* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: CEMAAT BİLİNCİ VE EĞİTİM USULÜ  (Okunma sayısı 1496 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
CEMAAT BİLİNCİ VE EĞİTİM USULÜ
« : Ocak 02, 2015, 04:06:57 ÖS »

CEMAAT BİLİNCİ VE EĞİTİM USULÜ



 İslam inancının yaygınlaşması, müslümanların güçlenmesi için ümmetin cemaat şuuruna, birlikte hareket etme idrakine kavuşması gerekmektedir.

Onun için:

Cuma namazları, bayram namazları cemaatle kılınır.

Beş vakit namazın cemaatle kılınması teşvik edilir.

Hac farizasının belirli günlerde, belirli yerlerde yapılması gerekir.

İslam dini, ümmetin her hususta, cemaat halinde, organizeli bir şekilde birlikte hareket etmesini, iki-üç kişilik bir grup yolculuğunda bile aralarından birinin reis seçilmesini ister. Böylece her türlü başı boşluğa, anarşiye, keyfî hareketlere set çeker.

Bir müslümanın günlük yaşantısında düzenli olarak yapması gereken işlere baktığınız zaman, İslam dininin nasıl disiplinli, organizeli bir cemaat dini olduğu açık seçik anlaşılacaktır.

Her gün:

Güneş doğmadan kalkacak, sabah namazı kılacaksınız.

Şayet aile reisi iseniz, hanımınızı ve ergenlik çağına ulaşmış çocuklarınızı da namaza kaldıracaksınız.

Namazlarınızı camide cemaatle kılmaya özen göstereceksiniz.

Sabah kahvaltınızı ailenizle beraber yapacaksınız.

İşinize zamanında gideceksiniz.

Helâlinden rızık kazanmak için çalışacaksınız.

Namazlarınızı zamanında, geciktirmeden kılacaksınız.

Çocuklarınızın terbiyesi için gayret edeceksiniz.

Aile düzenini bozacak davranışlardan sakınacaksınız.

Yemek, içmek, oturup kalkmak, girip çıkmak, diğer insanlarla ilişkilerde ve bütün işlerinizde İslâmî adâb ve erkâna riayet edeceksiniz.

İnsan, hayvan, bitki hiçbir şeye zarar vermemeye özen göstereceksiniz.

Hülasa, iyiliklere anahtar, kötülüklere kilit olacaksınız.

Bütün bunlar, hayatınızın her saatine, her anına yansıyacaktır.

İşte müslümanın hayatı hep böyle, bir sorumluluk içerisinde, bir disiplin içerisinde, her türlü keyfîlikten, her türlü aykırılıklardan uzak, tabii, sâde, uyumlu bir şekilde devam edecektir.

Müslümanın yaşantısında maymun iştahlılık yoktur. O hep kararlı, disiplinli, her gün ileriye doğru yürüyen, geri adım atmayan, taviz vermeyen, ancak bağnazlıktan, fanatiklikten, dik kafalılıktan, aşırılık ve taşkınlıktan hep uzak duran bir kimliğe, bir şahsiyete sahiptir.

Onun bu şahsiyeti cemaat içinde, cemaat şuuruyla berâber şekillenip gelişmektedir.

Onun için müslümanlarda:

Ümmet bilinci ,

Uhuvvet bilinci,

Birlikte hareket etme bilinci,

Karşılıklı yardımlaşma bilinci,

Fedârkarlık ve diğergâmlık bilinci doruk noktada gelişmekte ve yücelmektedir.

Her müslümanın:

Öncelikle Rabbine,

Sonra da şahsına, aile efradına,

Bütün müslümanlara,

Bütün insanlara,

Hatta bütün canlılara karşı sorumlulukları vardır. Bu sorumlulukları yerine getirebilmesi için; imanen, ilmen, amelen, ahlâken, rûhen, aklen, fikren çok iyi bir şekilde donanmış olması gerekmektedir.

Bu donanıma sahip olabilmek için;

Her zaman ifade ettiğimiz gibi:

Sağlıklı bir ortamda,

Çok ehil bir eğitimcinin tedris halkasında,

İsteyerek, şevkle, aşkla,

Çok iyi bir eğitimden geçmek lazımdır.

Böyle bir ortamda iyi bir netice almak için; talebe, hocasına tam teslim olmalı, onun maharetli ellerinde şekillenmek için istekli, gayretli olmalıdır.

Sağlıklı ortamlar, İslamî hassasiyetlerin ön planda olduğu cemaat ortamlarıdır. Böyle bir ortamda devamlı bir denetim olduğundan, yanlışlar anında düzeltilmekte, ihtilaflar yumuşak zeminlerde giderilmekte, böylece en iyi bir şekilde hizmetler yürütülmekte, en az bir sürede çok iyi neticeler alınmaktadır.

Dolayısıyla böyle ortamlarda eğitilen, yetişen kişiler çok sağlıklı hizmetler yapacak birikimlere sahip olmaktadır.

Hz. Ömer radıyallahu anh:

"İnsanları düzeltebilmemiz için, önce kendimizi düzeltmemiz gerekir." demektedir.

Ashab-ı Kiram, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin o kutlu sohbetlerinde yetiştiler, düzeldiler, sonra da başkalarını düzelttiler.

Çağlar ne kadar değişirse değişsin, eğitim ve öğretim vasıtaları ne kadar çeşitlenirse çeşitlensin, ne kadar çoğalırsa çoğalsın, sohbet ortamının yüz yüze, diz dize, karşılıklı eğitiminin önemi asla azalmaz; bilakis her zaman bir önceki zamana göre daha da artarak devam eder.

Çünkü düzelmenin ve düzeltmenin en sağlıklı yolu:

Aynı ortamlarda berâber bulunmak,

Berâberce aynı ölçülerle eğitilmek,

Güzellikleri, zorlukları berâber paylaşmak,

Hizmetin içinde hizmet yaparak yetişmektir.

Ashab-ı Kiram, sadece Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin nasihatlerini dinlemekle kalmıyor,

Onun;

Bir taraftan nasihatlarını dinlerken,

Kur’an ayetlerini ezberlerken,

Hadis-i şerifleri öğrenirken,

Diğer taraftan onunla beraber yiyip içiyor,

Onunla oturup kalkıyor,

Berâberce seferlere katılıyor,

Camide berâberce namaz kılıyor,

Ziyaretler yapıyor,

Diğer insanlarla olan ilişkilerinde beraber bulunuyor,

Hülasa, hayatın her safhasında onunla birlikte oluyor.

Böylece:

İşiterek,

Görerek,

Uygulayarak,

Eğitim ve öğretimi bütün boyutlarıyla, eksiksiz bir şekilde yerine getiriyorlardı.

Çok tabii olarak kısa bir zamanda mükemmel insanlar yetişiyordu. Böylece 23 yıl gibi kısa bir zamanda, gelmiş geçmiş bütün toplumların gıpta ettiği asr-ı saadet toplumu zuhur ediyordu.

Öyle ki:

Siyasette,

Yönetimde,

Hukukta, adâlette,

İlimde,

Sevki ceyşîde,

Bütün sahalarda zirvede önderler yetişmiş, kıyamete kadar örnek teşkil edecek bir sağlam yapı, bir büyük medeniyet teşekkül etmiştir.

Yakın zamana kadar,

Gerek tekke ve zaviyelerde,

Gerek Ahî teşkilatlarında yapılan eğitim ve öğretimde, tarikat şeyhinin, Ahî şeyhinin dergahlarda müridleriyle berâber bulunmaları dergah mensuplarının görerek, işiterek ve uygulayarak eğitimini sağlamakta idi.

Maalesef zamanımız insanı, bu gibi güzelliklerden mahrum bırakıldı. Ruhsuz, şekilci, nefisle baş başa bırakan ve hatta kötülüklere teşvik eden bir eğitim ve öğretime mahkum edildi.

Bir insanın vahşi bir hayvana esir olduğunu düşününüz. Ne korkunç bir şey değil mi? Bu korkunç esâretten daha korkuncu, dünyaya, maddeye, nefse esârettir. Bugün insanlık, bu aşağılık esaretin pençesinde inlemektedir. Maalesef insanımızın büyük bir çoğunluğu da bu esaretin farkında değildir. Toplumumuz afyon bağımlısı bir zavallı gibi dünya bağımlısı, madde, makam, mevki bağımlısı bir sarhoşluğun pençesinde perişandır.

ZEKİ SOYAK

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]