Çocuklarda dikkat sorunları
Danışmanlık merkezine gelen Sinan, ilkokul dördüncü sınıfa özel bir kolejde devam ediyordu.
Anne babanın oğulları ile ilgili söylediği bilgiler şöyle idi; “Kıvanç hanım, oğlum 2.5 yaşında ateşli havale geçirdi. 4 yaşında anaokuluna gitti. Oğlum şu an dördüncü sınıfta okuyor. Derslere karşı çok ilgisiz, okuması yaşıtlarına göre yavaş, yazı yazmayı sevmiyor, “Ödevin var mı” diye soruyorum, bilmiyorum diye cevap veriyor. Ayrıca kendine güvenmiyor, ders yaptırırken zor sorularda hemen pes ediyor. Okulun kurslarına da gönderiyorum, ama pek işe yaramıyor. Geçen sene iki ayrı doktora gittik, ilaç verdiler. İlaçları ancak bir ay kullanabildim, çünkü sinirlilik, mide bulantısı gibi yan tesirler yaptı. Oğlum en arka sırada oturuyor, gözleri bozuk aslında ama gözlük kullanmak istemiyor. İlkokul birinci sınıf çok zor geçti, okumayı biraz geç söktü. Öğretmeni soğuk ve sert birisiydi. Hatta bir keresinde oğlum tuvaleti çok geldiği halde bu ihtiyacını öğretmenine söyleyememişti.”
Sinan’ın kız kardeşi vardı ve ikisi de aynı okulda okuyorlardı. Kardeşinin ders başarısı daha iyiydi.
Öğretmeni Sinan’ın sınıfta ders dinlerken derse kendini veremediğinden, devamlı arkadaşını konuşturduğundan, teneffüslerde de arkadaşlarıyla geçinemediğinden şikayetçiydi.. Aslında Sinan öğretmenini seviyordu, fakat onunla konuşurken sıkıla sıkıla konuşuyordu. Derste parmağını kaldırıp söz alamıyordu.
İlk seansın sonunda aileye ve öğretmene “Özel Öğrenme güçlüğü belirti ölçeği” ve “DSM-4 kökenli yıkıcı davranış bozuklukları belirti tarama ölçeği” verildi. Öğrencinin bir dakikada kaç kelime okuduğuna bakıldı ve dikte çalışması yaptırıldı. Bir sonraki seans için uygun randevu verildi.
İkinci seansta öğrenciye DEHB’nun dört ana semptomu olan; dikkat eksikliği, zamanlama problemi, dürtüsellik ve hiperaktivitenin objektif olarak ölçülmesini sağlayan “Moxo Dikkat ölçme testi” uygulandı. Çıkan sonuçlar aileye ve öğretmenine aktarıldı. Yapılan test sonuçlarını rapor haline getirip, merkezimizin Çocuk Psikiyatristine yönlendirdik. Doktor hanım, çalıştığı hastanede Davut’un EEG’si ve gerekli tahlillerini yaptırdı. Çıkan sonuçlar, bizim test sonuçlarıyla paralel çıktı. Yani Sinan’ın dikkatini toparlaması için eğitsel terapinin yanı sıra mutlaka düşük dozda ilaç tedavisi de gerekli idi.
Değerli okuyucularım, dikkat, zihinsel işlevlerimizin yöneticisidir. Zihinsel enerjimizin beyne dağılım kontrolünü o yapar. Bu kontrol sistemi sayesinde dikkatimizi çelen pek çok uyaranı dışarıda bırakarak yaptığımız işe odaklanırız. Ancak bu sistemimiz iyi işlemiyorsa, arkadaşımızın silgisinin yere düşme sesine, sınıftaki çöp kovasına takılır ve odaklanmamız gereken işten uzaklaşırız. Tam işinize oturmuş, dikkatinizi yoğunlaştırmışken en ufak bir ses dikkatinizi dağıtıverir ve zor toparlanırız. Dikkati dağınık olan çocukların bir kısmı aşırı hareketli ve dürtüsel olabilirler. Şimdilerde ders çalışmayan ve ders başarısı düşük çocuklara hemen dikkati dağınık diye teşhis konuveriyor. Oysa bu tanının konması, uzun süren incelemeler gerektirmektedir.
Bu tanının konabilmesi için yapılan değerlendirmeleri şöyle sıralayabiliriz;
lGörüşmeler ve anketler-ölçekler-belirti listeleri yolu ile çocuk/genç aile üyeleri, öğretmenler gibi olabildiğince çok kaynaktan bilgi toplanır.
Geçerli ve güvenilir zekâ ile dikkat testleri ve psikometrik ölçüm yapılır.
Dikkat eksikliği ve aşırı hareketliliğin yol açabileceği ikincil duygusal, sosyal, psikolojik sorunların saptanması için psikolojik testlerle incelemeler yapılır.
Bir çocuk psikiyatristi ile görüşülür. Bazı durumlarda belirgin bir patoloji olup olmadığını belirlemek amacıyla çocuk nörolojisine yönlendirip EEG çekilebilir.
Bunların yanında mutlaka çocuk/genç çeşitli terapi programları ile çok yönlü olarak ele alınır. Bu terapi programları;
Özel eğitim-Psikoterapi-Danışmanlık: Bu çalışma pek çok alanı kapsar. Bunlar; iç kontrol geliştirme-Çocuğa/gence uygun ders çalışma metodları geliştirme-Dikkati geliştirmeye yönelik egzersizler-Düşünme hızına hakim olabilmedir.
Aile danışmanlığı: Aileye, çocuk/gençle ilgili her konuda danışmanlık vermeyi kapsar.
Psikiyatrik-Tıbbi yaklaşım: Dikkat eksikliğinde kullanılan ilaçlar, zihinsel yorgunluğu savuşturarak, çocuğun ayrıntılara odaklanmasına yardımcı olur. Ancak ilaçların yalnızca belirtilerden bazılarını hafiflettiğini, kesin bir çözüm olmadığını da belirtmemiz gerekir. İlaç, alındıktan sonra 4-5 saat için etkilidir. Bu süre sonunda çocuk eski haline döner. İlaç kısa süre etkili olan, ucuz bir tedavi yöntemidir. Özel eğitim, psikoterapi ise uzun vadede sonuç veren, etkisi daha kalıcı bir yöntemdir. İlaç, ancak çok yönlü bir tedavinin parçası ise yardımcı unsur olarak işe yarayabilir. İlaç çok iyi bir değerlendirmeden sonra verilmelidir. İlacın etkisi hem psikolog, hem anne-baba öğretmen tarafından iyi izlenmelidir.
Çocuklarımızın dikkatli ve sağlıklı olması duasıyla Allah a emanet olunuz.
PSİKOTERAPİST DANIŞMAN - KIVANÇ TIĞLI BULUT.