ÇOCUKLUK ÇAĞI TRAVMALARI
Çocukluk dönemi travmaların çocukluk dönemindeki ölüm nedenlerinin %49’unu oluşturduğu ve yaşam boyu travmaların %25’inin çocukluk yıllarında görüldüğü belirtilmektedir. Büyüme yıllarında çocuklar %14-43 oranında en azından bir travmatik olaya maruz kalmaktadır.
Çocuklarda ruhsal travmaya neden olabilecek yaşantılardan bazıları okullarda yaşanan şiddet olayları, fiziksel ve cinsel istismar, trafik kazaları, aile içi şiddet, kanser gibi önemli hastalıklar, hayvan ısırıkları, doğal afetler, terörizm, savaş ve akran zorbalığı gibi durumlardır. Bunlar içinde “istismarlar” önemli bir yer tutmaktadır.
Çocuklukta bu durumlarla baş etmek, yaşanan olayla mücadele etmek ve acı veren olayı yorumlamak genellikle zordur. Çocuklar yaşadıkları olaylardan yaş ve gelişimsel dönem özelliklerine göre farklı şekillerde etkilenir ve farklı tepkiler verirler. İki yaşındaki bir çocuğun babasının annesini dövmesini algılamasıyla, 14 yaşındaki bir çocuğunki çok farklıdır. Çocuklar bu tür olaylara maruz kaldıklarında, çaresizlikten aşırı korkuya kadar değişen nitelikte farklı tepkiler yaşayabilir.
Bu duygular kaybolmadığında ya da yoğunlaştığında Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) çocuğun yaşamının birçok alanını etkilemeye başlar.
Çocuklarda, travmatik olarak tanımlanan nitelikteki bir olay sonrasında, aşırı uyarılmışlık, yeniden yaşantılama, kaçınma, dış dünyaya ilginin azalması, tepkilerde yavaşlama ve yabancılaşma, kendine ve başkalarına yönelik agresif davranışlar, gelişimsel görevleri yerine getirmede başarısızlık, uyku, beslenme ve öz bakım alanlarında bedensel kontrolde kayıp, dünya algı ve şemasında değişim, beklenti davranışı ve travmatik beklentiler, çoğul somatik şikayetler, kendinden nefret etme ve kendini suçlama, kronik yetersizlik duygusu görülebilir.
Değerli okuyucular, Çocuklarda travma tedavisinde “Travma odaklı Bilişsel Davranışçı Terapiler (BDT)“ ve “EMDR” uygulamaları, “Deneyimsel Oyun terapisi” çok yararlıdır. Anksiyete ve depresyonla birlikte seyreden tablolarda ilaç tedavileri de önerilmektedir. Genel olarak okul gibi ortamlarda çocuğun zorbalığa maruz kalma, isim takılması, etiketlenmesi gibi psikolojik zararlardan korunması önemlidir. Yakınlarının ve öğretmenlerinin yargısız dinlemesi ya da yazı, resim gibi aktivitelerle kendini ifade etmesinin sağlanması yararlı olur.
Travmalar kontrol kaybı duygusu yarattığı için çocuğun kontrol ve güvenlik duygularını yeniden kazanmasına yardım etmek önemlidir. Okulda akademik başarısını artıracak önlemler (kısa ödevler-odaklanmayı sağlar; hatırlama ve organize etmeyi kolaylaştıracak listeler, grafikler; anksiyete ve stresi azaltmasına yardım edecek şekilde zaman verme, gevşeme teknikleri vb. alınmalıdır.
Çocuğun duygu ve düşüncelerini sizinle paylaşmasını sağlayacak ortamlar oluşturulmalıdır.
Çocuğun zihnindeki belirsizlikleri gidermek için yaşına uygun bir şekilde bilgi vermek ve sorularını cevaplamak gerekir. Olay hakkında kısa ve net bilgiler verilmeli, her şeyin düzeleceği belirtilmelidir. Olay hakkında sessiz kalmak, çocuğun olay hakkında kendi senaryolarını üretmesine neden olabilir.. Çocuk hissettiklerini sizinle paylaşırken, “Güçlü ol”, “ağlama”, “üzülme sakın” gibi ifadeler yerine “evet, üzüldüğünü biliyorum” gibi ifadelerle yaklaşın. Bu şekilde konuşmak onu rahatlatır ve kendini ifade etmesine yardımcı olur. Çocuğun olayı zihninde berraklaştırmasına ve kabul etmesine, olayla ilgili kederini ifade etmesine yardım edin.
Çocuklar bazen etkilenmemiş gibi görünür ve duygularını yansıtmayabilir. Bu durumlarda oyunlarına, çizimlerine ve anlattıkları öykülere dikkat edilmelidir. Çünkü çocuklar duygularını genellikle resim yaparak ya da oyunlarda ifade ederler. Aileden birini ya da birkaçını kaybettiyse, ona yeniden huzurlu bir yaşamı olması için çalıştığınızı ifade edin. Kendini güvende hissetmesini sağlayın. Okul çocuğu ise, öğretmenini yaşanan olay veya durum hakkında bilgilendirin.
Çocuklarımızı travmalardan koruyabilmeniz duasıyla Allah (c.c )’a emanet olunuz.
KIVANÇ TIĞLI BULUT.
PSİKOTERAPİST DANIŞMAN.