Vakit Yakın Hazırlanmalıyız
Allah-u Zülcelâl ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:
“Onlar ki, iman etmişler ve Allah'a karşı gelmekten sakınmışlardır. Onlara dünya hayatında da ahiret hayatında da müjdeler vardır. Allah'ın sözlerinde değişiklik yoktur. İşte bu, en büyük kurtuluştur.” (Yunus; 63-64)
Allah-u Zülcelâl kullarına dünya ve ahirette müjde vermek için iman ve takvayı temel tutmuştur. İnsan iman etmeli, imandan sonra takvalı olmalı, Allah'tan korkmalı ve umut içinde olmalıdır. İster ayet, ister hadis, isterse seleflerimizin menkıbeleri olsun, nereye bakarsak orada, takvanın kişinin kurtuluşu için temel olduğunu görürüz.
Allah-u Zülcelâl insanın, hem dünyada hem ahirette kurtulması için takvayı temel olarak belirlemiştir. Mü'min ve takvalı olan kimselere sekerat, yani ölüm esnasında bu ayet-i kerime ile müjde verilecektir.
Ebu Hureyre radıyallahu anhu şöyle anlatmıştır: Resulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdular ki: “Allahu Teâlâ mahlûkatın olmasına hükmettiği zaman, yanında bulunan Arş'ın fevkindeki bir kitaba şunu yazdı: ‘Muhakkak ki rahmetim gazabıma galebe çalmıştır.” (Buhari, Müslim, Tirmizi)
Demek ki insanın, Allah'ın rahmetini ümit tarafı daha kuvvetli olmalıdır. İnsan Allah'a karşı daima hüsnü zanlı olmalıdır. Allah-u Zülcelâl diğer bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: “Beni zikredin, ben de sizi zikredeyim.” (Bakara; 152)
Bizim O'nu zikretmemiz, dünyadayken O'nun emirlerine itaat edip salih ameller işleyip günahlardan kaçınmamızdır. Peki, Allah bizi nasıl zikreder? O'nun bizi zikretmesi ise sekerat (ölüm anında), kabir, mizan, haşir, sırat köprüsü gibi tehlikeli yerlerde, imdadımıza yetişmesi ve bizlere yardım etmesidir.
Seyda Muhammed Konyevi.