* FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Yeni Bir İnsan Tanımı Yapalım Issızlaşan Yalnızlaşan İnsanımızı Kurtaralım  (Okunma sayısı 322 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 8489


Yeni Bir İnsan Tanımı Yapalım Issızlaşan  Yalnızlaşan İnsanımızı Kurtaralım

Yeni bir insan tanımı yapmamız lâzım; dinî düşünce daraldıkça ibadetlerimizin hikmetle düşünmesi zayıflıyor. İnsanın arzuları üzerinden tanımlanamayacağı, insanın sıradan bir varlık olmadığı, insanın sadece yiyen-içen, behimî arzularını yerine getiren bir varlık olmadığını söyleyerek/yazarak bize “insan tanımınızı yeniden gözden geçirin” diyor. “Rabbimizi, haddimizi, kendimizi” bilelim” duyguları içinde yazımı yazarken bizim entelektüelimiz/aydınımız; Savaş BARKÇİN ile yapılan röportajını okuyordum. Hassasiyet ve dertlerimizin “ortak paydamız” olduğunu görünce siz değerli okuyucularımla paylaşıyorum. “İnsan, içinde yaşadığımız çağda hem düşünce sistemi hem de teknolojiyle beraber tarihte hiç olmadığı kadar şekillendirilen, tasarlanan bir varlık oldu. İnsanın değişmesine neden ihtiyaç duyuluyor?

İşin esası insanın en başta nasıl tanımlandığı. Batı, insanı özünde kötücül görür. Her Batılı ideolojide bu böyle. Kapitalizm ya da sosyalizm; Hıristiyanlığın insanların içine işlediği bir sabite bu. İnsanı böyle gören bir anlayış elbette kötülüğü doğal ve hatta giderek gerekli görmeye başlar. Yani insanın konumu da tanımı da değişti. Hatta bugün “insan” kelimesi bile bilimsel jargonda pek kullanılmaz oldu. Fert toplumdan, kalp akıldan, insan doğadan koptu.

Üstelik yıkarak ve yıkılarak... Son yarım asırdır insanı bedensel, şehevî, metabolizmik, cinsel tanımlamalarla sürekli bölüyorlar. İnsan, hem biricik konumunu kaybetti hem de çevresiyle, diğer varlıklarla hatta kendisiyle ilişkileri koparıldı. İnsan, güya «birey» denilerek ıssızlaştı, yalnızlaştı. Bugün İngiltere›de ve Japonya›da “Yalnızlık Bakanlığı” bile var. Çünkü bizdeki «insan» kavramının temelindeki ünsiyet, yani «kaynaşma, yakınlık gösterme» anlamı yok oldu. Tükettiği ölçüde, çıkarını, hazzını elde ettiği ölçüde birey olabiliyor. Kısacası insan zaten çoktan araçlaşmış, mamülleşmiş hâlde.

Avrupa ve ABD›de, Batı ülkelerinde ırkçılık genetik hâlde. Her seçim kampanyasında mutlaka ilk üç konu arasında ırk gerilimi ve çatışması var. Bu ırkçılık hastalığı, insanı bir yandan hak ve özgürlükler söylemiyle yüceltirken onu bir yandan da müşteri veya “şey” konumuna indiriyor. Bu “insansızlaşma” süreci sadece Batı’da kalmıyor. Oradan başlayarak Batı’ya kafasını, gönlünü teslim etmiş her toplumda yaşanıyor. Bu toplu bir insanlıktan çıkma hâli. Yıllar evvel gençler bana sormuşlardı:

 “Robotlar dünyayı bir gün gelir ele geçirir mi?” diye. Onlara “Buna gerek yok, zaten insanlar robotlaştı” diye cevap vermiştim. İnsanın bütün soyut ve içsel boyutlarından soyularak sadece bir metabolizma, bir tüketim aracı olarak tanımlanması zaten yeterince büyük bir yıkım. İnsanlar bu asosyalleşmenin verdiği hissizleşmeyi uyuşturucu, sapkınlıklar, adrenalin sporları gibi türlü yöntemlerle gidermeye çalışıyorlar.

Peki, değişecek ve tasarlanacak insan modeli için bilim insanlarının söylediği gibi “mükemmel insan” ya da “daha mükemmel insan” var olabilir mi?

Acaba bu lafları eden insanlar kendilerini mükemmel görüyorlar mı? Bugün tek gayesi ve yaşama sebebini haz, çıkar ve gösteriş olarak tanımlayan birisi hangi kemâli elde edebilir ki mükemmeliyetten bahsetsin? İnsan nefsini kalbinden ayıramadığı müddetçe mükemmelliği bir tarafa bırakalım, insanlık makamına bile erişemez. Dikkat ederseniz bahsedilen “insan” ve “mükemmellik” kavramları vasıflar, erdemler, nitelikler üzerinden değil, yarayışlılık üzerinden tanımlanıyor. Yani yine insanı araçsallaştıran bir kafa. İnsan insan diyerek insanı bitiren bir kafa. İnsanı başka başka çıkar alanlarında evire çevire, kırpa kırpa hiçleştiren bir kafa. Bu işin sonunda insaniyete, samimiyete ve çıkarsız kaynaşmaya olan ihtiyaç daha da büyüyecek. İnsanların sevgi, merhamet ve şefkat dolu, sohbet edebileceği insan bulma özlemi büyüyecek. Belki de bunları bulabileceği kişileri para ödeyerek arayacak.

Sanallıktan, yalanlıktan gerçekliğe dönmek için kendine empoze edilen bu sahte/yapay kutsallıkları (paganizmi, laisizmi, sekülerizmi) terk edecek ve gerçeğe, yani imana erecek. Belki ancak o zaman, Batı’nın kuyruğuna takılmış biz müminler imanın kıymetini ve eşsizliğini anlayacağız. Mümin, ayırt eden insandır. Toptancı değildir. Elinde ölçü olan insandır. Kendini de başkasını da geçmişi de bugünü de sağlam ölçülerle değerlendirir. Günün moda değerlerini esas alarak kendine adapte etmez.

Düşünün, dünya tarihinde ilk kez dünyanın en zengin, en güçlü, en bireyci toplumları aynı zamanda en çok uyuşturucu kullanan, suç işleyen, türlü sapkınlıkları normal addeden toplumlar hâlinde. İnsanların cinselliği iğrenç, akıl almaz boyutlara kadar düşürülmüş durumda. Bu arada biz de pek parlak sayılmayız bu konuda.

Etrafımızda giderek sıklaşan ve yoğunlaşan sapkınlık gösterimleri, teşhirleri, söylemleri; insan kavramının ufaltılarak yok edilmesinin son aşamalarından biri.

Zaten ahlak göreceli hâle geldikten sonra ortada doğru-yanlış diye bir şey kalmaz. “Ben öyle değilim. O insanın kendi tercihi, ben karışmam” derseniz sizin de ahlaki bir kriteriniz yok demektir. Her şeye eyvallah edende doğruluk kalır mı? Asıl yaşanan şey ahlak kavramının iflasıdır. O ortadan kalkınca doğru-yanlış, iyi-kötü, güzel-çirkin hepsi insanların nefislerine göre, çıkarlarına göre, güçlerinin yettiği ölçüde insanları sevk ettiğine göre değişir. Orada artık doğru ve yanlıştan bahsetmenin manası kalmaz.

Ahlâk olmayınca hayat sadece dürtülerin, isteklerin ve ihtirasın bir meydanı hâline gelir. Sekülerlik aslında nefsin hâkimiyeti demektir. Doğru ve yanlış fıtri ve ilahi referanslara göre değil nefsin işine yarayan, yani çıkarın üstün tutulduğu bir referans çerçevesine göre belirlenir. Müminlerde de nefis vardır ama inandığımız doğru ve yanlışlar ilahi kaynaklıdır.”

Yaşar Değirmenci.

İNTERNET RADYOMUZ 24 SAAT YAYINDADIR.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap