Kayıt Ol
Giriş Yap
Menu
Ana Sayfa
Forum
Yardım
Ara
Giriş Yap
Kayıt Ol
www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ
FANİDUNYA NET GENEL
KUR'ANI KERİM
YENİ - Kur'an Günlüğü
Kur’ân Günlüğü 28 Cüz
FANİ DUNYA FORUM HABERLER
« önceki
sonraki »
Yazdır
Sayfa: [
1
]
Aşağı git
Gönderen
Konu: Kur’ân Günlüğü 28 Cüz (Okunma sayısı 245 defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
fanidunya NET
Administrator
İleti: 8281
Kur’ân Günlüğü 28 Cüz
«
:
Mart 28, 2025, 07:31:26 ÖÖ »
Kur’ân Günlüğü 28 Cüz
Mümin Allah’a ve Resûlü’ne karşı çıkanlara derin bir sevgi besleyemez
“Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir topluluğun, Allah’a ve peygamberine karşı çıkan kimselere -babaları, oğulları, kardeşleri yahut diğer akrabaları da olsa- sevgi beslediğini göremezsin. İşte Allah bu müminlerin kalplerine imanı nakşetmiş ve onları katından bir ruh ile desteklemiştir. Onları -orada ebedî kalmak üzere- altından ırmaklar akan cennetlere yerleştirecektir.
Allah onlardan razı olmuştur, onlar da O’ndan razı olmuşlardır. İşte onlar Allah’tan yanadırlar; iyi bilinmeli ki kurtuluşa erecek olanlar da Allah’tan yana olanlardır!” (Mücâdile 58/22).
Sosyal varlık olmanın gerektirdiği bir durum olarak ister istemez yaşadığımız toplumlarda bizim inancımızı kabul etmeyen kimselerle birlikte yaşamak mecburiyetinde kalıyoruz. O hâlde İslâm’a gönül vermiş bir mümin olarak onlarla nasıl bir ilişki kurmamız uygun olur? Meâlini arz ettiğimiz âyet-i kerîmede bir müminin, Allah’a ve peygamberine karşı çıkan kimselere -bunlar babaları, oğulları, kardeşleri yahut diğer akrabaları da olsa- sevgi beslememesi gerektiği, bir mümin için böyle bir şeyin düşünülemeyeceği ifade edilmiştir. Onlara sevgi beslememekten ne anlaşılmalıdır?
Hikmetli Kitap’ta konuyla ilgili âyetlerin tümü dikkatlice düşünüldüğünde şu iki durumu birbirinden ayırmak gerektiği sonucuna varılır:
Bir gayrimüslimle veya bir Müslüman adını taşıyor olsa bile İslâm’ın en temel değerlerine saygısızlık yapan biriyle komşuluk yapmak, toplu taşıma araçlarında yolculuk yapmak, aynı işyerinde çalışmak, mecburi bir ticari faaliyet yapmak gibi hayatın olağan akışı içinde çeşitli ilişkiler kurabiliriz. Bu tür kimselerle bahsettiğimiz şekillerde mecburi ilişkilerde bulunulduğunda nezaketli ve saygılı olmak, insanî ve İslâmî bir zorunluluktur. Ancak günlük ilişkilerde yüzeysel bir dostluk ilişkisinin ötesine geçip bu tür insanlarla derin dostluk ilişkileri kurmak, zamanla inancımızdan ve değerlerimizden bazı tavizler vermek gibi birtakım mahzurları beraberinde getirebilir. Dolayısıyla bu tür kişilerle derin dostluk ilişkileri kurmak doğru değildir. Bu, bireysel ilişkiler açısından dikkat edilmesi gereken bir husustur. Bir de bireysel ilişkinin ötesinde ondan daha ciddi olan şöyle bir durum vardır: İslâmî değerleri aşağılayan ya da İslâmî öğretilere tamamen ters bir hayat tarzına sahip olan birine (mesela yaşayan ya da ölmüş bir sanatçıya, düşünüre veya siyasetçiye) derin bir sevgi duymak, onun yaşadığı hayat tarzına ya da fikirlerine hayranlık beslemek asla bir mümine yakışan bir şey değildir. Zira bir kalpte iman ve küfür, inanç ve inançsızlık, Allah sevgisi ile Allah’a isyan eden birinin sevgisi bir arada olamaz.
Mümin, Allah’a ve Resûlullah’a karşı çıkmayı vazife edinen, yüce dinimiz İslâm’ı geçmiş dönemlerde kalmış/kalması gereken yobazlık olarak gören herhangi bir kişiye, düşünceye ve ideolojiye en ufak bir sempati besleyemez. Zira bu ikisinin sevgisi, kalpte de akılda da çelişir ve çatışır.
Sonunda biri galip gelmek durumundadır. Bir âyet-i kerîmede buyurulduğu üzere “Allah, bir insanda iki kalp yaratmamıştır” (Ahzâb 33/4). Yani; bir insan aynı anda iki zıt düşünceyi benimseyemez, fikirleri çelişen iki insanı aynı anda sevemez. Mesela bir taraftan Hz. Peygamber’i (sav) severken öte taraftan hayatını onun öğretilerine savaş açmakla geçirmiş bir sanat, düşünce ya da siyaset insanını sevemez. Kalp böyle bir tezadı taşıyamaz; önünde sonunda bu ikisi arasında bir tercih yapmak durumunda kalacaktır. Müşahede ettiğimiz örnekler, bu tür çatışma durumlarında insanların genellikle zaman içerisinde dünyevî olanı tercih etmeye daha meyilli olduklarını göstermektedir.
Hâsılı; hayatın olağan akışı içinde bir mümin, mecburi olarak kurduğu ilişkilerinde herkesle olduğu gibi inanmayanlarla da nezaket ve saygı ölçüleri içerisinde bir ilişki geliştirmelidir. Her zaman ve zeminde huzuru ve barışı temin etmek, birinci önceliği olmalıdır. Ancak İslâmî değerlere saldıran, bunlarla alay eden insanlara, onların ideolojilerine ve hayat tarzlarına sevgi veya sempati besleyemez, onlarla derin bir dostluk ilişkisi kuramaz. Bunu yapanın, doğal olarak İslâm’la bağı ya kopmuştur ya da kopmak üzeredir.
Şu meâldeki âyet-i kerîme bu hususu açıkça ifade etmiştir: “Müminler müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa artık Allah’la olan bağını koparmış demektir. Ancak onlardan gelebilecek bir tehlikeden korunmanız başkadır” (Âl-i İmrân 3/28).
Rabbimiz! Bizi inançsızların eline düşürme!
“Rabbimiz! Bizi, inkâr edenlerin eline düşürme. Bizi bağışla ey rabbimiz! Şüphesiz kudret ve hikmet sahibi olan Sensin” (Mümtahine 60/5).
Bu mübarek duada geçen “Rabbimiz! Bizi, inkâr edenler için bir “fitne” yapma.” ifadesindeki “fitne” kelimesi “deneme, sınama” anlamlarına gelir ve Türkçe’ye genellikle “Bizi onlar için bir deneme, sınama konusu” yapma şeklinde çevrilir.
Bu niyazdaki duygu; acımasızlık, insafsızlık, vicdansızlık ve ahlâksızlıkta sınır tanımayan İslâmî değerlerin azılı düşmanlarına mağlup olmamak, onların eline düşüp insafına bırakılmamak, “Sizi nasıl da mağlup ettik.” şeklinde alaylarına ve aşağılamalarına maruz kalmamak için Yüce Yaradan’a sığınmadır. O sebeple “Fitne yapma” ifadesini “Eline düşürme!” diye çevirdik. Bu duayı her zaman, ama özellikle şu mübarek günlerde daha çok yapmalı.
Rabbimiz! Hatalarımızın ve kusurlarımızın farkındayız. Hatalarımız ve kusurlarımız için Sen’den af diliyoruz. Bizi bağışla ey Rabbimiz!
Düşman kavi, talih zebun; hatalarımız sebebiyle bizi inançsızların eline düşürme Allah’ım! Bizi onların inançsızlığına, insafsızlığına, vicdansızlığına ve ahlâksızlığına mahkûm etme! Bizi onlar tarafından alay konusu ettirme Allah’ım! Bize, imanımızda derin bir muhabbet, kulluğumuzda pür ihlas, şahsiyetimizde yüksek bir ahlâk sahibi olabilmeyi, hükümlerimizde adaletli ve yönetimlerimizde hakkaniyetli davranabilmeyi nasip eyle ki bu sayede Senin yardımını hak edip inayetine mazhar olabilelim.
Amin.
Mahmut Ay.
İNTERNET RADYOMUZ 24 SAAT YAYINDADIR.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol
veya
Giriş Yap
Kayıtlı
Yazdır
Sayfa: [
1
]
Yukarı git
« önceki
sonraki »
www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ
FANİDUNYA NET GENEL
KUR'ANI KERİM
YENİ - Kur'an Günlüğü
Kur’ân Günlüğü 28 Cüz