* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: KUR'AN'DA ZEKATIN ÖNEMİ  (Okunma sayısı 402 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
KUR'AN'DA ZEKATIN ÖNEMİ
« : Ağustos 17, 2018, 06:32:13 ÖÖ »
KUR'AN'DA ZEKATIN ÖNEMİ

İnfak kelimesi; ne-fe-ka kökünden türemiştir Sözlükte “artma, çoğaltma, arıtma, övgü ve bereket”[1] ve “işi iyi gitmek, felah, zenginleşmek, büyümek, artmak, çoğalmak, dürüstlük, namus, koruyucu”[2] gibi anlamlara gelir

İslam hukukçuları zekatın terim anlamı ile ilgili çeşitli tanımlar yapmışlardır:

Zekat; “Allah’ın, Kur’an’da zikredilen sınıflara verilmek üzere farz kıldığı, dince zengin sayılan kişilerin mallarından alınan belirli paydır Öte yandan, bu payın maldan çıkarılma işlemine zekat denir” Zekat, bir başka açıdan şöyle de ifade edilebilir: “Gerek akrabalardan gerekse diğer insanlardan yoksul ve muhtaç olanlara para veya maişet yardımı yapılarak, onların geçimlerini sağlamak” demektir Kur’an’da ve hadislerde “sadaka” kelimesi de zekat anlamında kullanılmıştır Doğru söylemek, sözünü yerine getirmek gibi anlamlar taşıyan ve “sıdk” kökünden alınmış olan bu kelime, daha sonraki devirlerde gönüllü mali ödemeler için kullanılmaya başlanmıştır[3]

Zekat kelimesini anlam yönüyle ifade ettikten sonra, bu kavramın Kur’an’da ki kullanımlarına bakıldığında birtakım sunumlarla karşılaşılmaktadır Özellikle din eğitimi yönü ile değerlendirmelerde bulunacağımız bu sunumları şöyle ifade edebiliriz:

a Kitap ve Hikmeti Öğretmek

Ruhun bir takım kirlerden temizlenebilmesi için öğretime ihtiyacı vardır Eğitimin amacı, önce insan ruhunu temiz tutmak ve kirleneni temizlemektir İşte bu temizleme faaliyeti okumak, kitap ve hikmeti öğrenmek suretiyle gerçekleşecektir Bu faaliyet için bilginin önemi büyüktür Bu da öğretim faaliyetini beraberinde getirir ki, Hz İbrahim, bu işleve şöyle işaret etmektedir:

“Rabbimiz! Onların arasından, onlara senin ayetlerini okuyacak, kitabı ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir peygamber gönder”[4]

Hz İbrahim ve oğlu İsmail’in bu duası, bir taraftan peygamberlerin görev-lerine işaret etmekte, bir taraftan da eğitimin hedefini tayin etmektedir Ayrı-ca, bu hedefe nasıl ulaşılacağına ışık tutmaktadır Eğitimin ana gayesi, insanların zihin, gönül ve nefislerini temizlemektir Bu hedefe, okumak ve öğretmekle ulaşılır Okumanın ve öğretimin olmadığı yerde, eğitimin amacından, hatta eğitim faaliyetinden bahsetmek mümkün değildir Okumak ve öğrenmek bir öğretim faaliyetidir Bu öğretim faaliyetinin eğitim faaliyetine dönüşebilmesi için, öğretilen şeylerin insan beynine ve gönlüne yerleşmesi, oraları temizlemesi ve insan nefsinde gerekli olan değişimi meydana getirmesi gerekir Bu temizlenmenin olmadığı yerde eğitimden bahsetmek mümkün değildir[5]

b Temizlemek, Temize Çıkarmak

Bu temizlikten maksat, insan gönlünün kirlenmesinden önce, kirlenmeye sebep olan davranışlar üretecek fikirlerden arınmış olmasıdır Bu bağlam da Şems suresinde “Nefsini temizleyen, felah bulacaktır”[6] buyurulmaktadır Bu ayette, kirlenmeden önce nefsi temiz tutmak gerektiği nazara verilirken, A’la suresinde kirlendikten sonra temizlik şöyle ifade edilmektedir: “Arınan, mutlaka felah bulacaktır”[7]

c Ruhtaki Temizliği Attırmak

Güçlü şahsiyetler maddeyi manaya çevirecek ölçüde bir potansiyele sahiptirler İşte, bu dönüşümü ifade etmek için Allah, “tezekka” tabirini kullanmaktadır Tezekka, gittikçe artan bir temizliği ifade etmektedir Kur’an’da, bu gerçeğe şu şekilde işaret edilmektedir:

“Arınmak uğruna malını hayra harcayan takva sahipleri, o ateşten uzak tutulacaktır…”[8]

Söz konusu ayet, bu ifadesiyle malından karşılıksız veren insanların böyle bir arınmayı gerçekleştireceği nazara verilmektedir Sadece Allah rızası niyetiyle yapılacak infak, insanın ruhunu temizleme adına kendisine dönecektir

d Sadaka

Zekat anlamına gelen sadaka, insan ruhunda meydana gelecek olan temizliğin önemli bir dinamiğini oluşturmaktadır Temizlik, temizliğin muhafazası anlamına gelen sadakaya Kur’an şöyle işaret etmektedir:

“Onların mallarından sadaka al; bununla onları günahlardan temizlersin, onları arıtıp yüceltirsin”[9]

Söz konusu bu kelime “arındırıp yüceltmek ve geliştirmek” manasına alınabilir Kişi, zekatını verince nefsini kirlerden arındırmış olur Arındırılan ruh da gelişmekte ve yücelmektedir O zaman sadaka diye isimlendirilen zekatın terbiye edici yönü ortaya çıkmaktadır Demek ki sadaka bu yönüyle bir eğitim müessesesi olmaktadır

Zekat, verenin manevi dünyasında bir arınma meydana getireceği gibi zekatı verilen malın da temizlenmiş mal olduğu anlamını burada düşünmeliyiz Çünkü özellikle fakirlerin hakkının bulunduğu bir mal, o hak sahiplerine verilmeden kirli durumdadır

e Merhamet, Şefkat ve Hayırseverlik

Bu anlamda zekat kelimesi, fedakarlığın psikolojik kaynağını oluşturmaktadır Bu psikolojik duygular, insanı harekete geçirmekte, kişiyi infak yapma yolunda derinden etkilemektedir Bu duygunun en güzel örneği Meryem suresinde görülmektedir:

“Allah, nerede olursam olayım beni mübarek kıldı ve yaşadığım sürece bana namazı ve zekatı tavsiye etti”[10]

Ayette, merhamet ve hayırseverliğin işaretleri verilmektedir Fakir kimselerin elinden tutup kaldırmak için verilen zekatın ferdi ve toplumsal yapıdaki etkinliğinin bu geniş yelpazesi, onun ne kadar önemli bir ibadet olduğunu göstermektedir

Zekat, takva sahibi bir kişinin Kur’an’a göre üçüncü amelidir Yüce Allah, bakara suresinin üçüncü ayetinde bu konuyu gündeme getirmiş ve kendisinin verdiği rızıktan, hayır için harcanması gerektiğini bildirmiştir Öte yandan ayette, fakirin elinden tutmayı ibadet olarak üçüncü sıraya yerleştirmiş ve insanlar arası yardımlaşmayı önemsediğini beyan etmiştir

“Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar”[11]

Ayette, rızkın kaynağı olarak Yüce Allah kendisini göstermektedir Bu sebeple dünya hayatında servet sahibi olanların adeta şirk kokan “ben kazandım” ifadesini asla kullanamayacağının mesajını vermektedir Rızkın tek kaynaktan geldiğine dikkat çeken bu ayet, aynı zamanda insan iradesi ile ilahi ihsanın alanını belirlemiştir Allah’ın rezzak sıfatını harekete geçirecek olan, insanın kendi çalışmasıdır Ancak, kişinin elde ettiği kazancın kaynağında mutlak manada ilahi iradenin olduğu bilinmelidir Bu bağlamda Mevlana şöyle söylemektedir:

İlahi iradeden çıkan her şey iyidir İnsan iradesi onu kötüleştirir Gayeye ulaşma sebeplerini veren Allah’tır Bu sebepler insana gelince adileşir İnsan eli ona değince pisleşir fikrini öne süren Mevlana, bu görüşüne güzel bir delil getirmektedir Bu delilin merkezini, aşk ya da sevgi teşkil etmektedir Ona göre aşk veya sevginin kaynağında insan iradesi olamaz Onların yatağı olan gönüllere sadece Allah müdahale edebilir Her yüce değerin kaynağı O’ndadır[12]

Yüce Allah, İlahi iradenin tecellisi sonucu bol rızık verdiği insanları fedakarlığa çağırmakta ve ne yapılacağını onlara öğretmektedir İnfakın, kurtuluşla bağının ne denli irtibatlı olduğunu göstermesi açısından şu ayet büyük önem arz etmektedir:

“O halde sen, akrabaya, yoksullara, yolda kalmışlara hakkını ver Allah’ın rızasını isteyenler için bu, en iyisidir İşte onlar kurtuluşa erenlerdir”[13]

Kurtuluşu elde etmenin yolları vardır Bu yolların en önemlileri yukarıdaki ayette geçen insan gruplarına, yani akrabaya, yoksula ve yolda kalmışlara haklarını ekonomik bakımdan vermek gelmektedir Ayetin ifadesine göre, bu kişilere hakkını veren kimseler kurtuluşa ermektedirler Böyle bir kurtuluşun sebebi, infak müessesesini ayakta tutan bu insanların, toplumun en büyük problemi olan fakirlikle savaşmalarıdır Paylaşarak ve fedakarlık yaparak fakirlikle mücadele veren insanlar hem bu dünyada hem de ahirette kurtuluşa ve zafere ulaşmış demektir

------------------------------------------------------------------------------------------------

[1] Ragıb el- İsfehani, Müfredatu Elfazi’l Kur’an, çev: Yusuf Türker, Pınar yay İstanbul, 2007, “zkv” md

[2] Bayraktar Bayraklı, Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur’an Tefsiri, Bayraklı Yay, İstanbul 2007, I, 579

[3] İbrahim Kafi Dönmez, İslam’da İbadet ve Günlük Yaşayış Ansiklopedisi, IV, “zekat” md

[4] Bakara, 2/129

[5] Bayraklı, age, II, 234

[6] Şems, 91/9

[7] A’la, 87/14

[8] Leyl, 92/17-18

[9] Tevbe, 9/103

[10] Meryem, 19/31

[11] Bakara, 2/3

[12] Mustafa Usta, Divan-ı Kebir’de Mevlana’nın Eğitim Görüşü, İfav Yay, İstanbul, 1995, 76

[13] Rum, 30/38

NURULLAH DAĞ.

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]