Kayıt Ol
Giriş Yap
Menu
Ana Sayfa
Forum
Yardım
Ara
Giriş Yap
Kayıt Ol
www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ
FANİDUNYA NET TARİH, KÜLTÜR, SANAT, EDEBİYAT
KÖŞE YAZARLARI - KARMA
Yetenekli Kalemler
İlim Kuru Bilgi Değildir
FANİ DUNYA FORUM HABERLER
« önceki
sonraki »
Yazdır
Sayfa: [
1
]
Aşağı git
Gönderen
Konu: İlim Kuru Bilgi Değildir (Okunma sayısı 564 defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
fanidunya NET
Administrator
İleti: 7241
İlim Kuru Bilgi Değildir
«
:
Mart 25, 2024, 07:22:52 ÖÖ »
İlim Kuru Bilgi Değildir
İlim rütbesi, rütbelerin en yücesidir. İlim her şeyin başıdır, temelidir. Kur’ân-ı kerimde “Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?” buyurulur. İlk İslamî eserlerimizden Atabetü’l Hakayık’ta Edip Ahmet Yüknekî de cahillerin "yaşayan ölüler", âlimlerin ise öldükten sonra bile diri olduklarını ifade eder. Ancak kadim eserlerimizde âlim, yalnızca bilgi sahibi olana değil, ilmiyle amil (amel eden), irfan sahibi insanlara denilirdi. Şimdilerde maalesef ne âlim ne de âmil (ilmini yaşayan) kaldı. İrfan ehli nerede?
İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli fark, ilim ve ahlaktır. Ahlak, ilmin insan hayatına tatbikidir. Bu ikisinden mahrum olan insanlar, tarih boyunca medeni olamamış, vahşi, ilkel ve sefil bir hayat sürmüşlerdir.
Nitekim İslam âlimleri buyurur ki: “İnsanlar helak oldu, âlimler kurtuldu. Âlimler de helâk oldu, âmiller kurtuldu. Âmiller de helâk oldu, muhlisler kurtuldu.”
İlmini hayatına tatbik eden ve bunu bir menfaat için değil, Allah rızası için yapan gönül ve irfan ehli kurtuldu.
Cahiller, öğrendiklerini yaşantısına uygulamayanlar, menfaat ve gösteriş için yapanlar ise iki cihanda da mahvoldu.
Hacı Bektaş-ı Veli hazretleri Makâlât isimli eserinde:
“Şeriat makamlarının birinci makamı iman, ikinci makamı ilimdir” der. İmanı koruyan muhafızların başında ilim gelir. Ona göre, ilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır. Bir kimsede ilim olmaz ise, Hak’tan yana yol bulamaz. İlmin yeri ise göğüstür. Göğüs ise, gönlün bulunduğu yerdir, yani kalptir. Buna göre ilim, bir ezber değil, insanın içini ve yolunu aydınlatan bir ışıktır. Hazreti Ali efendimiz ise “İlmin nakili çoktur, lakin âmili azdır" buyurur.
Evet ilim her şeyin başıdır, ilim olmadan hiçbir şey olmaz, lakin maksat ezberlemek değil, yapmak, öğrendiği ilmi hayatına uygulamak onu yaşamaktır. Asıl maksat Hakk’ı tanımak ve her iki dünya hayatını güzelleştirmek ve insana iki cihan saadetini temin etmektir. Ancak uygulamadıkça, tatbik etmedikçe, yaşamadıkça ilim gereksiz bir yüke, sahibi de hamala dönüşür.
Samimi bir şekilde yaşanmayan ilim, Fuzuli’nin tabiriyle ‘kîyl ü kal’den yani dedikodudan öteye gidemez. Niçin yaptığımız her şeyden daha önemlidir. Bir menfaat elde etmek, övünmek, gösteriş yapmak, başkalarına üstünlük taslamak vb. için ilim öğrenmek de insanlığa sığmaz; kimseye de mutluluk getirmez.
İlim, kuru bir bilgi değildir; yaşanmak ve hayatı güzelleştirmek için öğrenilir. Önce öğrenip samimi bir şekilde yaşamalı, sonra da yetişmekte olan çocuklarımıza ve gençlerimize öğretmeliyiz. Öyle yaşamalıyız ki, özümüz ve sözümüz bir olmalı. Hâlimiz, davranışlarımız, sözlerimizi yalanlamamalı.
Yapmadığımızı anlatmamalı, anlattıklarımızı da önce kendimiz uygulamalıyız. Aksi takdirde inandırıcı olamayız. Seyyid Ahmet Mekki hazretleri:
"Kelam mütekelliminin sıfatı olmayınca, samiine (dinleyiciye) tesir etmez" buyurmuştur. Söz söyleyenin özelliği hâline gelmezse, dinleyene tesir etmez. Ne konuştuğunuz değil, yaşantınızla insanlara ne düşündürdüğünüz ne hissettirdiğiniz önemlidir. Eskiler “ilim yapmak içindir” demişlerdir. Modern psikolojide de öğrenmek, davranış değişikliği olarak tanımlanmıştır.
Baştan sona ilim, ahlak, barış ve huzur dini olan mübarek dinimiz İslamiyet, iki asırdır sağlıklı bir şekilde öğrenilmediği ve doğru bir şekilde temsil edilmediği için, Müslüman yavruları maalesef İslamiyet'ten ve onun güzel ahlakından hızla uzaklaşmakta, böylece yaşanan bireysel ve sosyal bozulma tehlikeli boyutlara varmaktadır. Hâlbuki tarihte ilimde ve yaşantıda örnek olduğumuz devirlerde Müslümanları gören, tanıyan gayrimüslimler, onların güzel ahlaklarına hayran kalıp seve seve Müslüman olurlardı. Şimdilerde ise Müslüman yavruları biricik saadet kaynağı olan mübarek dinimizden uzaklaşmakta elimizden kayıp gitmektedir. Çözüm olarak evlatlarımıza iyi örnek olmamız gerekmektedir. S. Ahmet Arvasî’nin dediği gibi:
“İslâm’ı kurtarmayı bırakın, İslam'la kurtulmaya bakın.”
İdris İspiroğlu.
İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.
RADYO FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol
veya
Giriş Yap
Kayıtlı
Yazdır
Sayfa: [
1
]
Yukarı git
« önceki
sonraki »
www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ
FANİDUNYA NET TARİH, KÜLTÜR, SANAT, EDEBİYAT
KÖŞE YAZARLARI - KARMA
Yetenekli Kalemler
İlim Kuru Bilgi Değildir