HZ.PEYGAMBERİN ŞİKAYETİ
Bugün dünyada en çok okunan kitap Kur’an ama en az anlaşılan kitap da Kur’an. Bu da gösteriyor ki Kur’an’a olan çarpık bakışımız değişmeli. Artık Kur’an’ı “ölü kitabı” olmaktan çıkarmanın zamanı geldi . Ne gariptir ki hep ölülere okuyup durduğumuz Yasin Suresinde bile Kur’an’ın dirileri uyarmak üzere indirildiği haykırılıyor. Ayetin meali şöyle: “(Kur'an,) Diri olanları uyarıp korkutmak ve kâfirlerin üzerine sözün hak olması için (indirilmiştir).”[Yasin36/70]
Efendimiz(as)’in ümmetine olan düşkünlüğünü biliriz. Bunu kendi hayatında açıkça gördüğümüz gibi Kur’an’da da açıkça görebiliyoruz. “Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, mü’minlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir.” [Tevba9/128]
Ancak Kur’an’da öyle bir ayet var ki Efendimiz(sav) ümmetini açıkca Allah’a şikayet ediyor. Ümmetine düşkün(harisün aleyküm) , mü’minlere karşı çok şefkatli ve merhametli( Raufu’r Rahim) olan Efendimiz bu ayette ümmetinden şikayet ediyor. Hem de hangi konuda bir bakın. Ayetin mealine birlikte bakalım:
“Ve (o gün) Rasul diyecek ki: Ya rabbi! Benim kavmim bu Kur’an’a devri geçmiş ,terk edilmiş bir kitap muamelesi yaptı” [Furkan25/30] Görüldüğü gibi Efendimiz ümmetinden şikayetçi ,hem de Kur’an hususunda şikayetçi.Ümmetin Kur’an’ı mehcur bırakmasından şikayetçi.Ümmetin Kur’an’a hicret edecek yerde Kur’an’dan hicret etmesinden şikayetçi.Dikkat edelim Efendimizin ümmetini şikayet ettiği başka bir yer yoktur.
Bütün bunları birlikte düşündüğümüzde bir kez daha anlıyoruz ki kurtuluş reçetemiz Kur’an. Ve tabi Kur’an’ı bize tebliğ eden Hz.Peygamber(sav). Elimizde hazine var ama farkında değiliz. Bizi karanlıklardan aydınlığa çıkaracak, önümüzü aydınlatacak,her türlü sıkıntılarımıza ilaç olacak bir hazine.İşte bu hazinenin adı “Kur’an”
Ne hazindir ki bugün Kur’an’ı defalarca hatmettiğini söyleyen birisi faiz yemeğe devam edebiliyor. Kız çocuklarına mirastan pay vermiyor.Ticaretinde dürüst değil.Terazisi doğru tartmıyor,metresi eksik ölçüyor.Ama Kur’an da okuyor.Bu nasıl Kur’an okumaksa!? Demek ki Kur’anı sadece yüzüne okuyor. Kur’an’ın hükümleri onu pek de alaka etmiyor.
Bu tip düşünenlere göre kur’an tarihi ve kutsal bir kitaptır. Evimizin baş ucunda yüksekçe bir yerde kılıf içinde asılıdır. Ramazanlarda, bayramlarda indirilip okunur, hatmedilir.Ya da bir hocaya hatim siparişi verilir. Halbuki Kur’an bir hazineydi değil mi? Dünyada rotamızı düzelten, bize düzgün koordinat veren bir hazine. Bu hazinede hem dünyamızı hem ölümsüzlük yurdumuzu mamur edecek ölçüler var değil mi?
Hayatımızın her alanına müdahale eden, iktisadi, ictimai, ailevi vs her konuda söyleyecek bir sözü var Kur’an’ın. Şurasını hiç ama hiç unutmayalım Kur’an’ın sebeb-i nüzulü İNSANDIR. Kur’an insan için inmiştir. Ama insan ona mesafeli durursa Ondan ne kadar istifade edebilir ki? Zira kendi ifadesiyle Kur’an takva sahipleri için yol göstericidir.
Şimdi Efendimizin Kutlu Doğumunu idrak ettiğimiz bu günlerde bir kez daha düşünelim. Hayatımıza Kur’an’la yeni bir format atalım. Bozulan alanlarımızı Kur’an’la ve Efendimiz’in sünnetiyle tamir edelim.
Recep Şahan.