Çocuğum Çok Saldırgan
Değerli okuyucular saldırgan davranan çocuk, ruhsal sorunları nedeniyle çevresiyle uyumlu ilişkiler kuramayan çocuktur. Aşırı geçimsizdir, ilişkileri gergin ve sürtüşmelidir. Kavgacıdır, durmadan kuralları çiğner, büyüklere devamlı karşı gelmeye eğilimlidir. Öfkesini yenemez, her olaydan kendini haklı çıkarmak ister.
Davranışından utansa bile tekrarlamaktan kendini alıkoyamaz.
Çocuklardaki her yaramazlık, kavgalar, saldırganlık olarak tanımlanamaz. Burada söz konusu olan tutum ve davranışta süreklilik gösteren saldırganlıktır.
Saldırgan çocuk, dürtülerini dizginlemeyi öğrenme olanağı bulamamış çocuktur. Ana-baba tutumu çok sert ve hoşgörüsüz olduğu için, biriken öfkesini ev dışında da açığa vurur. Ya da evdeki anne-babanın çocuğa davranışları tutarsızdır, çocuk neyin doğru, neyin yanlış olduğunu öğrenmekte güçlük çeker. Bu nedenle kuralları benimseyemez.
Gevşek disiplinle yetişmiş, her istediği yapılan bir çocuk da saldırgan olabilir. Kendine sınır konmadığı için, kurallara uymak yerine, herkesin kendine uymasını bekler.
Çocukların saldırgan davranmasında en önemli faktörlerden bir başkası da şiddet içerikli bilgisayar oyunlarıdır. Yapılan araştırmalara göre, şiddet içerikli bilgisayar oyunları oynayan çocuklarda düşmanca duyguların daha çok arttığı saptanmıştır.
Bunun nedeni, bilgisayar oyunlarında çocuk sürekli kendine hayali bir düşman bulur ve onunla savaşmaya başlar, onu yendikçe artı puanlar kazanır. Puan kazandıkça ödüllendirilir ve çocuk dış dünyada yeterince bulamadığı takdiri, saygınlığı bu oyunlar vasıtasıyla görmüş olur.
Çalıştığım özel eğitim merkezinde, “Dikkat eksikliği Hiperaktivite ve Davranış bozukluğu” yaşayan 7 yaşında bir danışanım vardı. Ailede anne baba arasında sorunlar vardı ve danışanımın babası zaman zaman eşine, kendisine şiddet uyguluyordu. Anne, oğlu onu rahat bıraksın diye cep telefonundan saatlerce şiddet içerikli oyunlar oynamasına izin veriyordu. Annenin sağlık sorunları ve depresyonu vardı, eşiyle mutlu değildi.
Danışanım kendisine uyguladığım oyun seanslarında, ilk zamanlarda hep vurdulu kırdılı oyunlar oynayıp, kendini yerlere atıp savaşçı rolü oynuyordu. Aileye yapılan psikoeğitim ile çocuğun internete girmesine, saatlerce oyun oynamasına sınır kondu ve aile çocuğuyla daha çok ilgilendi. Danışan ilerleyen oyun seanslarında artık daha sakin, saldırganlık içermeyen oyunlar oynadı, duygusunu ifade edebildi, yaşadığı sorunlarla ilgili oyun temaları kurdu. Oyun temalarında ailesiyle ilgili yaşamış olduğu olumsuz deneyimleri terapistin eşliğinde ve ona roller vererek tekrar oynadı. Terapist, oyunlarda çocuğa içerik ve duygu yansıtmaları yaptı.
Böylece öğrenci, yaşamış olduğu olumsuz olaylarda kaybettiği onurunu, gücünü, güvenini tekrar kazanabildi, bastırmış olduğu duygularını da boşaltarak rahatladı.
Ebeveynler, saldırgan davranışlara, şiddet içerikli oyunların neden olduğunu bilip ona göre dikkatli davranmaları gerekmektedir. Çocuğunuz, bir oyun oynayacağı zaman, onun hangi oyunu oynayacağını ve oyunun özelliklerini, yaşına uygun olup olmadığına bakmalısınız. Çocuğunuz çok oyun oynamak istiyorsa, onu bu davranışa iten ihtiyaçlarını düşünmelisiniz. Ebeveyn olarak, ben neyi eksik yapıyorum, çocuğuma yeterli ilgi ve sevgiyi gösteriyor muyum, çok mu yalnız kalıyor gibi konularda bir özeleştiri yapmalısınız. Her olumsuz davranışın altında, mutlaka çocuğun karşılanmamış ihtiyaçları vardır. Oynanan oyunla ilgili kurallar ve sınırlamalar, çocuğa aile toplantısında açıklanarak konmalıdır. Ebeveyn zaman zaman, çocuğa bahane bulmadan, merak ediyormuş gibi davranarak çocuğun oynadığı oyunu izlemeli veya oyuna katılmalıdır. Oyun sonrasında, çocuğuna neler hissettiği, ne öğrendiği konularında sorular sormak da, çocuğa destek ve güven sunar.
Aile, çocuğun, bilgisayar oyunları dışında sosyalleşmesine, spor veya sanatla uğraşmasına, yeni yerler keşfetmesine, kitap okumasına, arkadaş ilişkilerini geliştirmesine imkan tanımalıdır.
Saldırgan davranan çocuğun çevresindeki yetişkinler, öncelikle birer saldırganlık örneği olmamalıdır. Çocukta saldırgan davranışlar yoğun şekilde görüldüğünde, bu enerjisini boşaltmak amacıyla ona çekiçle bir şeyler kırma, oyun hamuru verme, çakılabilen çiviler verme, yumruklarını sallayacağı, öfkesini boşaltabileceği hacıyatmaz veya kum torbası ile oynama fırsatı verilmeli. Çocuğun saldırgan davranışları, kesinlikle görmezlikten gelinmemeli. Anne-baba olarak çocuğa tutarlı davranılmalı. Bu tür çocuklar için spor, yüzme, tekvando, tiyatro gibi grup etkinlikleri çok yararlı. Çocuk gergin ve sinirliyken onunla tartışmamalı sakinleşmesini beklemeli ve daha sonra davranışıyla ilgili konuşulmalıdır. Çocuğunuz sakinleşmekte zorluk çektiğinde, onun yanında olup, rahatlatıcı nefes egzersizleri beraber yapılabilir.
Çocuk dürtüsel davranıyorsa ve bu yönünü kontrol etmede güçlük yaşıyorsa, bir çocuğa vuracağı zaman kendi kendine engelleyici cümleler söylemesi öğretilebilir. Örneğin, 10’a kadar say ve ona vurma, seni kızdıran hareketini arkadaşına söyle, derin ve yavaş nefesler al, mutlu olduğun bir zamanı düşün, elinde yumuşak bir topu sık gibi.
Çocuklarınızın öfkesini kontrol edebilmesinde onlara doğru örnek olabilmeniz duasıyla Allah (c.c)’a emanet olunuz.
KIVANÇ TIĞLI BULUT PSİKOTERAPİST DANIŞMAN.