Çocuklarda çalma alışkanlığı
Değerli okuyucular, aşağı yukarı bütün çocuklarda altı yaşın sonunda “benim” ve “senin” kavramı gelişmiştir. Böylece çocuklar okulda başkalarının eşyalarına saygılı olmayı da öğrenirler. İlk yıl bunu tam anlayamamış olanlar, arkadaşlarının ufak tefek eşyalarını eve getirebilirler. Bunun üzerinde durmayın, olayı büyütmeyin. Çocuğunuza eşyayı geri götürüp sahibine geri vermesini isteyin. Çocuğunuz anaokulundaysa, zaten burada tam mülkiyet yoktur. Kâğıt, kalem, boyalar ortak kullanılır. Eğer çocuğunuz bunları eve taşıyorsa, ona asla çalmaktan, hırsızlıktan bahsetmeden eşyaları geri verin.
Çalan çocukların çoğu büyük bir ihtimalle sevgiden, ilgiden yoksundur. Başkalarından aldıkları eşyalar, onların insanlardan bekledikleri sevgiyi simgeler. Beklediklerini bulamadıkları zaman bu yola başvururlar.
Büşra sakıncalı, garip çevre ilişkileri olan aileden geliyordu, 10 yaşındaydı. Bir gün öğretmeninin çekmecesinden çocukların bir aktivite için topladıkları parayı alıyor. Çocuklar, onun öğretmeninin çekmecesini karıştırdığını görüyorlar. Bu durumda Büşra parayı kendisinin aldığını itiraf ediyor. Bunun üzerine annesi okula çağırılıyor ve onun, kızının hırsızlıklarını bildiği hayretle görülüyor. “Hatta” diye anlatıyor anne, “Bir gün ben manavla konuşurken o bir torbaya elmaları koymuş. Eve gelince gördüm” diyor.
Okulda öğretmeni Büşra’ya hiçbir şey olmamış gibi davranıyor, çocuğu cezalandırmıyor. Ama sınıftaki diğer çocukları uyarıyor. Etrafa, çantalarına para ve kıymetli eşya bırakmamalarını öğütlüyor. Büşra’nın kendilerinden farklı bir aileden yetiştiğini, çocuğun kendine güveni olmadığını, bütün sınıfın arkadaşlarına yardımcı olması gerektiğini söylüyor. Aradan bir süre geçtikten sonra öğretmen Büşra’yı denemeye karar veriyor. Bir törene çiçek almak için öğrencilerden para toplanması gerektiğini, bu parayı toplayıp kendisine getirmesini istiyor. Çocuklara da, verdikleri parayı bir kâğıda yazıp Büşra’dan habersiz kendisine vermelerini öneriyor. Büşra parayı getirdiğinde öğretmen çocukların yazdıklarıyla karşılaştırıyor ve paranın tamam olduğunu görüyor. Büşra kendisine güven duyulup bir görev verildiğinde çalma huyundan vazgeçiyor. Bir daha da okulda kimsenin eşyasına el sürmüyor. Ancak öğretmen çocuğun annesiyle iletişim kuramadığı için onun dışarıda nasıl davrandığını bilemiyor.
Bir çocuk çok küçük yaşında anne sevgisini kazanmaya çalışırken onun ilgisini kaybetmekten korktuğu için, annenin öğrettiği şeyleri yapmaya çalışır. İşte tam bu noktada anne iyi ve kötüyü, doğru ve yanlışı çocuğuna öğretemezse, daha sonra çocuğun neyin iyi, neyin kötü olduğunu öğrenmesi mümkün olmaz. Bu alışkanlık sonradan edinilemez..
Çalma alışkanlığı olan bir çocuğunuz varsa mutlaka anne baba olarak davranışlarınız dengeli ve tutarlı olmalı. Aşırı sevgi ya da katı bir otorite zararlıdır. Anne baba olarak başkalarının haklarına saygılı davranıp çocuklarınıza iyi örnekler sunmalısınız.
Bundan başka çocuklara 7-8 yaşlarından itibaren düzenli harçlık verilmeli.
*Küçük yaşlardan itibaren mülkiyet duygusu kazandırın.
*”Benim” ve “başkasının” ayrımı yapmasına yardımcı olun.
*Başkasına ait olanı almak için izin gerektiğini öğretin, siz de ondan bir şey alırken izin alarak model olun.
*Dürüst davranışı her zaman ödüllendirin.
*Çocuklarınızla yakın bir ilişki geliştirin, korkuyu ilişkinizde bir öğe olarak kullanmayın.
*Bir şey istediğinde buna sahip olmanın uygun yollarından bahsedin. İzin almak, bakmak, ebeveyne iletmek, para biriktirmek gibi.
Eğer bir şey çalarsa....
*Aşırı tepki vermemekle birlikte ebeveynler bu konunun önemli olduğunu ve aile içinde değerlendirileceğini belirtmeliler. Hiçbir şey olmamış gibi davranmak veya bunu diğer ebeveynden saklamak doğru bir yaklaşım değildir.
*Çocuğun çaldığı varlığı yerine koyması, geri vermesi, yerine yenisi alması, parasını ödemesi gibi düzeltmeler, çocuğun çalma davranışı ile ilgili olarak sonuç yaşamasını sağlayacaktır.
*Çocuğa davranışının sonucunu yaşatın. Bu ağır bir ceza veya sinirli bir anne baba tutumu olmamalı. Çocuk davranışının sonunda olandan kendi sorumlu olmalı.
*Çocuk anlayabileceği bir yaştaysa “çalma” kelimesi kullanılmalı ve bunun “ödünç” almaktan farklı bir durum olduğu açıklanmalı.
*Çocuk için “hırsız” ve “yalancı” yaftalarını yapıştırmadan, çocuğu suçlamadan altında yatan sebepleri anlamaya çalışmalıdır. Hayal kırıklığına uğradıklarından bahsedebilir ancak asla sevgilerini geri çekmekle tehdit etmemeli ve bu durumun çocuğu kötü bir insan yapmadığı vurgulanmalıdır.
Ergenlik dönemindeki gençlerde tedavi olarak bireysel psikoterapiler, psikodrama çok yararlı olur. Peygamber Efendimiz’in dediği gibi, her işin başı terbiyedir.
Sağlıklı hayırlı Ramazanlar duasıyla Allah’a emanet olunuz.
PSİKOTERAPİST KIVANÇ TIĞLI BULUT
DANIŞMAN.