Gönderen Konu: Farkında Olmak (Okunma sayısı 84 defa)

fanidunya NET · « : **Dün**, 08:47:34 ÖÖ »

Farkında Olmak

*Farkında olmak, içinde bulunulan hâli anlamak, görmek, sezmek demektir. Farkında olmanın merkezi Vicdan’dır.

*Farkında olmama hâline, ‘Sarhoşluk, Gaflet’ denir.

*Olup, bitenin farkında olmayana da, Gafil, Sarhoş (Serhoş) denir.

*Gafletin bir ileri derecesi de ‘Mankurtluk’tur.

*Mankurtlar akıllarını kullanamaz, düşünemezler. Ancak efendilerinin ezberlettiklerini tekrar eder dururlar.

*Fanatiklik de bir nevi mankurtluktur.

*Fanatikler, amigolar (goygoycular) da, bir çeşit Mankurtturlar. Fanatikler düşünme melekeleri olduğu halde, bunu kullanmazlar. Fanatikler, tarafı oldukları şeyin hatasını, kusurunu görmezler.

Tarafı olduklarının aşikâre hataları olsa dahi, onu hata olarak kabul etmez, tevil ederek, ‘vardır bir hikmeti’ derler. Fanatikler için, muhalif olanlar mutlak kötü ve yanlıştadırlar. Fanatikler, kendi tarafında olan ‘Şeytan gibi insanları Melek, karşı tarafta olan Melek gibi insanları da Şeytan olarak görürler.’ Fanatikler efendilerinin / fanatik başının sözlerini düşünmeden tekrar ederler. Fanatikliğin çok çeşitleri vardır (spor, müzik, siyaset, ırk, ideoloji, vs). En çok da futbol ve siyasi parti fanatikliği yaygındır. İnsanlar fanatik hale getirildikten sonra, artık onlar azat kabul etmez köle olurlar. Fanatikler, algı operasyonlarının en önemli aparatıdırlar. Amigolar, ‘Oley, ooleeyy... ooo, oooo şampiyon, şampiyonnn…’ Ölümüne şu..., ölümüne b...., ölümüne vs, ....diyerek düşünmeden ezberletilen cümleleri tekrarlar dururlar. Ama fanatiklerin cazgırlıkları, gerçeği, olacak olanı değiştirmeye yetmez. Goygoyculuk sürdürülebilir bir durum değildir. Neticede olacak olur, gerçek de eninde sonunda ortaya çıkar. Gerçeğin sesi olmasa da, varlığı vicdanlarda hissedilir.

*Farkında olmak, hayalin, algının gecesini, Güneş gibi, gerçeğin gündüzüne döndürür. Farkındalık, gerçek bir dünyada yaşatır.

*Farkında olmak için de, önce düşünmek gerekir.

Düşünmeden farkında olunamaz. Düşünmek için bilmek lazımdır. Bilgisiz düşünce olmaz. Bilgisiz düşünceye Zan denir. Bilmek için okumak zaruridir.

Okumak için de ezber bozmak lazımdır. Okumak, gerçekleri öğrenmek için olmalıdır, ezberine gerekçe bulmak için değil. Ezber bozmadan okumak, kuru bir emektir. Ezberini sürekli okuma bir şey kazandırmaz.

*Ezber, ezberlediğinin ne olduğunu anlamadan, papağanlar gibi onu slogan halinde sürekli tekrar etmektir.

*Ezberlemeyi, daha çok çocuklar ve zihnen çocuk aklında kalmış olanlar veya aklını kiraya verenler, başkasının cebine koyanlar yaparlar. Böyleleri yaşını, başını alsalar da, bunlar ‘sakallı çocuklardır. ’

*Ezber bozmak için, önce ‹amigoluğu-fanatikliği› bırakmak gerekir. Sonra da aklı, kiraya verdiklerinden geri almak veya ceplerinden çıkarmak icab eder.

*Allah, Akıl ve Düşünce melekesi verdiği insanı, diğer mahlukatından üstün kılmıştır. Allah, Akla önemli vazifeler yüklemiştir. Akıl, Allah’ın insana verdiği bir emanetidir. Allah, Kur’ân da sürekli olarak, “Düşünün ey Akıl sahipleri !” diyor.

*Kur’ân, insanı düşünceye teşvik etmektedir. Kur’ân da düşünme ve akletmeyle ilgili doğrudan veya atıf yapılan yüzden ziyade ayet vardır (1, 2, ).

*Aklını kullanmayanlar veya kötüye, şerre kullananlar, Allah’ın emanetini zayi etmiş, dolayısiyle Allah’a hıyânet etmiş sayılırlar.

*DÜŞÜNÜN, EY AKIL SAHİPLERİ!!! SONRA AKIL NİMETİNİN HESABINI ALLAH’A VEREMEZSİNİZ!!!!

(1): “…. siz düşünmez misiniz?” (Nahl-17).

(2): “Hiç mi düşünmezsiniz?” (Saffat-155).

Prof. Dr. Yusuf Özertürk.

İNTERNET RADYOMUZ 24 SAAT YAYINDADIR.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Farkında Olmak (Okunma sayısı 84 defa)

fanidunya NET

Farkında Olmak