Gönderen Konu: Allah Kolaylık Diler (Okunma sayısı 42 defa)

fanidunya NET · « : Kasım 05, 2024, 08:34:27 ÖÖ »

Allah Kolaylık Diler

Rabbimiz: “Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez.” (Bakara, 185) buyurmaktadır.

Kullarını en iyi bilen, kullarını kullarından daha iyi tanıyan, elbette ki onların yaratıcısı olan Allah’tır. Rabbimiz, kullarına zorluk dilemeyeceğini açıkça beyan buyurmuştur. Kula düşen ise güçlüklerle karşılaştığında bu güçlüklere güç yetiremeyeceğim zehabına kapılmayarak Rabbine tam bir teslimiyetle, onun yardımıyla bunları aşacağına inanmasıdır.

“Biz seni en kolay olana kolayca ileteceğiz.” A’la, 8

Bu, Rabbimizin, Resulüne hitabıdır da O’nun şahsında tüm kullarına da hitabıdır. Korkmayın, hayatı size kolaylaştıracağım, ebedi hayatı kazanmayı da kolaylaştıracağım. Size Kur’an’ı kolaylaştırdım, imanı kolaylaştırdım, ibadetleri kolaylaştırdım. Zaman zaman nefsinize, şeytana uyacağınızı bildiğim için tevbe kapılarını sonuna kadar açtım. Öyle ise Allah’ın sizinle olduğunu unutmayın, kudretimin her şeyi kuşattığını unutmayın mesajıdır.

“Biz hiç kimseye gücünün yettiğinden fazla yük yüklemeyiz.” (Müminun, 62)

Can ve organ aleyhine tehdit edilirsen imanını gizleyebilirsin. Hasta ve yolcu iken oruçlarını sonra tutabilirsin. Ayakta durmaya takatin yoksa namazlarını oturarak kılabilirsin.

“İşimi bana kolaylaştır.” (Ta-Ha, 26)

Rabbimiz, işlerinin kolaylaştırılmasını isteyenlere de ferdi, ailevi ve toplum hayatında bana karşı gelmekten sakının, imanınızı muhafaza için salih amellere, ibadetlere devam edin, aile hukukuyla birlikte tüm insanların ve canlıların hak ve hukukuna riayet edin, haramlardan kaçının ki hayat size kolaylaşsın mesajını veriyor.

“Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa Allah ona işinde bir kolaylık verir.” (Talak, 4)

Kolay hayata alışan Müslümanlar zaman zaman imtihan veya kendi ellerinin kazandıkları sebebiyle semavi veya arazi felaketlerle sarsılabilir, bunları güç yetirilemez felaketler olarak algılayabilirler. Bunların ilahi bir imtihan olduğunu idrak edince gücünün üzerinde bir yük olmadığını anlarlar. Müslüman bilir ki Allah güçlükle beraber bir kolaylık verir.

“Allah bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.” (Talak, 7)

Âdem aleyhisselam’dan beri Rabbimiz kullarına dinini kolaylaştırdıkça, insanlar kedilerine ve diğer insanlara dini zorlaştırmışlar, zaman zaman da içinden çıkılmaz hale getirmişlerdir. Tahrif edip değiştirmişlerdir.

Rabbimiz buyuruyor ki: “İcat ettikleri ruhbanlığa gelince; biz onu onlara farz kılmamıştık. Allah’ın rızasını kazanmak için onu kendileri icat etmişlerdi. Fakat ona da gereği gibi uymadılar.” (Hadid, 27)

Allah’ın ahkâmına riayet etmeyenler, kendi icad ettikleri ahkâma riayet ederler mi? Allah’ın ahkâmına riayet etmeyenler, birbirinin icad ettiği ahkâma riayet ederler mi? İlim ve itaatle denetim altına alınmayan insanlar her zaman, bilerek veya bilmeyerek dini tahrife yönelmişler, dinde sapmalara vesile olmuşlardır.

Rabbimizin emri gereği Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, insanın fıtrat ve kapasitesine göre ortaya konan bu dinin kurallarını asla zorlamamış “Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız” kaidesiyle insanlara zorluk ve meşakkat getirmemiştir. Ashabdan bazıları Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin ibadetlerini azımsayarak; “Biz Allah Resulü gibi miyiz? Allah O’nun olmuş ve olacak bütün günahlarını bağışlamıştır” dediler.

Biri: “Ben hiç uyumayacağım.” Bir diğeri: “Ben sürekli oruç tutacağım.” Üçüncü sahabi ise: “Ben de hiç evlenmeyeceğim” dedi.

Efendimiz konudan haberdar olunca yanlarına gelerek kendilerine şunları söyledi: “Bu sözleri söyleyen sizler misiniz? Bakınız, Allah’a yemin ederim ki içinizde Allah’tan en çok korkan ve O’na en çok saygılı olan benim. Fakat ben bazı günler oruç tutar, bazen de tutmam. Gece hem namaz kılar hem de uyurum. Kadınlarla da evlenirim. Benim sünnetimden yüz çeviren benden değildir.” (Buhari; Müslim; Nesai)

Rabbimiz buyuruyor ki: “Onlar, sana vahyettiğimizden başkasını bize karşı uydurman için az kalsın seni ondan şaşırtacaklardı. İşte o zaman seni dost edinirlerdi.” (İsra, 73)

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin, putperestleri İslam’a kazanmak, Müslümanlar için güvenli bir ortam sağlamak istemesi sebebiyle, müşriklerin bazı önerilerini olumlu karşılama eğilimi, Rabbimiz tarafından uyarı vesilesi olmuşsa bütün bunlar Müslümanların dinin ahkâmına riayet konusunda ne kadar hassas olmaları gerektiğini ortaya koyan hakikatlerdir.

“İşte o zaman seni dost edinirlerdi” vahyinin nuruyla şöyle etrafınıza bir bakın, İslam düşmanları, Yahudi ve Hristiyanlar kimleri dost edinip, bağırlarına basmış, göreceksiniz. İslam’dan ne kadar taviz verirsen İslam düşmanları sana o kadar kıymet verir. Müslüman kardeşlerine ne kadar zulmedersen İslam düşmanları sana o kadar kıymet verir. Kimse kimsenin kara kaşına, kara gözüne hayran değil. Herkes kendi çıkar ve menfaatinin peşinde.

Mesruk şöyle dedi: Abdullah İbn Mesud radıyallahu anh’ın yanına gitmiştik, bize şöyle dedi:

“Dostlar, bilen bildiğini söylesin, bilmeyen de ‘Allah bilir’ desin. Zira insanın bilmediği konuda ‘Allah bilir’ demesi de bir ilimdir. Allah Teâlâ, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’de şöyle buyurmuştur: De ki: Kur’an’ı tebliğden dolayı sizden bir ücret istemiyorum. Ben kendiliğinden bir şeyler uydurup size dayatmak isteyen biri de değilim” (Buhari; Müslim)

Günümüzde, din konusunda malumatı yeterli olmayan kimselerin nice çamlar devirdiğine şahit oluyoruz. Din konusunda bilmediği hususlarda “Allah bilir” demek, kişinin noksanlığının değil kemalinin alametidir. İnsanların her şeyi bilmesi mümkün değildir.

Rabbimiz buyuruyor ki: “Allah’a karşı yalan uydurmak için, ‘şu helaldir’, ‘şu haramdır’ demeyin. Şüphesiz, Allah’a karşı yalan uyduranlar, kurtuluşa eremezler.” (Nahl, 116)

“Yazıklar olsun size! Allah’a karşı yalan uydurmayın, yoksa sizi azab ile yok eder, Allah’a karşı yalan uyduran mutlaka hüsrana uğramıştır.” (Ta-Ha, 61)

Rabbimiz din konusunda cahilce konuşmaktan şiddetle men etmiş, bunu yapanları da tehdit etmiştir. Nasları, zorlama yorumlarla maksadının dışında anlamaya ve anlatmaya çalışmak, Rabbimizin ifadesi ile fitneciliğin ve kalbi hastalıkların tezahürüdür. Hiç eğrilik bulunmayan kelamullahı eğip bükerek maksadının dışında anlaşılmasına çalışmak Rabbe ihanettir.

Rabbimiz buyuruyor ki: “Hamd, kuluna kitabı (Kur’an’ı) indiren ve onda hiçbir eğrilik yapmayan Allah’a mahsustur.” (Kehf, 1)

“Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık yorumlarını yapmak için müteşabih ayetlerin ardına düşerler.” (Âl-i İmran, 7)

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin, ashabını: “Eğer bilmiyorsanız ilim sahiplerine sorun” (Enbiya-7) hükm-i ilahisi gereği, kendinden sonra ortaya çıkan yeni meselelerin halli için ictihada teşvik etmesi, ümmet için rahmetken maalesef ümmet bu rahmeti de mezhep var mı yok mu; hangisinin ictihadı daha isabetli, en büyük imam bizim imam gibi tartışmalarla sonu gelmez münakaşalara ve felakete çevirmeyi başarmıştır.

Dinin maksat ve ideallerini anlayamamış kafalardan ancak bu neticeler çıkar. Birbirini bazı hatalarından dolayı tekfir eden, birbirini itibarsızlaştırmaya çalışan hocalara ne demeli? Bu gençlik kimi örnek alacak? Eğer bugün bazı gençler inanç bunalımı yaşıyorsa bunda bazı medyatik hocaların hiç mi kabahati yok? Bugün İslam dünyasında yaşananların başka izahı var mıdır? Mezhebini, meşrebini, dininin önüne geçirenlere ne demeli?

Yunus’umuz ne güzel demiş: “Bu ne mezheb imiş, dinden içeri”

Eğer bugün Müslümanların işleri kolaylaşmıyor, Müslümanlar birbirleri ile anlaşamıyor, birbirleri ile kaynaşamıyorsa, birbirlerini sevemiyorsa, birbirlerine yardım etmiyorsa, hayatı sürekli birbirlerine zorlaştırıyorlarsa ya cahildirler ya da davaları Allah davası değildir. Müslümanlar bir yerlerde yanlış yapmaktadırlar, derhal bu yanlışı düzeltmeleri gerekir.

Rabbimiz buyuruyor ki: “And olsun, biz Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?” (Kamer, 17)

Müslüman, öğüdünü nereden aldığına bakmalıdır. Hocalardan mı? Yıllarca bazı hoca kılıklı insanlar bu milletin hocalara olan itimadını istismar ederek madden ve manen sömürdüler. Öyle ise Müslüman, hoca kılıklı insanlar tarafından aldatılmak istemiyorsa zarurat-ı diniyyesini öğrenmeli, Kur’an ve sünnetten haberdar olmalıdır. Müslüman, Allah’ın nuruyla bakmayı öğrensin ki aldatılmasın.

Yunus’umuz yüzyıllar öncesinden ne güzel söylemiş:

Peygamber yerine geçen hocalar,

Bu halkın başına zahmetli oldu.

“Gücünüzün yettiği kadar Allah’a karşı gelmekten sakının. Dinleyin, itaat edin.” (Teğabun, 16)

Müslümanlar, niyetlerini yeniden tashih etmek zorundadırlar. Niyetleri kendi görüşlerinin, mezheplerinin, meşreplerinin galip gelmesi midir? Allah’ın dininin hâkim olması mıdır?

“Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlamızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.” (Bakara, 286)

Nurettin Soyak.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Allah Kolaylık Diler (Okunma sayısı 42 defa)

fanidunya NET

Allah Kolaylık Diler

BENZER KONULAR