ÇOCUK VE UYKU
Değerli okuyucular, uyku sorunu yaşayan çocuklar, genelde asabi, hırçın davranırlar, gündüzleri aşırı hareketli ve huzursuzdurlar. Anne ve babalarının yatmasını beklerler, uykuları kısa sürer, huzursuz yatarlar. Karanlıktan korkar, yalnız yatmak istemezler.
Uyku problemine, kardeş kıskançlığının olduğu, anne-baba geçimsizliğinin yaşandığı, kalabalık, gürültülü aile ortamlarında daha sık rastlanır.
Öncelikli olarak tespit etmemiz gereken, çocuğumuzun yaşına göre ihtiyacı olan uyku saatidir. Yeni doğan bebekler günde ortalama 16-18 saat uyuyarak zamanlarının büyük bir bölümünü uykuda geçirirken 1 yaş bebeklerinde bu süre % 50’ye düşmektedir. 2-5 yaş için günde ortalama 13-15 saat, 6-8 yaş için 10-12 saat, 8-10 yaş için 8-10 saat ve 10 yaşından ergenlik dönemine kadar ortalama 7-9 saattir.
Çocuğunuz büyüdükçe uykuya duyacağı ihtiyaç değişeceği için zamanla gündüz uykularını kısaltmak veya gece uykuları saatlerini düzenlemek gibi yeni organizasyonlar yapılması gerekebilir. Bu gözlem anne-baba ya da ilgilenen diğer kişilerin sorumluluğundadır, fakat unutulmaması gereken bir nokta vardır ki; her çocuk bireysel farklılıklar gösterebilir. Hiçbir çocuk aynı miktarda ve aynı düzenlemede uykuya ihtiyaç duymaz. Tıpkı iki kardeşi büyüten annelerin ifadelerinde çokça karşılaştığımız gibi, biri gündüz uykusuna direnç gösterirken bir diğeri akşam uykuya dalma konusunda sıkıntı yaşıyor olabilir. Bu yüzden anne baba olarak bu tespite hassasiyet göstermeniz, uyku eğitimi ile ilgili çocuğunuzun ve sizin olası bir kaygı yaşamanızı engelleyecektir.
Bebeklikten çocukluğa geçerken, uyku düzenlerinde farklılıklar ve uyumsuzluklar olması doğaldır. Sürekli gündüz uyuyan bir çocuğun gece uykusunda sorun yaşaması doğal olmakla beraber, bu olay aileyi huzursuz edebilir. Çocuğunuzun uyku düzenini normal gece uykusu moduna çevirmek hiç kuşkusuz kolay bir uğraş değildir, bu konuda en önemli husus tutarlı ve kararlı olmamızdır. Anne babalar gerek kendileri arasındaki tutum farklılıklarıyla gerekse çocuğa karşı hassasiyetleri sebebiyle kural koyma ve bunları uygulama konusunda zaman zaman sorun yaşayabiliyor. Uyku düzenleme konusunda çocuğa böyle bir açık vermek, işimizi oldukça zorlaştırır.
Bu konudaki kararsızlığımız çocuğun zihninde kaygı yaratır. Zaten bilinçaltında “uyursam kim bilir neler kaçırırım!” diyen çocuk, anne babanın esnek tutumunu fark eder ve uyku saatine, yalnız uyumaya direnç gösterebilir veya gece uyanıp ebeveynin yanında uykuya devam etme alışkanlığı kazanabilir.
Bir diğer konu anne babanın uyku eğitimi konusunda doğru bir tutum izlemesine rağmen, çocuğun uyku bozukluğu yaşamasıdır.
Çocuklarda uyku problemlerini şöyle sıralayabiliriz;
Uyku Terörü; genellikle kâbus görme durumu ile karıştırılır. Çocuk şiddetli bir çığlık ya da yoğun bir anksiyete ile uyanmış ve fizyolojik semptomlar göstermektedir. Nefes alışı hızlanmış, kalp hızı artmış ve yarı uyku halindedir. Genellikle ertesi günü çocuk bu durumu hatırlamaz. Çocuğunuzda nadiren de olsa zaman zaman böyle uyku terörü halleri ile karşılaşabilirsiniz. Bu durumlarda paniğe kapılmamalısınız, genellikle herhangi bir hastalığa ya da psikolojik bozukluğa işaret etmez. Ancak çocuğunuz sık sık uykudan bağırarak korku ile uyanıyorsa ve bunu ertesi günü de hatırlayıp etkisinde kalıyorsa, yardım almanız gerekir.
Kâbus Bozukluğu (Rüya Kaygısı Bozukluğu); Çocuğun kendisine kaygı veren rüyalar görmesi durumudur. Rüya gören çocuk kaygılanır, korkar ve bunu ailesiyle paylaşır. Her erişkin insan gibi çocuklar hatta bebekler de kâbus görebilirler. Kâbus gören çocuklar, anne ve babası ile uyuma eğilimine girebilirler. Böyle durumlarda çocuk sakinleştirilmeli, gördüğü kötü rüyanın gerçekle ilgisinin olmadığı izah edilmelidir.
Uyurgezerlik ve karabasan: Uyurgezerlik nadir de olsa çocuklarda ve erişkinlerde görülen ve herhangi bir hastalığa işaret etmeyen ancak istenmeyen fizyolojik bir sapma halidir. Uyku esnasında vücudumuzda fizyolojik bir uyku felci gelişir. Bu faydalı ve olması gereken bir durumdur. Aksi takdirde iki insanın yan yana uyuması mümkün olmazdı. İnsanlar uykuda kalkıp yürürler ve ortalıkta uyuyarak gezen birçok kişi olurdu. Haliyle tehlikeli durumlar da oluşabilirdi. İşte bazen uyku felci oluşmadığı durumlarda çocuklar uyku esnasında kalkıp yürüyebilirler. Halk arasında uyurgezer bir kişinin uyandırılmaması gibi yanlış bir kanaat mevcuttur. Hâlbuki uykuda gezdiği fark edilen bir kişi, yavaşça uyandırılmalı ve yatağına dönmesi sağlanmalıdır.
Bazen de uyurgezerliğin tersi bir durum olur. Kişi uyandığı halde uyku felci çözülmez. Bu durumda hareket edemeyen, kolunu bacağını kımıldatamayan, ses çıkaramayan kişi adeta bir panik tablosu yaşar. İşte bu anormal korku ve panik tablosu şeklinde yaşananlar “karabasan” adıyla ifade edilir. Genellikle doğaüstü motiflere bağlanırsa da karabasan, herhangi bir zararı olmayan fizyolojik bir yanılsamadır.
Uykuda konuşma (sayıklama): Çocuklar da, erişkinler gibi uyku esnasında konuşabilir, hatta gülüp ağlayabilirler. Anlatılan şeyler genelde mantıklı bir temele oturmaz, saçma sapandır, konudan konuya geçilebilir. Böyle sayıklamaya şahit olan anne-baba genelde çocukları ile iletişim kurmaya çalışır. Hâlbuki tamamen uyku halinde bilinçaltı refleksler ile yapılan konuşmalar olup, bu esnada uyandırmaya çalışmak gereksizdir. Nitekim ertesi gün konuşulan şeylerin hiçbiri hatırlanmaz.
Çocuğunuzda gözlemlediğiniz böyle bir uyku bozukluğu durumu genellikle geçicidir. Ancak bir haftadan daha fazla uzun süreli olduğunda bir uzmana danışmak ve doğru tedavi yollarını takip etmek çocuğunuzun ruh sağlığı açısından oldukça önemlidir.
Çocuklarda uyku sorunlarında “Deneyimsel oyun terapisi” oldukça etkilidir.
Çocuklarınızın rahat uyuyabilmesi duasıyla Allah (c.c)’a emanet olunuz.
KIVANÇ TIĞLI BULUT.
PSİKOTERAPİST DANIŞMAN.
--------------------------------------------------------------------------------------
Not: Bu yazıda Uzm. Psk. İclal Gözcü Ataya’nın yazısından yararlanılmıştır.