Pandemi Sürecinde Aşırı Kaygı
Değerli okuyucular, pandemi sürecinde kimimiz sevdikleri kişileri kaybetti, kimimiz de kovid hastası olduk. Bu zor günlerimizde kaygılarımız on kat daha arttı, özellikle kaygı bozukluğu yaşayan kişiler için bu zorlu süreç daha da zor hale geldi. Özellikle salgın tedbirleri kapsamında alınan tam kapanmayla birlikte hepimiz evden dışarı çıkamıyoruz, sevdiğimiz kişilerle görüşemiyoruz. Yani genel bir durgunluk, sakinlik hali mevcut…
Bu durum danışanlarla yapılan terapilerde de yaşanır. Terapide, danışan bir şeyler anlattıktan sonra sessiz kalmışsa o kişinin sağ beyni daha aktifleşmeye başlar. Yani sessizlik danışanın bilinçaltında onu rahatsız eden çocukluk anılarını, travmalarını ortaya çıkartır. Bu yüzden terapilerde bir anlık sessizlikler çok olumludur. Tam kapanmanın gerçekleştiği bugünlerde, kişilerde yaygın anksiyete problemi varsa bu kişiler sakinleşmekte, kendilerini güvende hissetmekte zorlanırlar, akıllarına her zamankinden daha fazla travmatik anılar, olumsuz çocukluk yaşantıları gelebilir.
Yaygın anksiyete bozukluğu yaşayan kişi, daha fazla kaygı yaşar, kendini huzursuz gergin hisseder, kolay yorulur, odaklanmakta zorluk çeker, her şeye kolayca kızar tepki verir, kaslarında gerginlik hisseder, uyku kalitesinde bozulma yaşar. Bu rahatsızlık, panik bozukluk, basit fobi, sosyal fobi ve depresyonla birlikte görülebilir.
26 yaşında, bekar, kimya mühendisi kadın danışanım, başına kötü olaylar geleceğine dair yaygın korkular nedeni ile online terapi için randevu aldı. Danışanın geçmişte onu rahatsız eden travmatik anıları sorulduğunda, 10 yaşında ailesiyle birlikte tatile giderken araba kazası yaptıklarını, kendisinin kolunun kırıldığından bahsetti. O günden sonra ders başarısı düşmüş, uykusunda kötü rüyalar görmeye başlamış, annesiyle yatmaya başlamış. Zaman içinde bu korku ve kaygıları azalmış.
18 yaşında ailesinden ayrılarak başka bir şehirde üniversite okumaya başladığı sırada babasının tiroid kanseri olduğunu telefonda öğrenmiş. Tahsilini dondurarak ailesinin yanına dönmüş ve o günden sonra kendisinin de hasta olacağını, başına kötü şeyler geleceğini düşünmüş. Boğazına yemek sırasında bir şey takılır mı diye kaygılanmaya, rahat yemek yiyememeye başlamış. Sonrasında zaman zaman çeşitli fiziksel belirtiler yaşamaya ve bu belirtilerin ciddi bir hastalığa işaret ettiğini düşünerek korku hissetmeye devam etmişti.
Zaman zaman stresli ve gergin olduğu zamanlarda göğüs ağrısı, karın ağrısı ve mide bulantısı yaşıyor, bütün bu belirtilerin önemli bir hastalığın ya da kovid rahatsızlığının habercisi olduğunu düşünüyordu. Bu yoğun fiziksel şikâyetleri olduğu dönemde hastane hastane geziyor, bir sürü gereksiz tetkikler yaptırıyordu. Babasının tiroidle ilgili bir hastalığı kalmamasına rağmen, onun kovid geçirirse solunum sıkıntısı yaşayacağını, entübe edileceğini düşünüyordu. Anne veya babası sokağa alışverişe çıksa kendini çok kötü karamsar gergin hissediyordu.
Görüştüğü erkek arkadaşıyla ilişkileri de bozulmaya başlamıştı, ona telefon açtığında on dakika içinde ondan haber alamazsa başına kötü bir şey gelmiş olabileceğini düşünüyordu. Arkadaşından sürekli ilgi ve sevgi bekliyordu. En ufak bir şeyden tartışma çıkarıyordu, ilişkisinde kendini anlaşılmamış hissediyordu. Erkek arkadaşına karşı kendini mahcup hissediyordu, sanki sevilmeye layık biri olmadığı, ona eziyet verdiğini düşünüyordu. Onunla evlenmek istiyordu, ama kendi rahatsızlıkları ve negatif enerjisi ile onu mutsuz edeceğini, iyi bir eş olamayacağını düşünüyordu. Danışanıma Beck depresyon ölçeği, Beck anksiyete ölçeği ve Scala – 90 belirti listesi uyguladım. Çıkan sonuçlara göre terapi ve tedavi hedefleri planladık. Terapilerimiz devam ediyor, her seanstan sonra yakınmaları biraz daha azalıyor, uykuları da düzelmeye başladı, arkadaşıyla evlilik planları yapmaya başladılar.
Kaygı bozukluklarında hipnoz, kaygının fiziksel belirtileriyle baş edebilmek için kullanılır. Danışan, seansların başında, rahatlama, gevşeme ve ego güçlendirme telkinleriyle belirtilere karşı güçlendirilir, bu telkinlerle danışanın kendine olan güveni ve dayanıklılığı daha çok artar. Danışan böylece tamamen kontrolsüz olmasındansa, bir miktar kontrolün kendi elinde olduğunu fark eder.
Kaygı bozuklularında kişi kendi hakkında olumsuz bir benlik algısına sahiptir, kendini yetersiz değersiz işe yaramaz biri gibi görebilir. Ayrıca her şeyi olumsuz tarafından görür, en küçük bir olumsuzluğu büyütür, felaketleştirir. Diğer terapi yöntemlerine ek olarak hipnozun kullanılması bu sorunları, olumlu duyguları arttırarak, ego güçlendirme yöntemleriyle kendine güveni arttırarak ve akışına bırakma tekniğiyle kendi kendine yetebilirlik algısını oluşturarak çözümleyebilir. (Alladin, 2008/2013)
Korona günlerinde, daha az kaygılı, daha pozitif, daha umutlu olmanız duasıyla Allah (c.c)’a emanet olunuz. Hayırlı, huzurlu ramazanlar dilerim.
KIVANÇ TIĞLI BULUT PSİKOTERAPİST DANIŞMAN.