Eşinle beraber gir cennete!” hitabı duyulmayacak mı? Gençlerin kalplerinde “aile sevgisi” bulunmayacak mı? Evlenme arzusu yeşertilmeyip yok mu edilecek? Saadet ve mutluluk başka yerde aranmasının önüne “huzurlu yuva” örneklerinin görülmesi/gösterilmesi gerekmez mi?

Kötü örneklerin, geçimsizliklerin yaygınlaşıp (sabır-şükür-kanaat-sade hayat) tarzının azalması/azaltılması sebeplerinin çarelerini ortaya koyalım. Kapitalist, liberal, faiz sistemine esaretten de kurtulalım. Aile meselesini de belli gün ve yıla hasretmeyelim. Televizyonlardaki neredeyse bütün diziler aileyi çökertme, sabah kadın kuşağı programları ailenin yıkımın göstermekten başka bir şey yapmıyorlar.

Aileyi koruyamazsak insan türünün yok olmasına engel olamayız. Aileyi kaybedersek, insanı kaybederiz, insan kalamayız. (Devam edeceğim İnşallah…

Yaşar Değirmenci.

İNTERNET RADYOMUZ 24 SAAT YAYINDADIR.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap