* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Siyah Ya Da bBeyaz Gri Olanaksız  (Okunma sayısı 193 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Siyah Ya Da bBeyaz Gri Olanaksız
« : Ocak 24, 2021, 08:08:19 ÖÖ »
Siyah Ya Da bBeyaz  Gri Olanaksız
   
Gül hanım 26 yaşında lise mezunu bir danışanımdı. Danışmanlık merkezine işyerinde uzunca bir süre istikrarlı olarak çalışamama, arkadaşlarıyla gerçek ve derin ilişkiler kuramama, sık erkek arkadaş değiştirme, kendini yalnız ve boşlukta hissetme, çok fazla internete takılma, sigara bağımlılığı gibi şikayetlerle başvurdu. Gül hanım seansta annesini zeki, güçlü, becerikli ama yeteneklerini tam olarak kullanamamış biri olarak tarif etti. Annesiyle babasının arasındaki sorunlarda, hep taraf tutmaya zorlanmıştı, bununla ilgili fazlaca sorumluluk almıştı. Annesi, Gül hanımı korumak ve kaybetmemek adına parayı çocuğunun üzerinde bir güç, kontrol aracı olarak kullanıyordu.

Gül hanımın babası kendine güveni az, inatçı ve soğuk bir adam olarak tarif ediliyordu. Danışan, babasının kendisinden daha çok başarılı olan ablasını sevdiğini ve onunla daha fazla ilgilenmesinden rahatsızlık duyduğunu belirtti.

Abla, üniversite mezunuydu ve bir şirkette müdür yardımcısı olarak çalışıyordu. Danışan ablasını, küçükken kendisine ceza veren küçümseyen, üzerinde hakimiyet kurmak isteyen biri olarak tanımlıyordu.

Gül hanım şu an çalıştığı iş yerinden önce beş iş değiştirmişti. İş yerinde kendinden başarılı birisi olduğunda bunu kafaya takıyor ve sürekli kendini o elemanla kıyaslıyordu. İş yerindeki arkadaşlarından hep değer görmek ve onaylanmak istiyordu. İşinde samimi olduğu kız arkadaşını çok aşırı seviyor ve onu mükemmel buluyordu. Ancak arkadaşı bazen onun istediği değeri ilgiyi vermediğinde onu aşağılıyor, görmek istemiyor ve ona karşı aşırı nefret besliyordu. Ayrıca çalıştığı şirkette hep patronunun gözde elamanı olmak istiyordu. İş yerinde kendine bir görev verildiğinde bunu eksiksiz kusursuz yapmak istiyor, yapamadığı zaman kendini cezalandırıyordu.

Örneğin, o gün eve daha çok iş getiriyor veya öğle saatinde yemeğe çıkmıyordu ya da kötü duygulardan kaçmak için fazlaca sigara içiyordu.

Gül hanım aynı yerde çalıştığı Murat isimli erkek arkadaşını çok fazla kıskanıyordu, onun hareketlerini hep kontrol etmek istiyordu. Murat azıcık ondan uzaklaşsa veya mesajına geç cevap verse Gül, hemen terk edileceğini, yalnız kalacağını düşünüyordu. Murat’tan istediği karşılığı göremeyince de ona hakaret dolu sayısız mesaj atıyor, çok öfkeleniyordu. Bütün bunlardan sonra, görüşmeye başlamalarının ikinci ayında Murat, Gül hanımı terk etti. Bu durum danışanımı çok olumsuz etkiledi, Murat’a sık sık mesajlar yazıyor, ona nefret besliyordu. Terk edilmeyi hazmedemiyordu, kendini yalnız, çaresiz bırakılmış küçük bir çocuk gibi hissediyordu.. Yaptığımız seansların birinde, danışanım bağlanma sorunu olan, kendisine kötü davranacak erkekler seçtiğini ve koruyucu bir anne gibi davranıp aşırı ilgi göstererek onları bıktırdığını, onları elinde tutmaya çalıştığını fark etti. Gül hanımla psikoterapilerimiz halen sürmekte ve her geçen gün olumsuz ve kötü hissettiğinde bu duyguları yakın ilişkide olduğu kişilere atmak için özel bir çaba sarf etmiyor. İletişim kurarken daha çok empati yapıyor ve kendi duygularının farkına varıyor.

Değerli okuyucular, yukarı paragrafta anlattığım örnek , “Sınır kişilik örgütlenmesi” olan bir vaka örneğiydi. Sınır kişiliğe sahip olan danışanlar genellikle 20 ve 30’lu yaşların başında ayrılma kaygısı, yalnızlık boşluk hisleri, kayıp, depresyon, öfke kontrol sorunları yüzünden terapiye başlarlar.

İlişki kurdukları kişileri aşırı derecede yüceltirler ya da yerin dibine sokarlar. Yani hayatlarında “Bölme savunma mekanizmasını” kullanırlar. Bunu şöyle açıklayabilirim; bebek doğduğunda iç dünyasında bir sürü ego parçaları vardır. Bebek 6 aylık olduğunda iyi duygular bir kutba, kötü duygular da bir kutba toplanır. Yani bebek, annesi ona kötü davrandığında kötü tarafa geçer, kendini kötü hisseder. Anne iyi davrandığında da iyi tarafa geçer. Annesinin iyi ve kötü özelliklerini bir arada algılayamaz. Çünkü bebek dünyayı annesinin gözünden görür. 3 yaşa kadar her çocukta bu bölme mekanizması kapanmaz ve bu sağlıklı bir durumdur. Ancak 3 yaşından sonra bu iyi ve kötü kutbun birleşmesi gerekir. (Yani annemin hem iyi olumlu özellikleri vardır, hem de olumsuz özelikleri vardır, çocuk bunu algılar.) Ancak sınır kişilik örgütlenmesine sahip kişilerde bu bölme savunma mekanizması birleşmemiştir. Bu yüzden hayatındaki kişileri ya idealize eder yüceltir, ya da değersizleştirir.

Sınır kişilik örgütlenmesine sahip kişiler kendi duygularının farkında olmazlar, ancak karşı tarafın duygularını çok iyi anlarlar. Bu kişiler hep iyi hissetmek ister, kötü hissettiğinde de karşısındaki kişiye bu kötü duygusunu atmak ister. Yani “Yansıtmalı özdeşim” denilen savunma mekanizmasını sıklıkla kullanırlar. Kendini kötü hissettiğinde de “Duygu baskılama” denilen başka bir savunma mekanizmasını kullanırlar. Yani kişi kötü olumsuz duygudan kaçmak ve onu yaşamamak için kendine zarar verebilir, hızlı araba kullanabilir, aşırı yemek yiyebilir, saatlerce dünyadan koparak dizi izleyebilir, aşırı sigara, içki içebilir. Bu kişiler aynı zamanda erkek arkadaş veya eşlerine de adeta yapışık olmak isterler, hep onlar tarafından terk edileceklerini veya aldatılacaklarını düşünürler. Çoğunlukla kendilerine kötü davranacak terk edecek kişileri hayatlarına alırlar.

Sevdiği kişi ona onun istediği düzeyde ilgi göstermezse aşırı agresif olurlar karşı tarafı manipüle edecek davranışları yapabilirler. Ayrıca bu kişiler yalnızlığa asla tahammül edemezler, bir ilişki bittiğinde hemen yeni ilişki ararlar.

Sınır kişilik örgütlenmesinin tedavisinde “Aktarım odaklı terapi” veya “Şema terapi” çok işe yarar. Bu soruna sahip kişilerin terapisi uzun sürer.

Psikoterapilerde kişi, terapistin desteğiyle olumsuz çocukluk anılarıyla şimdiki yaşantıları arasında bağlantılar kurar. Terapist terapilerde danışanın anlattıklarını netleştirir, yorumlar yapar ve danışanın fark edemediği konularda onu yüzleştirir.

Duygularınızı uçlarda yaşamamanız duasıyla Allah (c.c)’a emanet olunuz.

KIVANÇ TIĞLI BULUT.

PSİKOTERAPİST DANIŞMAN.

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]