Kayıt Ol
Giriş Yap
Menu
Ana Sayfa
Forum
Yardım
Ara
Giriş Yap
Kayıt Ol
www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ
FANİDUNYA NET TARİH, KÜLTÜR, SANAT, EDEBİYAT
KÖŞE YAZARLARI - KARMA
YENİ - Yusuf Özertürk Prof Dr
Mi’rac Hadisesi - Ahireti Nebevî Temaşa 9
FANİ DUNYA FORUM HABERLER
« önceki
sonraki »
Yazdır
Sayfa: [
1
]
Aşağı git
Gönderen
Konu: Mi’rac Hadisesi - Ahireti Nebevî Temaşa 9 (Okunma sayısı 82 defa)
0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
fanidunya NET
Administrator
İleti: 7711
Mi’rac Hadisesi - Ahireti Nebevî Temaşa 9
«
:
Dün
, 07:38:22 ÖÖ »
Mi’rac Hadisesi - Ahireti Nebevî Temaşa 9
Mİ’RACA GÖTÜREN HADİSELER
e- Müşriklerin Hz. Resulullah’a ve Müslümanlara düşmanlıkları
Müşrikler Hz. Peygamber’le uzlaşmak istediler
*Müşrikler ilk zamanlar ‘Kur’ân’ı ve Hz. Resûlullah’ı (sav) pek ciddiye almadılar’. Önceleri ‘Hz. Resûlullah ve Kur’ân’la alay ettiler’. Fakat Hz. Peygamber müşriklerin alaylarına, itibarsızlaştırıcı tavırlarına aldırmadan İslâm’ı tebliğe devam ediyordu. Hz. Resûlullah’ın, putları ve otoritelerini yıkan ayetleri tebliğ etmesiyle müşrikler çok öfkelendiler. (1). Çünkü atalarının dinlerinin ve kendi örf ve adetlerinin yok olmasını hazmedemiyorlardı. Bu yüzden işin ciddiyetini anladılar ve çareler aramaya başladılar.
*Müşrikler evvela Hz. Resûlullah ile uzlaşmak istediler. Bu maksatla bir heyet oluşturup, Hz. Peygamber’i himayesine alan Haşimoğullarının reisi Ebu Tâlib’le görüşmeye gittiler. Ve dediler ki, ‘Ey Ebu Tâlib! Kardeşinin oğlu (Hz. Resûlullah sav) bizim ilâhlarımıza dil uzatıyor, dinimizi kötülüyor ve bizim sapık olduğumuzu söylüyor. Atalarımızın da sapıklık içinde ölüp Cehennem’e gittiklerini söylüyor. Bundan böyle ya sen, O’nu bu işten vazgeçirmeye çalışırsın veya himaye etmekten vazgeçer, bizimle O’nun arasından çıkarsın’ dediler. Ebu Tâlib güç durumda kalmıştı. Bir taraftan kavmi ile arasının açılmasını istemiyor, diğer taraftan da yeğeni Hz. Peygamber’i yalnız bırakmak da istemiyordu. Ebu Tâlib,Hz. Peygamber’i yanına çağırtarak O’na, müşriklerin söylediklerini aktardı. Ve şöyle söyledi; Yeğenim kendinin ve benim yaşayabilmemiz için imkan ver. Bana altından kalkamayacağım yük yükleme. Hem bana, hem de kendine acı. Kavminin hoşuna gitmeyen şeyler söyleme!’ dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber, o zamana kadar tarihin kaydetmediği ve hiçbir zaman da kaydedemeyeceği şu sözleri söyledi. ‘Vallahi ey amca! Onlar sağ elime Güneşi, sol elime de Ay’ı koysalar, ben yine de bu dâvetten vazgeçmem!’ Hz. Resûlullah’ın kararlılığını gören Ebu Tâlib durumu ve yeğenini himayeye devam edeceğini Mekkelilere bildirdi.
*Müşrikler Ebu Tâlib’e baskıdan da bir netice alamayınca bir heyetle doğrudan Hz. Resûlullah ile görüşmeye karar verdiler. Ve dediler ki, ‘Gel aramızda ortak bir noktada buluşalım. Bir yıl Sen bizim ilâhlarımıza, bir yıl da biz de senin ilâhına kulluk edelim. Böylece aramızdaki ihtilaf kalkmış olur. Hz. Resûlullah ‘başkalarını Allah’a ortak koşmaktan yine Allah’a sığınırım’ diyerek hiç düşünmeden müşriklerin bu tekliflerini reddetti (2,3). Müşrikler son olarak Utbe bin Rebia’nın başkanlığında bir heyetle Hz. Resûlullah’a geldiler. Utbe dedi ki, ‘Bak yeğenim! Biz seni eskiden beri sever sayarız. Seni akıllı bir kişi olarak tanırız.
Kimseye kötülük ettiğini görmedik. Senin ailen de en soylu bir ailedir. Fakat sen kavmimize felaket getirdin. Halkı tahrik ederek aramızda ayrılık çıkardın. Atalarımızın sapıklık içinde ölüp gittiklerini söylüyorsun.
Bütün bunların sebebi nedir? Maksadın mal-mülk ise, seni Mekke’nin en zengini yapalım. Reis olmak istiyorsan, reis seçelim. Kadın istiyorsan, seni Kureyş’in en asil ve en güzel kadınları ile evlendirelim. Eğer cinlerin şerrine kapılmışsan seni tedavi ettirelim. Yeter ki bu dâvândan vazgeç!’ Hz. Resûlullah, onlara da amcasına verdiği cevabı verdi. Yani, sağ elime Güneşi, sol elime de Ay’ı verseniz, ben yine de bu Dâvâ’dan vazgeçmem!’
(1):’’(Ey müşrikler!) Lât, Uzza ve Menât’a niçin tapındığınızı hiç düşündünüz mü? ‘Demek erkek çocuklar sizin, dişiler de Allah’ın (Müşrikler Lât, Uzza ve Menât’a Allah’ın kızları diyorlardı.) öyle mi?’ Bu gerçekten insafsızca (adil olmayan) bir taksimdir.
Aslında bu putlar, sizin ve atalarınızın uydurduğu bir takım isimlerden ve hiçbir gerçekliği olmayan boş laflardan ibarettir. Allah, onların ilâhlığı hakkında hiçbir delil indirmemiştir. Bunlara tapanlar sadece nefislerinin arzularına uymuş olurlar (gerçekte kendi nefislerine tapıyorlar). Hâlbuki onlara Rabbleri tarafından hidâyet rehberi olan Kur’ân ve (O’nu tebliğ eden) Peygamber de gelmiştir’’(Necm,19-23). hiçbir delil indirmemiştir.
Bunlara tapanlar sadece nefislerinin arzularına uymuş olurlar (gerçekte kendi nefislerine tapıyorlar). Halbuki onlara Rabbleri tarafından hidâyet rehberi olan Kur’ân ve (O’nu tebliğ eden) Peygamber de gelmiştir’’(Necm,19-23).
(2): “Doğrusu Allah, Kendisine ortak koşulmasını (şirki) asla affetmez. Ondan başkasını dilediği kimseler için bağışlar. Kim Allah’a ortak koşarsa pek büyük bir günah işlemiş ve iftira etmiş olur’’(Nisa-48).
(3):’’Bir vakit Lokman oğluna nasihat ederken ‘yavrucuğum! Allah’a şirk (ortak koşma) koşma! Çünkü şirk çok büyük bir zulümdür’ demişti’’ (Lokman-13).
Prof. Dr. Yusuf Özertürk.
İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.
RADYO FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol
veya
Giriş Yap
Kayıtlı
Yazdır
Sayfa: [
1
]
Yukarı git
« önceki
sonraki »
www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ
FANİDUNYA NET TARİH, KÜLTÜR, SANAT, EDEBİYAT
KÖŞE YAZARLARI - KARMA
YENİ - Yusuf Özertürk Prof Dr
Mi’rac Hadisesi - Ahireti Nebevî Temaşa 9