BİD'ATLERDEN SAKINALIM
Hazret-i Peygamber ve Hulafâ-yı Râşidîn'in saadet asrından sonra Müslümanlar arasında onların tertemiz ve örnek hayatlarına uymayan birtakım farklı anlayışlar ortaya çıkmaya başladı. Asırlar geçtikçe İslâm coğrafyasının genişlemesi¸ farklı inançlara sahip toplumlarla karşılaşması sonucunda karşılıklı etkileşimlerin olduğu da bir vakidir. Bunların bir kısmı dinî konularda¸ ibadetlerde ve dinin yaşanmasıyla ilgili hususlarda olmaktadır. Oysa Kur'ân-ı Kerîm'de Hazret-i Peygamber'in hayatının bizim için örnek olduğu¸ ona uymanın¸ onun sünnetine tâbi olmanın gerekliliği açıkça belirtilmektedir.
Zaman zaman Müslümanların fert ve toplum olarak bu emrin dışında hareket ettikleri olmuş ve olmaya devam etmektedir. Bu hususlardaki sapmaları ikaz etmek¸ Kur'ân'a ve sünnete uygun hayat tarzını insanlara anlatmak da dinimizin bir başka emridir. Yani irşad ve ikaz vazifesi mutlaka yerine getirilmesi gereken önemli bir husustur. Emr-i bi'l-ma'rûf¸ nehy-i ani'l-münker¸ yani insanlara iyiliği emretmek¸ onları İslâmî esaslara uymayan her türlü tavır ve davranışlardan¸ kötülüklerden sakındırmak¸ ihmal edilmemesi gereken çok önemli bir faaliyettir.
zaman geçtikçe tertemiz şeriata uymayan bid'atlerin ortaya çıktığına¸ mahlûkattaki hikmetler üzerinde tefekkür edilmediğine temas etmektedir. Hatta Kur'ân'da açıkça ifade edildiği halde insanın menşeinin maymundan geldiğine inananlar bulunduğunu ifade ederek bunların maymun tabiatlı insanlar olduğuna dikkat çekmektedir. Böyle batıl inançlarla mücadele etmek ve bu yoldakileri irşad etmek gerekirken¸ ne yazık ki bazı mürşitlik taslayanlar Kur'an'a ve sünnete uymayıp bid'atlere dalarak Müslümanları dalâlete sevk etmektedirler.
Hulûsî Efendi şiirin son beytinde¸ Müslüman olmayan toplumlara benzemenin¸ onların hayat tarzlarına uymanın hayatımızda büyük pişmanlıklara yol açacağını belirterek irşad görevini yerine getirmektedir.
Şiirin açıklamasında da görüleceği gibi dikkat çekilen konular bugün için fazlasıyla önem arz etmektedir. Toplum olarak bu konularda uyanık olmalı¸ nesillerimizin bu konularda daha dikkatli olmaları hususunda hassas olmalıyız.
GAZELİN METNİ:
1. Eskiler yenilenir hep yeni âdetler gelir
Şer'-i pâke uymayan bin türlü bid'atler gelir
2. Sâni'in her zerrede esrârını fehm eylemez
Küfr ü inkâra düşer Hakk'a cehâletler gelir
3. Sen Hudâ'nın hikmetin idrâke sarf et himmetin
Çünkü dünyadır döner şeksiz nedâmetler gelir
4. Sanma bu devr-i zamanın hâlinin icâbıdır
Var olalıdan kâinât bin türlü san'atlar gelir
5. Akl-ı insan zerrenin künhüne vâkıf olmadan
Der şuyum buyum susar sonsuz nihâyetler gelir
6. Vâkıf-ı esrâr olan açmaz mezâhir perdesin
Şeş cihetten görünen varlık o vahdetden gelir
7. Muhlisân-ı ehl-i ümmetden nedâmetler doğar
Hakk'ı takbîh eyleyen türlü fezâhetler gelir
8. Kimi maymundan türer zann eyler asl-ı Âdem'i
Kimi âdemden türer maymun tabîatlar gelir
9. Nice kuttâ'-ı tarîk mürşidlik eyler iddiâ
Müddeîler çoğalıp hep resm ü âdetler gelir
10. Hükm-i Kur'ân'a uyup sünnete kılmaz ibtidâ
Kendi butlânından uydurma dalâletler gelir
11. Biz yakın olduğumuz müddetçe diyâr-ı küfre
Türlü zahmetler doğar türlü nedâmetler gelir
GAZELİN AÇIKLAMASI:
1. Zaman geçtikçe hep yeni yeni âdetler ortaya çıkmakta¸ böylece Cenâb-ı Hakk'ın tertemiz şeriatine uymayan bin türlü bidatler meydana gelmektedir.
2. Cenâb-ı Hakk'ın her şeyi kudretiyle yoktan var ettiğinin sırlarını iyice kavramayanlar O'nu inkâra kalkmaktadırlar.
3. Ey kardeş! Sen Allah'ın varlıkları yaratmadaki hikmetlerini anlamak için gayret et¸ himmetini bu yolda sarf et. Çünkü hiç şüphe yok ki bu dünyadan sonra yaptıklarından dolayı pişmanlık duyacağın bir ahiret hayatı gelecektir.
4. Sakın "Bu devir böyledir¸ böyle yaşamak gerekir." deme. Çünkü bu dünya yaratıldığından beri bin türlü yanlış fikirler gelip geçmiş¸ yok olup gitmiştir.
5. Esasen insan sınırlı bilgisiyle yaratılmışların gerçek hakikatlerine vâkıf olamadan¸ "Ben şuyum¸ ben buyum" diye kendisinde bulunan bir takım imkânlardan söz eder durur.
6. Oysa eşyanın sırlarına vâkıf olanlar bunları ulu orta söyleyip durmazlar. Zaten (doğu-batı¸ kuzey-güney¸ sağ-sol¸ ön-arka) gibi altı yönde velhâsıl her tarafta görünen ne varsa hepsi¸ yegâne var olan Allah Teâlâ'dan gelir.
7. Müslümanların ihlâslı olanları yaptıklarından pişmanlık duyarlar. Ama bunların yanında Cenab-ı Hakk'a lâyık olmayan türlü sözler söyleyen insanlar da bulunmaktadır.
8. Hatta bu asırda aslının maymundan geldiğini söyleyenler bile vardır. Bazıları da vardır ki insandan olduğu halde huyları maymun gibidir.
9. Yine bu devirde nice yol kesici insanlar vardır ki bunlar kendilerinin mürşid olduklarını iddia ederler. Böyle nice iddia sahiplerinin kendilerine mahsus çeşitli merasim ve âdetleri de vardır.
10. Böyleleri Kur'ân'ın hükümlerine uymadıkları gibi¸ Hazret-i Peygamber'in sünnetine de tâbi olmazlar. Bunların kendi bâtıl ve uydurma amelleriyle nice sapıklıklar ortaya çıkmaktadır.
11. Eğer biz kendilerine yakın olduğumuz gayr-ı müslim ülkelerin inancına¸ sosyal hayatlarına¸ onların âdet ve geleneklerine tâbi olursak çeşitli problemlerle karşılaşır¸ bunun sonucu olarak da çok pişmanlıklar duyarız.