Müsübetleri Nasıl Okumak Lazım
Dünya insan için bir imtihan yeridir. Dünya denen şu hanede iyi veya kötü denebilecek çeşitli olaylarla karşılaşırız. Nimetle de karşılaşabiliriz musibetle de. Aslında hayata Müslümanca bakacak olursak görürüz ki yaşadıklarımız bizim imtihanımızdır. ”Mutlaka sizi biraz korku ve açlıkla ve mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz eksilterek imtihan ederiz..” (Bakara2/155) ilahi hitabı bu konuda bize yol gösteriyor.
Mal ve evlat da ilahi imtihanın bir parçasıdır.(Enfal 8/28, Tegabun 64/15) Zira insan malı ile cenneti de kazanabilir cehennemi de. Malını helalinden kazanıp helal yolda sarf eden sınavda başarılı olmuş demektir. “Nerden gelirse gelsin doldur küpünü” diyenler ise kaybetmiştir. Sonuçlarına da katlanacaktır artık.
Yine insan sorumlu olduğu çocukları/ aile bireyleri ile cennete de gidebilir cehenneme de. Çocuklarını islâmi terbiye ile yetiştirip namazlı-niyazlı, güzel ahlaklı, topluma faydalı yetiştirenler sınavı kazanmış demektir. “Saldım çayıra mevlam gayıra” anlayışında olanlar da sınavı kaybetmiştir. Cennet biletimiz olan ebeveynlerimize gerekli hürmet ve saygıyı göstermez, onlardan hayır dua alamaz isek sınavı kaybettik demektir.(Ankebut 29/8, Lokman 31/ 14, İsra 17/23-24)
Hayır ve şer iki zıt kavram. Lâkin bu da imtihanımızın birer parçasıdır. (Enbiya 21/35) Yani iyi de kötü de Allah tarafından var edilir. Ortaya konulur. İşte sınav burada başlar. Kul özgür iradesi(irade-i cüziyye) ile bu ikisi arasında seçim yapar. Seçtiğine göre de puan alır. Tek seçenek olsa o zaman sınavdan bahsetmek olmazdı. Domuz da koyun da Allah tarafından yaratılmıştır. Her ikisinin de puanlaması vardır. Domuzu yersen haram, koyunu yersen helaldir. “Ayran” içersen helal “rakı” içersen haram olur. Dilediğini seçersin.
İnsan musibetler karşısında nasıl davranmalı? Kur’an’ın ilk öğütlediği şey “sabır”dır. Nitekim yukarıda sözünü ettiğimiz (Bakara2/155) ayette “sabredenlere müjdele” denmektedir.
Deprem, sel gibi afetlerin meydana gelmesinde “ilahi imtihan” konusu tamam. Bunlar kulun birer imtihanıdır. Ancak Allah’ın bu yöndeki iradesi ve takdiri zaten bu işin içinde. Zira kainatın yaratıcısı ve hâkimi odur. Mülkünde istediği tasarrufta bulunur. Kimse de bunu sorgulayamaz. (Al-i İmran 3/26, Tevbe 9/51, Necm 53/44, Hadid 57/22, Tegabun 64/11)
Soru şu: Bu tür afetlerin meydana gelmesinde insan davranışlarının etkisi var mıdır? Kur’an ve sünnete baktığımızda buna rahatlıkla “evet” cevabını verebiliriz. Misal Şûrâ 30’da şöyle deniliyor: “Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir…” Allah Rasulü(as) da “Bir kula isabet eden az veya çok felaketler ancak günahları sebebiyledir…” buyurmuş ve bu ayeti (Şura 30) okumuştur. Tarih boyunca bir çok kavim azgınlıkları sebebiyle helak edilmişlerdir. Nuh kavmi, Ad ve Semud kavmi gibi. Bu konuda Kur’an’da “ Allah onlara zulmetmedi fakat onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı" denmektedir. (Bkz. Âl-i İmran 3/117, Nahl 16/33)
Daha somut örnekler üzerinden gidelim. Kar ve dolu yağması Allah’ın tabiata koyduğu bir kanundur. Dolu yağarken evlerimize gireriz. Doluyu engelleyemeyiz ama onun zararlarını engeller veya azaltabiliriz. Aşırı yağışlarla sel felaketleri yaşanır. Evler yapılırken zemin uygun mu değil mi dikkate almadan heyelan olma riski yüksek bir bölgeye veya dere yatağına ev yaparsan selde felaket yaşaman kaçınılmazdır. Sizce burada suçlu kim? Tabiat ve onun sahibi Allah mı yoksa üzerine düşeni yapmayan insan mı?
Bakınız deprem adası olan Japonya’da 7’nin üzerinde deprem oluyor ve kimsenin burnu kanamıyor. Bizim ülkemizde 1999’da 7.4 şiddetinde Marmara depremini yaşadık. Yaklaşık 20 bin insanımız öldü. Şimdi Allah Japonlara torpil mi geçiyor? “Torpil geçse bize geçmeli biz Müslümanız onlar gavur” diyorsunuz belki de. Ama öyle değil işte. Allah’ın tabiata koyduğu kurallara kim uyarsa o kurtulur. Bu noktada bir Müslüman demirden, çimentodan, kumdan çalarak bina yapar da sonra da ufak bir depremde bu bina yerle bir olunca “ne yapalım depremin önüne geçemeyiz Allah’ın takdiri” deyip sıyrılamaz. Bu tür kimseler “faturayı Allah’a kesmekle” kurtulacağını sanmasın. Buna sebep olanlar, göz yumanlar dahil dünyada kurtulsa bile ilahi mahkemede kurtulamaz. O binada can verenlerin hesabı onlara sorulur
Recep Şahan.