Öğrenme Güçlüğünde Okuma Sorunları
Değerli okuyucular, özel öğrenme güçlüğü okuma, yazma, bilgileri işleme, konuşma dili, yazı dili ve düşünme becerileri gibi akademik becerilerde güçlükler yaşayan, buna karşın ortalama veya ortalamanın üzerinde zekaya sahip olan bireyler grubunu gösteren bir terim olarak kullanılmaktadır.
Okuma güçlüğü, zekâ düzeyi bakımından normal, öğretim koşulları ve sosyo-ekonomik düzey bakımından uygun fırsatlara rağmen okumayı öğrenmede yaşanılan güçlüktür (Bruck, 1988).
Bunun dışında sözel ve yazılı dilde gerilikler, sesleri etkin bir şekilde kullanmada ve sıralamada aksaklıklar, temel okuma kuralları ve alfabe ilkelerini çözümleyememe, sözel okumada yavaşlık ve yanlış okumalar, yaşına uygun sözcük kapasitesinin olmaması, öğrendiği kelimeleri düzgün telaffuz edememe, okuma sürecinde kelimeleri atlama, okuduğu metinleri anlayamama, tahtada yazan kelime ya da cümleleri deftere geçirirken hatalar yapma, yavaş veya zayıf bir el yazısı, ay, hafta veya günleri ezberleyememe, zamanı söylemede sorunlar yaşama, telefon numaraları gibi önemli sayı veya numaraları unutma, sol ve sağ kavramlarını karıştırma gibi belirtiler okuma güçlüğünün göstergeleri olabilir.
Akyol (2005) okuma yanlışları ve bunların nedenlerini şu şekilde belirtmişlerdir:
-Atlayıp geçmeler ve eklemeler: Genel olarak eklemeler daha az sayıda olmaktadır ve anlamı pek fazla bozmamaktadır. Eğer eklemeler çok fazla değil ve anlamı bozmuyorsa fazla endişelenecek bir durum yoktur. Atlayıp geçmeler kelimenin tamamında, hecelerde ve harflerde olabilir. Hece ve harf bırakmalar daha ziyade kelimenin ortasında ve sonunda gerçekleşir. Söz konusu yanlışlar hızlı okumak, dikkatsizlik, kelime ve harf tanıma yetersizliğinden kaynaklanabilir.
-Ters çevirmeler: Çocuklar arasında -özellikle birinci sınıf- en çok görülen hatalardan birisidir. Harfler çevrilebilir. Örneğin “d” yerine “b” gibi. Kelimeler çevrilebilir. “Ev” yerine “ve” gibi. Bu yanlışlıklar okuma ve yazma becerisi kazanıldıktan sonra kısa zamanda giderilebilir. Sorun oldukları dönem, okuma yazmanın kazanılmaya çalışıldığı dönemdir.
- Tekrarlar: Tekrarların en önemli nedeni yetersiz kelime tanıma becerisidir. Çocuk kendi sınıfının düzeyinde bir materyali çok tekrar yaparak okuyorsa hemen daha alt düzey sınıfa ait bir materyal verilmelidir. Eğer tekrarlamalar azalmışsa problem kelime tanımayla ilgilidir. Tekrarlar azalmamışsa problem karmaşıktır. Bu alışkanlığı gidermek için okurken kelimelere işaret ettirilerek okutturulabilir. Ayrıca koro şeklinde, teyp eşliğinde, tekrarlayıcı ve eko okumalar yaptırılabilir.
Okuma güçlüğü olan bireylere bakıldığında okumada 3 temel sorun yaşadıkları görülmektedir. Bunlar okuma hataları, okuduğunu anlayamama ve akıcı okuyamama sorunlarıdır. Bunların ilki okuma sürecinde yaşıtlarının yaptığından fazla okuma hatası yapmalarıdır.
Yapılan okuma hataları genel olarak şunlardır: · Okuma hızında düşüklük · Heceleme · Telaş · Dikkat eksikliği · Eklemeler ve çıkarmalar · Duraklamalar · Kelime tanıyamama · Geriye dönüşler
Bir diğer sorun ise okuduğunu anlayamamadır. Bazı okuma güçlüğü çeken öğrenciler sesli olarak metni okumakta yani seslendirme yapmakta ancak okunulan metni anlamamaktadır. Okunulan metni anlayamamak da hem bireyin derslerinde başarısızlığa hem de günlük hayatta problemler yaşamasına yol açmaktadır.
Okuma güçlüğü çeken öğrencilerde rastlanan temel okuma sorunları şunlardır:
-Aşırı bağlılık: Öğrenme güçlüğü olan öğrenciler öğrenme sürecinde başkalarına oldukça bağımlıdırlar. Bu durum özellikle bireysel çalışma gerektiren okuma ödevlerinde kendini göstermektedir.
- Kendi performansını izlemede zorluk: Öğrenme güçlüğü olan öğrenciler genellikle okuduğu parçayı ne kadar anladığına ilişkin sağlıklı bilgi edinememektedirler.
-Strateji düzenlemesinde başarısızlık:. Herhangi bir metni okumak öykü okumaktan farklı stratejiler gerektirir. Fakat öğrenme güçlüğü olan öğrenciler gerekli okuma stratejilerini tespitte başarısız olmaktadır.
-Bellek sorunları: Öğrenme güçlüğü olan öğrenciler oldukça yoğun biçimde bellek sorunları yaşayabilmekte ve okuduğu ve anladığı bilgileri uzun süre aklında tutamamaktadırlar.
-Harflerin sesleri ve kelimelere yönelik sorunlar: Öğrenme güçlüğü olan öğrenciler harflere ilişkin sesleri ayırt etmekte, seslerin birleşimlerini ve kelimeleri seslendirmede zorlanmaktadırlar.
- Genelleme sorunları: Öğrenme güçlüğü olan çocuklar belirli bir bağlamda öğrendiği kavramları diğer bağlamlara aktarmada başarısız olmaktadırlar.
- Olumlu yaklaşımda sorunlar: Öğrenme güçlüğü olan öğrenciler zor bir işle karşılaştıklarında olumlu tutum göstermekte zorlanmaktadırlar. Bu durumun nedeni de okul yıllarının başlarında tekrarlanan başarısızlık deneyimleri olarak düşünülmektedir, hatta bu eğitsel travmalara yol açabilmektedir.
Sınıf öğretmenleri okuma güçlüğü yaşayan öğrencileri için onların fiziksel ve bilişsel özelliklerine uygun eğitim materyalleri hazırlamalı, öğrenci düzeyine uygun stratejileri ve pekiştireçleri kullanmalı, öğrenciye uygun sınıf düzeni hazırlamalı ve öğrencinin okuma düzeyini sık aralıklar ile kontrol etmelidir.
Öğrenme güçlüğünün teşhisinde Wisc-r zeka testi ve Moxo dikkat performans testi, öğretmen ve velilere verilen ölçeklerden faydalanılmaktadır. Teşhis ancak Çocuk Psikiyatristi tarafından konulabilir.
Çocuklarınızın kitap okumaktan keyif alması ve okuduğunu anlayarak okuması duasıyla Allah (c.c )’a emanet olunuz.
----------------------------------------------------------------
Not: Bu yazıda Sn. İbrahim Halil Yurdakal’ın İlkokullarda Okuma Güçlüğünde Yaşanan Sorunlar İle Eğitim Uygulamalarına İlişkin Öğretmen ve Öğrenci Görüşleri konulu tez çalışmasından alıntı yapılmıştır.
KIVANÇ TIĞLI BULU PSİKOTERAPİST DANIŞMAN.