Bağlanma Bütün Hayatımızı Etkiliyor
Bağlanma kuramı, insanların kendileri için önemli olan başka kişilerle güçlü duygusal bağlar kurma eğiliminin nedenlerini açıklayan bir yaklaşımdır. Bağlanma, belli bir figüre karşı özellikle stresli durumlarda yakınlık arama ve sürdürme eğilimi olarak olan nitelendirilen, sürekli duygusal bağdır (Bowlby, 2012). Bağlanma, çocuğun güven içinde kendini bir duygusal yakına bırakabilmesidir.
Bağlanma kuramının genişlemesinde Mary Ainsworth, bebeğin çevresini keşfederken güvenli üs olarak bağlanma figürü kavramına katkıda bulundu. ‘Annesel duyarlılık’ kavramını geliştirdi. Ayrıca anne-bebek bağlanma şeklinin geliştirilmesinde annenin bebeğin işaretlerine duyarlılığını ve annesel duyarlılık rollerini tanımladı
Ainstworth’e göre duyarlı bir anne şunları yapar:
• Çocuktan gelen sinyalleri dikkatle ve anında algılar. • Bu sinyalleri bebeğin perspektifinden doğru bir şekilde yorumlar ve örneğin bir ağlamanın açlık için mi yoksa kötü hissetme, acı ya da sıkıntıdan mı kaynaklandığını bilir. • Çocuğun sinyallerine uygun şekilde tepki gösterir. • Çocuğun hayal kırıklıklarında, onun tolere edebileceği bir sürede yanıt verir.
Anneye güvenli bağlanma, diğerlerine güven duygusunun kazanılmasında, çocuğun kendine ve çevresine karşı farkındalık kazanmasında ve özgüven duygusu geliştirmesinde ön adımdır.
Bağlanma stili, anne ile çocuklukta yaşadığı deneyimlere bağlıdır. Yani beynin bağlanma olgusunu ‘güven, sıcaklık ve koruma’ ile mi, yoksa ‘terk edilmek, yalnızlık ve korku’ ile mi bağdaştırdığı ile ilgilidir. Doğduğunda çocukta hiçbir yönelim ve kendiyle ilgili güvenlik duygusu yoktur. Çocuk anneye güvendiği kadar hayata güven duyacaktır. Kişilerarası bağlanma çok büyük oranda duygusaldır, söz konusu olan sadece karşıdaki kişinin orada olması değil, nasıl orada olduğudur. Mesele o kişinin duygularıyla, her şeyden önce de sevgiyle orada olup olmadığıdır. Bir annenin çocuğuyla ilişkisinin duygusal niteliğinin olmadığı durumlarda, çocuk kendini bir makine gibi hissedebilir.
Bağlanma stillerini şöyle açıklayabiliriz:
Güvenli Bağlanma: Ayrılma durumunda huzursuz, yabancı varlığında sakinleştirilebilir, ayrılma kavuşma sonrası çok sevinir, koşar, sarılır. Diğer durumlarda huzurlu, mutlu, uyumludur. Görülme oranı % 70’dir. Güvenli bağlanmış çocuklar, öğretmenleri ve arkadaşlarıyla yakın ilişkiler kurma ve sürdürmede daha başarılıdırlar. Güvenli bağlanma duyguları anlama, sosyal problem çözme becerileri, vicdan gelişimi ve olumlu kendilik kavramıyla pozitif ilişkiler gösterir. Güvenli bağlanan çocuklar kaygıları ve benzer olumsuz duygularıyla uğraşmak yerine sorunla nasıl baş edecekleri üzerine yoğunlaşırlar, dolayısıyla kaygılarını ve korkularını kontrol altında tutarak bu olumsuz duyguları ilginç bir şekilde kullanabilirler. Güvenli bağlanan çocukların anneleri, çocukların olumlu duyguları yanında olumsuz duygularını da kabul ederler ve çocukların kendilerini rahatsız eden durumları özgürce ifade etmeleri için uygun ortam oluştururlar. Güvenli bağlanan bir çocuk, ilişkilere güvenir ve onu yönetebilmeyi öğrenerek olumlu tepkisel ve güvenilir bir bakım veren modeli ile sevgi ve dikkati hak eden bir kendilik modeli geliştirir ve bunu daha sonraki ilişkilerine de taşıyabilir.
Kaygılı Kararsız Bağlanma: Annesine kaygı ile bağlanma ve kaçınma olarak sınıflandırılan bebekler örneklerde yaklaşık % 20’dir. Özellikle ikinci kısa ayrılıktan sonra yeniden birleşme sırasında kaçınırlar. Bir yabancıya kendi annelerine davrandıklarından daha dostça bir tavır içerisinde davranırlar. Kaygılı kararsız bağlanma stiline sahip bebekler, anneleri odadan çıktığında oldukça yoğun bir sıkıntı kaygı ve kızgınlık sergilerler. Anneleri odaya tekrar döndüğünde olumsuz duygu durumları devam eder, kolay kolay sakinleşemezler ve başka şeylerle ilgilenme konusunda isteksiz davranırlar. Bu bağlanma stiline sahip olan bebeklerin annelerinin, bebeklerinin yardım çağrılarına daha az cevap veren grup oldukları gözlenmiştir. Özellikle bebekleri ağladığında onlarla ilgilenmelerinde belirgin bir gecikme olduğu ve bebeklerini kucaklarına aldıklarında daha az şefkatli oldukları gözlenmiştir. Bu bebeklerin gün içinde güvenli bağlananlara göre daha fazla ağladıkları, ayrılıkları daha az protesto ettikleri ve anneleriyle yeniden bir araya geldiklerinde onları ağlayarak karşıladıkları gözlenmiştir.
Kaçınmacı Bağlanma: Gerilimli kaçınan bağlanma geliştiren bebekler, bakıcıları ile birlikteyken araştırıcı davranışlara devam edip duygularını bu kişi ile paylaşmamaktadırlar. Ancak, bakıcıları herhangi bir şekilde ortamdan ayrılıp geri döndüğünde, hiçbir değişiklik olmamış gibi meşgul oldukları işe dikkatlerini yöneltirler. Kaygılı bağlanan bireyler bağlanma ile ilgili tehditlere karşı aşırı tetikte iken, kaçınan bağlanma stiline sahip bireyler stresli koşullar altında bağlanma ile ilgili düşüncelerini bastırabilirler. Annelerinin gidişinden rahatsız olmamış gibi görünürler ve anneleri döndüğünde ise yakın olmaktan kaçınır, sakin ya da ilgisiz görünürler. Fiziksel temas ya da rahatlama ihtiyacı duymazlar. Annelerine yakın olmak için hiçbir çaba harcamazlar. Anneleri kendisiyle bir yakınlık kurmaya çalışsa da bunu sürdürmek için çok az çaba harcar. Bebek annesine ilişkin olarak reddedici, ilgisiz/duyarsız, fiziksel ya da sözel olarak varlık göstermeyen, bedensel yakınlık kurma ihtiyacını geri çeviren bir algı içindedir. Böylece bağlanma ihtiyacı her aktive olduğunda, beraberinde yoğun bir yakın olma ve kaçınma çatışması da getirir. Diğer bebekler gibi anneleriyle yakınlık kurmak isteseler de reddedilme beklentileri nedeniyle sanki anneleriyle aralarında hiçbir bağ yokmuş gibi davranırlar. Kaçınma bağlanma stiline sahip çocuklar, anneleri mesafeli davranarak onları dışladığı için onunla yakınlaşamazlar ve ne yaparlarsa yapsınlar annelerini memnun edemezler. Büyüdükçe sürekli eleştirildiklerini ve kendileriyle ilgilenilmediğini fark ederler. Bu yüzden reddedilmekten, terk edilmekten aşırı korkarlar ve gerilim içinde yaşarlar. Hem duygusal bir yapıya sahip olan, hem de reddedilen ve eleştirilen çocuklar kaçınma bağlanma stili geliştirmeye yatkındırlar. Bu çocukların, genellikle mesafeli, soğuk, alaycı, aşağılayıcı ve kötü davranan anneleri vardır. Bu çocuklara, bebeklik çağlarına boşluk duygusu, reddedilme, yakınlaşamama ve anlayışsızlık deneyimleri damgasını vurmuştur.
Dağınık/Yönü Belirsiz Bağlanma: bu bağlanma stili, kaygıyı kontrolde tutarlı bir stratejinin yokluğu ile belirginlik kazanır ve kaçınmacı-kararsız davranışların bir karışımı olarak ortaya çıkar. Bu bağlanma stilinin bebeğe bakan kişi depresyona girdiğinde, rahatsız olduğunda ya da bebeğine istismar edici bir şekilde davrandığında ortaya çıktığı görüşü bulunmaktadır.
Çocuklarınızla güvenli bağlar kurmanız duasıyla Allah (c.c)’a emanet olunuz.
KIVANÇ TIĞLI BULUT.
PSİKOTERAPİST DANIŞMAN.
Kaynak: Doç. Dr. Emel ARSLAN, Dr. Saniye TEZEL’in makalesi