* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Yetim Hakkı  (Okunma sayısı 2464 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı anadolu

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 813
    • www.fanidunya.net
Yetim Hakkı
« : Temmuz 13, 2024, 10:41:56 ÖÖ »


Yetim Hakkı

İsra Suresi’nin 22. ayetinden itibaren devam eden ayeti kerimelerde Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin şahsında bütün insanlığa hitap edilerek ilâhî dinlerde de or¬tak olan başlıca dinî ve ahlâkî görevler zikredilmektedir.

Bunlar Yüce Allah’ın vahy ettiği evrensel hikmetlerdir. Hz. Musa’ya vahyedilen on emir de bu ilkelerle büyük ölçüde örtüşmektedir. Bu benzerlik aslında bütün peygamberlerin aynı kaynaktan beslendiğini bir kez daha göstermektedir. Işıklar farklı pencerelerden süzülse de aynı güneşin ışıkları olması gibi.

İnşallah biz bu ilkelerden yetim hakkı üzerinde durmaya çalışacağız. Yetim; yalnız, yegâne, azîz, babası olmayan, erginlik çağına ermemiş çocuk anlamında bir fıkıh terimi. Erginlik çağına girdiği halde, rüştünü ortaya koyamamış çocuğa ve kocası ölmüş olan kadına da yetim denildiği olur (Elmalılı).

İslâm toplumu yetimi ve malını, gücünü elde edinceye, aklı erinceye, malını idare edip onu koruyacak güce gelinceye kadar korumakla yükümlüdür. İslâm dini, yetimlere iyi davranılmasını, onların mallarının korunmasına son derece önem vermiştir. Kur'an-ı Kerim’in 21 yerinde doğrudan veya dolaylı olarak yetimlerin gözetilmesi emredilmektedir.

İslâm'a göre, yetim malı yemek kesinlikle haramdır ve büyük günahlardan birisidir. “Yetimin malına ergin çağa ulaşana kadar en güzel şeklin dışında yaklaşmayın…” (İsra 34). Ayet-i Kerimede, yetimlerin mallarına, en güzel şeklin dışında yaklaşılmaması, emrediliyor. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem; “Müslümanın kanı, namusu ve malı müslümana haramdır.” buyurarak müslümanın kanını, namusunu ve malını koruma altına almıştır. Burada yetim malı üzerinde daha bir önemle durularak ona yaklaşılması – daha güzel hale getirmek amacıyla yaklaşma hariç -  kesin biçimde yasaklanıyor.

Yetimlerin mallarını israf etmek, çabucak elden çıkarmak, onların mallarına kötü bir şekilde yaklaşmak demektir. Büyüyecekler de mallarına sahip olacaklar endişesiyle onları israf ederek tez elden yemeyin.  Buna mukabil onların mallarını artırmak, işlerini düzenlemek ve gereken tedbirleri alarak onların mallarına güzel bir şekilde yaklaşın.

 “Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, karınlarına ancak ateş tıkınmış olurlar, zaten onlar çılgın aleve atılacaklardır”. (Nisa 10). Bu ayette yetimin malını haksızlıkla yemek şiddetle yasaklanmıştır. Yoksa yetimin evini ziyarette ikram edileni yemek değil.

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem de yetim malı yemeyi insanları ve toplumları mahvedici büyük günahlardan birisi saymıştır. Düşünüldüğü takdirde, yetim malı yemenin ne kadar kötü olduğu açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Anası-babası ölmüş, küçük yaşta ve bakıma muhtaç bir vaziyette kalmış, henüz kendisine miras kalan malı çekip-çevirecek durumda değil ve çaresiz bir yetimin malını yemek… Allah muhafaza.

İslâm dini, yetim malı yemek bir tarafa, aksine yetimlerin ve mallarının korunmasını emretmektedir. Bu konuda da Allah Teâlâ Hazretleri şöyle buyurur: "Sakın öksüzü ezme, dilenciyi azarlama..." (Duhâ 9-10). Peygamber Efendimiz ise, yetimleri koruyan ve onların işlerini üzerine alıp yürütenler için şöyle buyurmuşlardır: "Ben ve yetimin işlerini deruhte eden kimse, Cennette şöylece beraber bulunacağız." buyurarak, şehâdet parmağı ile orta parmağını bir arada göstermiştir".

Bizden istenen yetimleri analı babalılar gibi yaşatmaya çalışmak. Unutmayın ki bu Allah’ın yeryüzünde bir imtihanıdır. İşte görüyoruz, kimine çok veriyor, kimine de az veriyor. Kimini analı babalı imtihan ediyor, kimini de yetim imtihan ediyor. Yetim olmak, yetim kalmak o çocukların kendilerinin takdir ettikleri bir şey değildir.

İşte Rabbimiz kendi takdiriyle oluşan bu insanlara sahip çıkmaları konusunda Müslümanlara yasasını bildiriyor. Emir ve buyruklarını duyuruyor. Müslümanlar kendi oğullarına, kızlarına gösterdikleri şefkat ve merhameti yetimlere de aynen göstermekle mükelleftirler ki bu hayat onlar için de yaşanır olsun. Onlara da aynı kendi çocuklarına, kendi ehline yaptıkları harcamayı yapmalılar ki onlar da şahsiyet bozukluğu, kişilik bozukluğu olmasın.

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin yetimlere olan ilgisine bir bakın: Peygamber Efendimizin, bir bayram günü, sokakta çocukların neşe içinde oynadığını gördü. Ancak içlerinden bir tanesi, yırtık ve eski elbiseler içinde idi. Diğer çocuklar gibi gülüp oynamıyor, bir kenarcıkta oturmuş ağlıyordu. Peygamber Efendimiz onun yanına gitti. “Niçin ağlıyorsun?” diye sordu. “Neden çocuklarla beraber oynamıyorsun?”

Çocuk, üzüntülü bir şekilde cevap verdi: “Babam, falan savaşta Peygamber Efendimiz ile birlikte savaşırken şehid oldu. Annem ise başka biriyle evlendi. Üvey babam beni evinden kovdu. Yiyecek, içecek, giyecek ve sığınacak bir yerim de yok. Analı babalı çocukların, böyle yeni yeni elbiseler giyerek oynamalarına imrendiğim için ağlıyorum.”

Rasulûllah Efendimiz, çocuğun elinden tutarak şöyle dedi:

“Benim, senin baban olmamı, Aişe’nin annen, Hasan ve Hüseyin’in de kardeşlerin olmasını ister misin?”  Çocuk, konuştuğu kimsenin Allah’ın Resûlü olduğunu anladı ve sevinçle:
“Nasıl istemem yâ Resûlallah!” dedi. Bunun üzerine Peygamber Aleyhisselâm çocuğu alıp evine götürdü. Onu yedirip içirdikten sonra, güzelce giydirdi. Çocuk sevinç içinde arkadaşlarının yanına döndü.

Diğer çocuklar onu gördüklerinde: “Az önce ağlıyordun.” dediler. “Sana ne oldu da sevinç içinde yanımıza geldin?” Çocuk olanları anlatınca, arkadaşları ona şöyle dediler:
“Keşke bizim babalarımız da o savaşta şehid olsalardı ve keşke biz de senin gibi olabilseydik!”

Peygamber Efendimiz bu fânî hayata gözlerini yu¬munca. Yıllardır onun yanında eşsiz bir şefkatin sıcaklı¬ğını duymuş olan bu şehit çocuğu:

Asıl, ben bugün kimsesiz bir yetim kaldım. Diye gözyaşlarını tutamayarak ağladı.

Yetim malı yemek ne kadar kötü ve büyük günah ise, onları korumak da o derecede sevaptır ve hayırlı bir iştir. Onun için her insanın çevresinde bulunan yetim ve öksüzleri görüp gözetmesi ve kendi malına sahip olup, işletebilecek seviyeye gelinceye kadar onları koruması dini ve aynı zamanda insani bir görevidir.

Toplumda yetim ve öksüzler hep olacaktır. Yetim-öksüz olmak sadece onların imtihanı değil, sair Müslümanların imtihanıdır aslında.

Rabbim, imtihanını kazananlardan eyle…

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]