BİRLİKTE YAŞAMA VE KOMŞULUK
Toplumsal huzurumuz ve birlikte yaşamamızın önemli unsurlarından birisi de KOMŞULUKTUR. Nasıl ki toplumun prototipi olan aile toplum huzuru için önemli ise komşuluk ilişkilerimiz de o derece önemlidir. Zira toplumda komşuluk ilişkilerinin sağlam olması demek toplumun sağlam olması demektir.
Toplumun sağlıklı ve huzurlu olması için ailevi ilişkilerden komşuluk ilişkilerine kadar toplumun tüm katmanlarında sevgi saygı ve merhamet temel değer olmalıdır.
Komşu sadece evleri bir birine yakın olan insanlara denmez. Örfümüzde komşu denilince akla, paylaşma, dayanışma ve gönül yakınlığı gelir. Nitekim bugün şehirlerde apartmanlarda üst üste, yan yana yaşayan bir sürü insan var ama birbirlerinden haberleri yok. Demek ki komşuluk, evlerin değil gönüllerin yakınlığını ifade ediyor. Sosyal hayatta komşuluk o kadar mühimdir ki “ev alma komşu al” atasözümüz bunu ne kadar da güzel ifade ediyor.
Modern çağın bizi biz yapan değerlerimizi aşındırdığı bir gerçek. Dünyevileşme insanımızı değerlerinden koparmış durumda. Halbuki toplumsal huzurun ve barışın temellerinin atıldığı müessese KOMŞULUK müessesesidir. Bu müessese diri tutulmalıdır. Bu da yine “öze dönüşle” mümkündür. Bu öz de Kur’an ve sünnetten beslenen örf ve adetlerimizdir.
Hayat kitabımız Kur’an komşuluk ilişkilerine ayrı bir ehemmiyet verir. Nitekim iyilik yapılması gerekenler arasında yakın ve uzak komşular da zikredilir.
“ Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara (köle, cariye, hizmetçi ve benzerlerine) iyi davranın; Allah kendini beğenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez.” Nisa 4/36
Hadis-i şeriflerde de bu mevzuya ayrı bir yer verilir. Hz.Aişe’den nakledilen bir hadiste şöyle denilir: “Cibril bana komşu hakkını o kadar çok tavsiye etti ki, neredeyse komşuyu komşuya vâris kılacak zannettim”
Komşuluk demek paylaşmak demektir.Gerçek komşu evini, ekmeğini ve gönlünü komşusuyla paylaşan kişidir. Bugün değerlerinden uzaklaşan toplumumuzda buna ne kadar da ihtiyacımız var değil mi?
İyi komşuluk ilişkileri toplumun huzur ve mutluluğu için önemlidir. Efendimiz(sav) iyi komşuya sahip olmayı müslümanın saadetinden sayar. Yine O(sav), Allah’a ve ahrete inanan kimsenin komşusuna iyilik ve ikramda bulunmasını tavsiye etmiştir. Efendimiz’in Ebu Zerr(ra)’e tavsiyesine bakalım: “Tencereyi kaynattığın zaman suyunu bol koy, sonra etrafındaki komşularına bak ve onlara da ver.” İyi hatırlıyorum. Çocukluğumuzda annelerimiz evde yemek pişirdikleri zaman daha biz o yemekten yemeden bir kap yemek de komşuya götürürlerdi. Bugün Anadolu’da özellikle köylerimizde bu adet hala devam ediyor. Ama şehir hayatı bu güzel adetimizi de alıp götürdü.
Dinimiz komşuya rahatsızlık vermeyi de yasaklar. Nitekim bir hadiste “Kim Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsa komşusuna eziyet vermesin” buyrulur. “Komşusu kötülüğünden emin olmadıkça kişinin imanı kâmil olmaz.” Hadis-i şerifi de burada zikredilmeye değerdir.
Diğer taraftan kötü komşuluk münasebetlerinin müzmin hastalıkları artırdığı da bilimsel bir veridir. Yapılan bir araştırmaya göre kötü komşuluk ilişkileri olanların müzmin hastalıklara yakalanma ihtimali, iyi komşuluk ilişkileri olanlara göre iki kat daha fazladır.
Komşu haklarını soran sahabiye Efendimiz şu şekilde cevap veriyor: “Senden borç isterse vermen, yardım dileyince yardım etmen, hastalanınca ziyaret etmen , muhtaç olunca ihtiyacını gidermen, fakirleşince yardım etmen, bir hayra kavuşunca tebrik etmen, musibete uğrayınca taziyede bulunman, ölünce cenazesine katılman, çorbandan az da olsa ona göndermek suretiyle tencerenin kokusuyla onu rahatsız etmemen“
Komşunun hangi dinden olduğuna bakılmaz. Eğer komşu Müslüman değilse bir hak vardır. Buna komşuluk hakkı denilir.Eğer komşu Müslüman ise iki hak söz konusudur.Birisi komşuluk hakkı diğeri de din kardeşliği hakkı.Komşumuz Müslüman akrabamız ise üç hak söz konusudur. Komşuluk, din kardeşliği ve akrabalık hakkı..
Selam ve dua ile..
Recep Şahan.