* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Meşakkatlere Sabır  (Okunma sayısı 2464 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı anadolu

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 813
    • www.fanidunya.net
Meşakkatlere Sabır
« : Temmuz 13, 2024, 10:26:47 ÖÖ »


Meşakkatlere Sabır

Meşakkatler fani hayatın bir parçasıdır. Adem (aleyhisselam)dan kıyamete kadar peygamberler  ve ümmetleri, iyisiyle kötüsüyle meşakkate muhatap olmuşlardır.

Meşakkatsiz bir fani hayat hayal eden sükûtu hayale uğrar. İnsan, fani hayatı menfaatleri ve meşakkatleri ile kabullenmek zorundadır. İnsan bedeninde, eti kemikten ayırmak nasıl mümkün değilse fani hayatta da meşakkati hayattan ayırmak mümkün değildir. Meşakkatler insana iki şekilde ulaşır. Ya ilahî imtihan ya da elinin kazanmasıyladır. Bunu karşısında da iki tavır sergilenir meşakkatlere; ya isteyerek veya istemeyerek katlanmak.

Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz'in bile meşakkatler karşısındaki endişesi, bunların kahır mı lütuf mu olduğu idi. Neticede “Sen razı ol yeter.” buyurarak Rabbi razı olduktan sonra her türlü meşakkate katlanacağını ifade etmiştir.

Rabbimiz; “Ancak sabredenlere mükâfatları hesapsız ifa edilir.” buyurmuştur. (Zümer, 10)  Onun için, meşakkatler ister imtihan vesilesi ile ister ellerimizin kazandıkları sebebi ile gelsin, bunlara isteyerek katlanmalıyız. Zaten istemesek de meşakkatlere katlanmak zorundayız. İsteyerek meşakkatlere katlandığımızda mükâfatlarını hesapsız kazanırken, istemeden katlandığımızda sevaptan mahrum olmakla beraber günah kazanmış oluruz.

Rabbimiz:

“İnsanlardan kimi vardır ki , “Allaha inandık” der; fakat Allah uğrunda eziyete uğratıldığı zaman, insanların işkencesini Allah’ın azabı gibi tutar…” buyurmaktadır. (Ankebut, 10)

Hayır da şer de Rabbimizdendir. Rabbimiz, hayırlar için vesileler halk ettiği gibi şerler için de vesileler halk etmiştir. Kim vasıtasıyla ne şekilde gelirse gelsin, hayır da şer de rabbimizdendir.

Bunu böyle bilip böyle inanan iman sahipleri ne hayırların neşesi ile oyalanıp kalmışlar, ne de şerlerin engellerine takılarak kalmışlardır. Onlar ilahî program dâhilinde hareket etmeye çalışmış, gerisini Rablerine bırakmışlardır. Onlar, nice hayır gibi görünen şeylerin kendileri için şer, nice şer gibi görünen şeylerin de kendileri için hayır olabileceğine inanarak hareket etmişlerdir.

Meşakkatler ferdî olur, ailevî olur, toplumsal olur. Müslümanlar, meşakkatlerin hepsine karşı sabırlı ve dayanıklı olmalıdır. Rabbimizin haber verdiği tüm kıssalarda bu meşakkatlere rastlamaktayız. Peygamberler ve salih kullar meşakkatlerle denenip sınanarak değerleri artarken, şaki kullar bela ve musibetlerle alçaltılmışlardır.

Âdem (aleyhisselam)ın oğullarının birbirlerini katletmeleri Âdem (aleyhisselam) için ne büyük bir meşakkattir. Eyyub (aleyhisselam)ın tüm varlığını kaybetmesi, uzun yıllar dertlere müptela olması büyük bir meşakkattir. İbrahim (aleyhisselam)ın ateşe atılması, oğlunu kurban etmekle denenmesi büyük bir meşakkattir. Musa (aleyhisselam)ın firavunla ve İsrail oğullarıyla mücadelesi büyük bir meşakkattir. İsa (aleyhisselam)ın pek çok mucizesine rağmen çok az kişinin iman etmesi, onlardan birinin de ihanet etmesi büyük bir meşakkattir. Nuh (aleyhisselam)ın oğluyla, Lut (aleyhisselam)ın hanımıyla imtihan olması, Yakup (aleyhisselam)ın çocuklarıyla, Yusuf (aleyhisselam)ın Züleyha ile imtihanı büyük bir meşakkattir. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz, akraba ve kavmiyle imtihanında çok büyük meşakkatlerle karşılaşmıştır. Ashabın ve onun yolunu takip eden Müslümanların Allah davası uğrunda çektikleri meşakkatler ise saymakla bitmez. Bunların bilinmesi ve öğrenilmesi, meşakkatler karşısında onların takındığı tavrı takınmak, Müslümanlar üzerine dînî bir vecibedir.

Meşakkatler ilahî bir eğitim metodudur. Rabbimiz, Rasullerini ve onların ümmetlerini meşakkatle denemiş ve denemeye de devam etmektedir. Maddî ve manevî meşakkatlerin yaşandığı dönemlerde dökülenler çok olmuştur. Dökülmeyenler Allah davasındaki ihlâs ve samimiyetlerini tescil etmişlerdir. Meşakkat eğitiminden geçmeyenler, meşakkat imtihanını başaramayanlar, Allah davasına meşakkat getirmişlerdir. Tarih sayfalarında dolaşanlar, yaşadığı hayata ibret nazarıyla bakanlar bunları açık ve net olarak görür. Mekke'de zulüm işkence, açlık ve yoksulluk eğitiminden geçen ashap, Medine'de tüm yeryüzüne yayılan bir medeniyet kurmuşlardır. Maddî ve manevî bütün meşakkatleri aşarak gelmiş güzide ashabın büyük bir fedakârlıkla gerçekleştirdiği eser, İslam Medeniyetidir. Bunun temelinde ise güçlü bir iman ve onu gereği olan salih ameller yatmaktadır.

Meşakkatler, bazı şeylerle hafifletilebilir. Birincisi, dünyanın faniliğini idrak etmektir.

Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz, “Benimle bu dünyanın misali, yaz gününde bir ağacın gölgesinde konaklayan yolcuya benzer ki; bir süre kaldı ve kısa zaman sonra da gitti.” buyurmuştur. (A. Hanbel)

Zorluklarla beraber bir kolaylığın geleceğine inanmak da kişinin meşakkatlerini hafifletir. Dünyanın her şeyi fani olduğu gibi meşakkat ve sıkıntıları da fanidir. İlahî ve nebevî öğreti, zorluklarla beraber kolaylıkların da olduğunu müjdelemiştir. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz, Müslümanların en meşakkatli anlarından biri olan Hendek Savaşı esnasında, o zamanın süper gücü olan Bizans ve Kisra’nın hazinelerini müjdeler.

Münafıklar ise, "Biz korkudan tuvalete çıkamıyoruz, bu neler söylüyor." demişlerdir. İdrak ve basireti kapalı firasetsizler her şeyi bulundukları hale göre değerlendirir. Ne geçmişe ibret, ne de geleceğe ümit ile bakabilirler. Onlar ancak felaket tellallarıdır.

Beterin beteri olduğunu düşünmek de, meşakkatlere katlanmayı kolaylaştırır. Parmağını kaybeden elini kaybetmediğine şükreder.

Musibetlerin bazen de faziletlilere geldiğini bilmek meşakkatlere tahammülü kolaylaştırır. Allah’ın (celle celalühu) en kıymetli kulları rasüller, nebiler, veliler en büyük meşakkatlerle imtihan olmuşlardır.

Meşakkatlerin insanın kemaline vesile olduğuna inanmak da meşakkatleri hafifleten sebeplerdendir.

Bütün bunlar meşakkatleri hafifletse de her şeyin Rab'den geldiğine inanıp razı olmak, gerçek huzur ve mutluluğun kaynağıdır.

Nureddin Soyak

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]