Evliliğin İlk Yılları
Değerli okuyucular, bütün toplumlarda evlilik, yaşamın yeni bir dönemine işaret etmektedir.
Evlilik ile birlikte bireylerin yaşamına yeni yaşam rolleri, görev ve sorumluluklar girmektedir.
Ortak bir yaşam biçimi oluşturmak, aile sorumluluklarını paylaşmayı öğrenmek, çift olmak, aileler ve yakınlar ile olan ilişkileri yeniden yapılandırmak, doyurucu duygusal ve cinsel ilişki örüntülerini oluşturmak gibi evlilik yaşamına dair kazanımları, çiftlerin evliliğin ilk yıllarında gerçekleştirmeleri beklenmektedir. Ancak bu beklenti ve değişiklikleri gerçekleştirme sürecinde çiftlerin karşısına birtakım zorluklar, hayal kırıklıkları ve çatışmalar çıkabilmektedir. Evliliğin ilk yıllarında gerçekleşen boşanmaların bir nedeninin, evlilik yaşamına ilişkin olarak yaşanan bu olumsuzluklar olduğu belirtilmektedir
Ayrıca evliliğin ilk yıllarındaki bazı tutum ve beklentilerin ilerleyen yıllarda boşanmalara yol açtığını, evliliğin ilk yıllarında boşanmaların sık görüldüğünü ortaya koyan bazı araştırma sonuçları bulunmaktadır
Benzer şekilde son yıllarda Türkiye’de boşanma oranlarının gittikçe arttığı görülmektedir. Boşanmaların çoğunun evliliğin ilk beş yılında gerçekleşmesi, ilk beş yılın evlilik için kritik yıllar olarak nitelendirilmesine yol açmaktadır.
Evlilik yaşamının uyumlu bir şekilde yürütülmesi, evlilik yaşamına hazır olmayı ve evlilik ilişkisine dair birtakım becerilere ve olumlu algıya sahip olmayı gerektirmektedir
Araştırmalara göre, yeni evli bireylerin evlilik yaşamına uyum sağlama sürecini kolaylaştıran ve zorlaştıran birtakım etmenler söz konusudur. Bu etmenlere bakıldığında evliliğe uyumu kolaylaştıran etmenler karşılıklı anlayış, yakınların desteği, zaman tanıma, evlilik öncesi süreci (nişanlılık) vasıtasıyla katılımcıların evlilik yaşamına uyum süreçleri kolaylaşmıştır.
Evliliğe uyum sürecini zorlaştıran etmenlere bakıldığında ise sorumluluklar, değişen sosyal yaşam, birlikte yaşamaya alışma süreci ve değişen aile ilişkileri katılımcıların evliliğe uyum sürecini zorlaştırmıştır.
Bu doğrultuda evliliğin yakınlık, sevme/sevilme, destek ve güven ihtiyaçlarını karşıladığı; evliliklerde anlayış, sevgi, saygı, güven ve empatinin güçlü yönler olarak algılandığı ve yeni evli bireylerin evliliklerinden çocuk sahibi olma, eşin davranışlarında ve yaşam koşullarında birtakım değişiklikler bekledikleri görülmüştür. Erikson’un Psikososyal Gelişim Kuramının 6. evresinin temel krizi olan yakın ilişki geliştirmeye karşı yalnızlık olduğu göz önünde bulundurulduğunda, bu kuramı destekler şekilde bu çalışmada da bireylerin evlenerek en çok yakınlık ihtiyacını karşıladığı görülmüştür.
Ayrıca bireyin temel bağlanma figürü ile yakınlık kurma eğilimleri ile şekillenen bağlanma (Bowlby, 1973), yetişkinlik döneminde romantik ilişkiler aracılığı ile yaşanmaktadır. Bu doğrultuda araştırmaya katılan katılımcılar tarafından evlilik ile ilişkilendirilen ihtiyaçlar arasında yakınlık ve güven ihtiyaçlarının yer alması da yetişkin bağlanma kuramını desteklemektedir.
Bu bulgu ile tutarlı bir şekilde alan yazında evliliğin, yakın ilişkiler kurma, yalnızlık duygusunu giderme güçlü sosyal destek ihtiyacını karşılama, korunma ve güven gibi temel yaşam ihtiyaçlarını ve psikolojik olarak sevgi, sevilme ve beğenilme ihtiyaçlarını karşıladığı belirtilmiştir.
Evliliğinizin günlük yaşamınızın ve iş hayatınızın stresli olaylarından sığındığınız güvenli sakin bir liman olması duasıyla Allah (c.c)’a emanet olunuz. Bu yazımla birlikte yazılarıma eylül ayının ikinci haftasına kadar ara veriyorum. Benden dualarını esirgemeyen ve manevi yönden destek olan bütün okurlarıma teşekkür ediyorum.
KIVANÇ TIĞLI BULUT.
PSİKOTERAPİST DANIŞMAN.
Not: Bu yazıda Arş. Gör. Sare Terzi İlhan ve Doç. Dr. Şerife Işık’ın Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisinde yazdıkları bir makaleden yararlanılmıştır.