ÖZÜRÜ OLARAK YARATILAN İNSANLARIN BİR SUÇUMU VARDI Kİ?
Soru : Özürlü olarak yaratilan insanlarin bir suçumu vardi ki öyle
yaratildilar?
Cevap:
Allah mülk sahibidir. Mülkünde istedigi gibi tasarruf eder. Kimse Onun
icraatina karisamaz ve icadina müdahale edemez. Insanin hücrelerini yaratan,
organlarini tanzim edin ve ona insanî bir hüviyet bahseden Allahtir. Insan
bu nimetleri lütfeden Allaha daha evvel bir sey vermemistir ki, Onun
karsisinda bir hak iddia edebilsin.
Eger insan, kendisine verilenler mukabilinde Allaha bir sey vermis olsaydi,
"Bir göz degil iki göz ver, bir el degil iki el ver!" gibi iddialarda
bulunmaya; "niye iki tane degil de bir ayak verdin" diye itiraz etmeye belki
hakki olurdu. Haksizlik, ödenmeyen bir haktan gelir. Insanin, Rabbine karsi
ne hakki var ki, onun yerine getirilmemesi sebebiyle bir haksizliga ugramis
olsun?
Cenab-i Allah, bazen insanin ayagini alir; onun karsiliginda ahirette pek
çok sey verir. Ayagini almakla o kimseye aczini, zaafini, fakrini
hissettirir. Kalbini kendisine çevirtip, o insanin duygularina inkisaf
verirse, o kulundan çok az bir sey almakla ona pek çok sey vermis olur.
Demek ki zahiren olmasa bile, hakikat da bu o kuluna Allahin lütfünün
ifadesidir.
Tipki bir kulunu sehit edip ona cenneti vermesi gibi... Bir insan,
muharebede sehit olur. Bu sehadetle Allahin huzurunda, siddiklarin,
salihlerin gipta edecegi bir makama yükselir. Onu gören baskalari "keske
Allah bize de harp meydaninda sahadeti nasip etseydi" derler. Binaenaleyh,
böyle bir insan parça parça da olsa çok sey kaybetmis sayilmaz. Belki aldigi
sey ona nispeten çok daha büyüktür.
Bazi kimseler, bu mevzuda küskünlük, kirginlik, bedbinlik ve asagilik
duygusu ile yanlis düsünseler bile, pek çok kimselerde bu kabil eksiklikler,
Allaha teveccühüne vesile olmustur. Bu itibarla bir kisim asi ve nankör
kimselerin, bu meseledeki itirazlari haksizdir, yerinde degildir.