* FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Sorumlu mu Sorunlu mu  (Okunma sayısı 77 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 8125
Sorumlu mu Sorunlu mu
« : Şubat 01, 2025, 10:59:17 ÖÖ »


Sorumlu mu Sorunlu mu

İnsan sorumlu bir varlık olarak yaratılmıştır. İnsanlığının ve İslamlığının farkında olan insan için sorumlulukları her şeyden önce gelir. O, yüce bir gayeye matuf olarak yaratılmıştır. Yaratılmışlığının farkında olan insan gözünü gönlünü Yaratanına diker. Hayatını onun çizdiği programa göre düzenler. Yaratanıyla arasının bozulacağı hiçbir şeye tevessül etmez. Sorumluluğunu yerine getirmeyen amiri, memuru, anneyi, babayı, çocuğu, akrabayı, komşuyu, dostu, arkadaşı, kim sever? Kim bunlardan hoşlanır?

Dikkatle bakıldığında, en uyumlu insanlar sorumluğunun farkında olan insanlardır. En çok sevilen, sayılan ve güvenilen insanlar da bunlardır. Bunlar hiçbir zaman sorumluluklarını çıkar ve menfaatlerine feda etmezler. Ferdi, ailevi ve toplumsal sorumluluklar, insanı çepeçevre kuşatmıştır.

Yaratıcının insana yüklediği sorumluluklar vardır. İnsanın kendi iradesi ile yüklendiği sorumluluklar vardır. Yaratıcı, insana hiçbir zaman gücünün üzerinde bir yük yüklememiştir. İnsanın kendi iradesi ile yüklendiği sorumluluklar her zaman yaratıcısının yüklediği sorumluluktan daha ağır ve zor olmuştur. Ama ne gariptir ki kendi yüklendiği yükler altında gece gündüz çalışarak canı çıksa dahi şikayetlenmeyen insan, yaratanının, insanın gücü dâhilinde yüklediği sorumlulukları büyütür de altından kalkılamayacak sorumluluklar olarak görmeye başlar. İlahi sorumluluklardan kaçarken nefsi arzularını tatmin uğrunda her çeşit sorumluluklara neticesini hiç düşünmeden balıklama dalar. Bu yanlış tercih en mükemmel şekilde yaratılan insanın, iki hayatta da hüsranına sebep olur.

Rabbimiz buyurdu ki:

 “Rabbine andolsun ki, onların hepsine yapmakta olduklarını, mutlaka soracağız.” (Hicr, 92-93)

Rabbine kulluk için yaratılan insan, yapmakta olduğundan, yapması gerektiği halde yapmadığından hesaba çekilecektir. Bu öyle bir hesap ki hayır ve şer adına zerrelerin bile hesaba katılacağı bir sorumluluk sorgulamasıdır. Kazandığı iyilikler yararına, kötülükler ise zararınadır. Herkes öncelikle kendinden sorumlu olmakla beraber, Peygamberler ümmetlerinden, devlet başkanı tebasından, komutan ordusundan, amir memurundan, anne baba evlatlarından sorumludurlar.

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

 “Allah, herhangi bir kulun idaresi altına bir halk verir, o da bu halkı nasihatla / samimiyetle kuşatmaz ise bu kimse cennetin kokusunu bulamaz.” (Buhari, Müslim)

Bizim inancımızda, sorumluluk konumunda olanların sorumluluklarını Rabbimiz belirler. Sorumlular sorumluluklarını yerine getirirken kimse onlara müdahale edemez. Müdahale edilse bile bunlara aldırış edilmeden sorumluluklar yerine getirilmelidir. Gerektiğinde bu uğurda mücadele de edilmelidir.

İnsan, kendi çıkar ve menfaat alanları ile ilgili konularda sorumluluğunu yerine getirmeyenlere öfkelenir. Maddi ihtiyaçlarının yerine getirilmesinde anne babasının sorumlu olduğunu düşünen çocuk, bu ihtiyaçları yerine getirilemeyince anne babasına öfkelenir. Manevi ihtiyaçları konusunda bırakın anne babadan yardım beklemeyi, o alanla ilgili ikaz ve uyarılardan rahatsız olur. Halbuki Müslüman bir anne baba çocuğunun maddi ihtiyaçlarını karşılamak kadar manevi ihtiyaçlarını da karşılamakla sorumludur.

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

 “Benim misalimle sizin misaliniz, şu temsile benzer: Bir adam var, ateş yakmış. Ateş etrafı aydınlatınca, pervaneler (gece kelebekleri) ve aydınlığı seven bir kısım hayvanlar bu ateşe kendilerini atmaya başlar. Adamcağız onları kurtarmaya çalışır. Ancak hayvanlar galebe çalarak çoklukla ateşe atılırlar. Ben ateşe düşmemeniz için belinizden yakalıyorum, ancak siz ateşe ateşe koşuyorsunuz.” (Buhari, Müslim, Tirmizi)

Rabbimizin sorumluluk yüklediği tüm sorumlular, sorumlu olduklarına karşı bu bilinçle hareket etmelidirler. Geçen günlerde gündeme gelen, kız ve erkek öğrencilerin aynı evde kalmaması ile ilgili tartışmaları ibret nazarı ile izledik. Sorumluluk makamında olan kişi bu durumdan rahatsız olup "böyle olmamalı" deyince kıyametler koptu.  Büyük bir kısmı Müslüman olan ülkede, kız ve erkek birlikteliğini savunanların sesinin daha gür çıkması Müslümanlar açısından üzücüdür. Aslında bütün bu tartışmaların temelinde bu ülkedeki kimlik bunalımı yatmaktadır.  Bu ülke insanına yapılacak iyilik, inançlarının kimliklerine açıkça yansıtılmasıdır. Netice olarak da inançları doğrultusunda hareket serbestisi getirilmesidir.

Osmanlı'da Müslümanların gayrimüslim kıyafeti, gayrimüslimlerin de Müslüman kıyafeti giymesi yasaktı. Müslümanlar şapka giyemezken gayrimüslimler de sarık saramıyordu. Cumhuriyetle birlikte demokrasi de geldi. Müslimi de gayrimüslimi de gayrimüslim gibi yaşamaya zorlandı.

Müslümanlar Müslümanca yaşasın, gayrimüslimler de istediği gibi yaşasınlar. Müslüman kız ve erkek öğrencilerin aynı evde kalmaları İslam'a göre mümkün değildir. Gayrimüslimler de istediği gibi kalsın. Bir kısım kişiler hem İslam adından vazgeçemiyor, hem de ahlaksızlıktan. Beyler artık birini seçmek zorundasınız.

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz buyurdu ki:

“Hepiniz çobansınız ve hepiniz sürünüzden mes’ulsünüz…” (Buhari, Müslim)

Müslüman bu sorumlulukla hareket edenlerden rahatsız olmadığı gibi, teşekkür eder. Kim olursa olsun vazifesini yapandan kimse rahatsız olmaz.

"Deki: Bizim işlediğimiz suçlardan siz sorumlu tutulmazsınız. Sizin işlediklerinizden de biz sorumlu tutulmayız." (Sebe, 25)

Kimliğinizi açıkça ilan edin. Siz kendi yolunuza biz kendi yolumuza. Kimse kimseyi rahatsız etmesin, siz bizim dinimize müdahale etmeyin biz de sizin dininize veya dinsizliğinize karışmayalım. Yıllarca Müslüman'ım diyerek İslam'ı kafanıza göre yorumlayıp Müslümanlara zulmettiniz. Yok artık.

Nureddin Soyak.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

İnsanları En Çok Cennete ve Cehenneme Götürecek İki Önemli Amel Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:18:44 ÖS]


Şefkat ve Merhamet Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:11:01 ÖS]


28 Şubat Post Modern Darbesi 11 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:03:28 ÖS]


Çanakkale Destanı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 05:55:28 ÖS]


Ramazan! İman Sohbetleri 5 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 05:45:44 ÖS]


Karia Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 05:36:57 ÖS]


Sadaka-i Fıtrın Önemi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:31:00 ÖÖ]


Kur’ân Günlüğü 18 Cüz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:20:55 ÖÖ]


Mahşer Alemi ve Şefaat Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:08:26 ÖÖ]


Gerçek Kardeşlik Gönderen: webtasarim
[Dün, 04:20:09 ÖS]


Zalimler Asla Kazanamazlar Gönderen: webtasarim
[Dün, 04:14:09 ÖS]


Üç Türlü Zulüm Gönderen: webtasarim
[Dün, 04:00:07 ÖS]


Hizmet Nimettir Gönderen: webtasarim
[Dün, 03:43:47 ÖS]


Tavsiyeler Gönderen: webtasarim
[Dün, 03:39:52 ÖS]


Kur’an-ı Kerim’in Lisanında - Aklı Kullanmak Gönderen: webtasarim
[Dün, 03:24:01 ÖS]


Gerçek İflas Eden Kimdir Bilirmisiniz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:12:31 ÖÖ]


Aydınlığa Güvene ve Umuda Açılan Kapı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:05:35 ÖÖ]


Bize Karşı Silah Taşıyan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:40:54 ÖÖ]


Orucun Bazı Hikmetleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:33:23 ÖÖ]


Kur’ân Günlüğü 17 Cüz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:25:45 ÖÖ]