* FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Onlar Öldüklerinde Kötü Biliriz Demek Suç mu  (Okunma sayısı 475 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 8467
Onlar Öldüklerinde Kötü Biliriz Demek Suç mu
« : Nisan 08, 2025, 08:17:49 ÖÖ »


Onlar Öldüklerinde Kötü Biliriz Demek Suç mu

Dini bilmeyenler, bilmediğini dahi bilmeyenler İslam hakkında ulu orta konuşuyor. Bu dinin sana göre, bana göre diye her kalıba uyma durumu yoktur. Hak dinlerin sahibi, yani kural koyucusu Allah; tebliğcisi de Peygamberlerdir.

"Ölünün arkasından konuşmak" deyimi, genellikle bir kişinin vefatından sonra, onun hakkında konuşmak ya da eleştirilerde bulunmak anlamında kullanılır.

Toplumumuzda, genelde ölüler hakkında kötü konuşmamak, saygılı olmak gerektiği düşünülür. Bu yüzden bu deyim bazen olumsuz bir anlam taşır; çünkü ölülerin savunma yapamayacağı, onlara karşı haksız konuşmanın doğru olmadığına dair bir inanç vardır halk arasında.

Son yılların moda söylemi; “ölünün arkasından konuşulmaz” savunmasına gelelim. Peygamber Efendimiz: "Bir arkadaşınız öldüğü zaman onu bırakın, onu gıybet edip ayıplamayın" buyurmuştur.

“Bir arkadaşınız” derken içinizden birisi kast ediliyor. Yoksa ömrünü İslam’a ve Müslümanlara hakaret ve mücadeleyle geçiren bir kişi dinen bizden değildir.

Aynı vatanda, şehirde, mahallede ve hatta aynı evde yaşıyor olsak bile..

Bizim kimseyle şahsi bir husumetimiz yok. Kimsenin inancını sorgulamıyoruz. Ama o kişi benim dinime dil ve el uzatırsa o zaman iş değişir. Dinime yani İslam’a kinini kusana biz de kin kusarız. Ölünce de hayırla yâd etmeyiz. Bundan doğal ne var ki?..

Hem; kâfir, münafık ve günahları açıktan işleyenlerin kötülüklerini konuşmakta bir sakınca yoktur. Çünkü bu ölülerin kötülükleri arkalarından anılınca insanlar bundan ibret alır ve kendilerini onların kötü akıbetinden korumak imkânı bulurlar.

28 Şubat zorbalarından Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya vefat ettikten sonra gazetemiz Akit:

“Hakkımızı Helal Etmiyoruz” manşeti attı. “Vay sen misin hakkını helal etmeyen” deyip höykürdüler bir zaman. Sanki hakkımızı helal etme zorunluluğu varmış gibi!

Hem cenaze namazlarında imam sormuyor mu; “bu mevtayı nasıl bilirsiniz, hakkınızı helal eder misiniz?” diye. Ne yani, iş olsun diye mi soruluyor?..

Son yıllarda özellikle tanınmış kişi olup İslam düşmanı olduğunu gizlemeyenler, öldüklerinde eleştirilince kıyameti koparıyorlar. Anladık… Çok sevdiğiniz için toz kondurmak istemiyorsunuz. Hayatına karıştırmadığı dinin sahibi Allah’dan öldüğünde rahmet diliyor, cennetine de koymasını temenni ediyorsunuz. Laikliğin neresinde var böyle beleşçilik?!?

İyi hoş da; imtihan dünyasında yaşıyoruz. Başarılı/başarısız –Allah’a inanan inanmayan, ibadet yapan yapmayan- herkes ödüllendirilip cennetlik olursa adaletsizlik olmaz mı?..

Bilmez misiniz ki; yaşarken yaptığımız her bir amel, ya cennete ya da cehenneme doğru yol alıp bizi ölüm sonrası için beklemektedirler. Kimi azap, kime de cennet nimetleri olarak.

İster altın tabutta cami önüne getirin, ışıklar içinde uyumasını dileyin, alkışlarla eşlik edin, karanfil yağmuruna tutun, hüzünlü bulutlarla uğurlayın hiç fark etmez. İslam’sız bir hayatın sonrası tam bir felâket. “Giden gelmiyor, acep ne iştir” diye de hiç düşünmez misiniz?..

“Nasıl yaşarsanız öyle ölür ve nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz” gerçeği de asla değişmez.

“Ya islam’la yükselir, ya inkârla çürürsün. Bu yol mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün.”

Rahmet olsun sana şairlerin sultanı Necip Fazıl.

Haydi… Paşa gönlünüz nasıl istiyorsa öyle yaşayın!

Yüksel Tokur.

İNTERNET RADYOMUZ 24 SAAT YAYINDADIR.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap