* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: KIZ İSTEME  (Okunma sayısı 837 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
KIZ İSTEME
« : Eylül 20, 2018, 06:28:20 ÖÖ »
KIZ İSTEME

Asr-ı saadette kız isteme hususunda dinî gayret ön planda idi. Dolayısıyla zamanımızda olduğu gibi birçok merasimlere tâbi değildi. Şöyle ki:

1-Bir aracı vasıtasıyla istenirdi.

2-Evlenecek kişi bizzat kendisi talip olurdu.

3-Bir şahıs kızını, kız kardeşini veya yakınından birini dininden, ahlâkından emin bir kişiye nikâhlamayı bizzat teklif ederdi.

4- Kadın ahlâkını ve dindarlığını beğendiği bir erkeğe evlenme teklifinde bulunurdu.

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Hz. Aişe validemizi Hz. Ebu Bekir radıyallahu anh’dan, Hz. Ali kerremallahu veche Hz. Fatıma radıyallahu anha’yı Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den bizzat kendileri istemişlerdir. Ancak bu konuda İslam’ın esaslarına aykırı olmamak şartıyla, her belde kendi örf ve adetlerine göre hareket etmelidir.

Evlenecek eşler nişanlanmadan önce mahremleri yanlarında olmak şartıyla görüşebilirler, birbirlerinin el ve yüzlerine bakabilirler. Bir adam, Ensar’dan bir kadına talip oldu. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem “Ona baktın mı?” diye sordu. Adam “Hayır ya Rasûlullah” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem “O zaman git bak. Çünkü Ensar’ın gözlerinde bir şey olur.” buyurdu. (Müslim) Başka bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmaktadır: “Herhangi biriniz bir kadınla evlenmek istediğinde evlenmeye celbedecek yerlerine (ellerine ve yüzüne) baksın.” (Ebu Davud)

NİŞAN

Kız isteme müsbet olarak neticelenir ve her iki taraf evlenmeye karar verirlerse, bu karardan nikâh akdinin yapıldığı zamana kadar geçen döneme nişanlılık dönemi denir. Nişanlılık dönemini meşru bir mazeret bulunmadıkça aşırı derecede uzatmak uygun değildir. Nişanlılar nikâh akti yapılana kadar birbirlerine yabancı sayılırlar.

1- Yanlarında bir mahremleri olmadıkça yalnız başlarına bir arada kalamazlar.

2- Yanlarında bir mahremleri olmadıkça yalnız başlarına beraberce seyahat edemezler. Çarşı, pazar dolaşamazlar.

3- Birbirlerine dokunamazlar.

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır: “Bir kimse kendine helal olmayan bir kadınla baş başa kalmasın. Bir arada kalırlarsa üçüncüleri şeytan olur. Yanlarında bir mahremleri bulunursa o başka.” (Buhari, Müslim) Nişanlılık döneminde İslamî ölçülere dikkat edilmediği için gerek nişanlılar ve gerekse aileleri birçok sıkıntılar yaşamakta ve hatta aile faciaları olmaktadır. Bu konuda en çok sıkıntıya duçar olan, rencide olan taraf da kız ve kızın ailesi olmaktadır.

Nişanlıların sanki evlilermiş gibi hareket etmelerine her iki tarafın ailesi de müsaade etmemelidir. Aslında nişanlı olan kız ve erkek öncelikle çok dikkatli olmalıdırlar. Çünkü evlilik öncesi böyle aşırılıkların, İslam dışı beraberliklerin her iki tarafa da hiçbir faydası olmadığı gibi birçok zararları vardır. En doğrusu yukarıda da ifade edildiği gibi geçerli bir zaruret olmadıkça nişanlılık dönemini uzatmamak ve nikâh akti yapıp evlenmektir.

DÜĞÜN

Müslüman ailelerin düğünleri de Müslümanca olmalıdır. Bir sünnet icra edilirken haramlara, günahlara dalmamalıdır. Maalesef zamanımızda bir kısım Müslüman aileler içkili, çalgılı düğünler tertip ederek aile binasının temellerine haram harcı koymaktadırlar. Düğünler, evlenecek eşlerin en mutlu günlerinden biridir. O günler sevinç ve neşe günleridir. O bakımdan elbette düğünlerde meşru olan eğlenceler, şenlikler yapılacaktır. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır: “Nikâhı ilan edin. Onu mescitlerde yapın. Düğünde tef çalın.” (Tirmizi) “Helal ile haram (zina) arasındaki fark nikâh kıymak, tef çalmak ve haram olmayan şarkı, türkü, şiir okumaktır.” (Tirmizi) Hz. Aişe radıyallahu anh yakınlarından bir kızı Ensar’dan bir kişiyle evlendirdi. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem: “Ya Aişe! Galiba düğünümüzde oyun ve şenlik yoktu. Hâlbuki Ensar oyundan hoşlanırlar.” buyurdu. (Buhari)

VELİME - DÜĞÜN YEMEĞİ

Düğün merasiminin bir parçası da düğün yemeğidir. Düğün sahipleri kendi durumlarına göre düğün yemeği hazırlayıp fakir, zengin ayırımı yapmadan, akraba, komşu ve tanıdıkları bu yemeğe davet etmelidirler. Özellikle fakir olanların davet edilmesine dikkat edilmelidir. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem “Yemeğin en fenası zenginler davet edilip de fakirlerin terk edildiği düğün yemeğidir.” (Buhari, Müslim) buyurmuşlardır.

Bir gün Abdurrahman bin Avf radıyallahu anh, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in huzuruna geldi. Üzerinde sufra kokusu vardı. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem “Bu (koku) nedir?” buyurdu. Abdurrahman bin avf radıyallahu anh “Ya Rasûlallah! Ben mehir olarak verdiğim bir çekirdek ağırlığında altın üzerinde bir kadınla evlendim.” diye cevap verdi. Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem “Allah mübarek kılsın. Bir koyun ile de olsa velime, düğün yemeği hazırla.” buyurdu. (İbni Mace)

Hz. Ali kerremallahu veche ile Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in gözünün nuru Hz. Fatıma radıyallahu anha’nın hem düğünleri hem de düğün yemekleri tüm Müslüman kadın ve erkeklere ibret alıp insafa gelmeleri için büyük bir misal teşkil etmektedir. Peygamberimiz, Efendimiz, Canımız, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in muhtereme hanımları, annelerimiz, Hz. Aişe radıyallahu anha ile Ümmü Seleme radıyallahu anha, Hz. Fatıma radıyallahu anha ile Hz. Ali kerremallahu veche’nin düğün ve düğün yemeklerinden şöyle bahsetmişlerdir: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Hz. Fatıma radıyallahu anha’nın gelinlik hazırlığını yapıp onu Ali radıyallahu anh’ın evine götürmemizi emretti. Bunun üzerine biz Ali radıyallahu anh’ın evine gittik. Batha taraflarından getirilen yumuşak toprağı odaya serdik. Sonra ellerimizle diktiğimiz iki yastığı hurma kabuğunun elyafı ile doldurduk. Daha sonra düğün yemeği olarak kuru hurma ve kuru üzüm yedirdik. Güzel su içirdik. Sonra üzerine elbise ve su kabı asılacak bir direk getirip odanın bir kenarına diktik. Biz Fatıma radıyallahu anha’nın düğününden daha güzel bir düğün görmedik.” (İbni Mace)

DAVETE İCABET

Gerek düğün yemeklerine ve gerekse diğer ziyafetlere çağrılan kişinin davete icabet etmesi sünnet-i müekkededir. Ancak düğün yemeğinde ve diğer ziyafetlerde haram işleniyorsa, içkili, çalgılı, çeşitli masiyetler yapılıyorsa böyle bir davete icabet etmek gerekmez. Böyle bir yemeğe, böyle bir düğüne gidilmez. Ancak her şeyiyle İslam’a uygun olan bir düğüne, bir düğün yemeğine veya ziyafete gitmek gerekir. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem “Kim davete icabet etmezse şüphesiz Allah’a ve Resulüne isyan etmiş olur.” buyurmaktadır. (Buhari, Müslim)

Zeki Soyak.



 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]