Zikrin Sağlığa Etkisi
Maddesel boyutu ile akıl almaz hızda ilerlemesine rağmen modern tıp uygulamalarının insanlarımızın beklentilerine cevap verememesi günümüzde biz hekimleri başka alternatiflere yönelmektedir. Bugünkü konumuzu bu nedenden ötürü farklı bir alana ayırarak sizleri kısa özetlerle bilgilendirmek istiyorum.
Bütün dünyanın yıllardır bildiği bir kavram var: Adı Chi...
Can yada Chi... Adına ne söylersek söyleyelim. Yaşamak için oksijene suya havaya ve gıdaya ne kadar ihtiyacımız varsa en az o kadar da Chi'ye ihtiyacımız vardır. Bu enerjinin büyük bir kısmı daha dünyaya gelmeden ebeveynlerden elde ediliyor. Yani anne rahminde iken biz aslında bu enerji ile yaşamaya başlıyoruz. Doğduktan sonra ise akciğerlerimize dolan oksijen ve annemizden emmeye başladığımızı süt ile Chi enerjimizi belli bir dengeye oturtuyoruz.
Peki Chi nedir nasıl tanımlamamız gerekiri? Vücudumuzda kendine özgü özel kanallar aracılığıyla dolaşan can enerjisi yada yaşam enerjisi olarak kısaca tanımlayabiliriz. Çin kültüründe ise “Chi” enerjisi daha karışık olarak tarif edilmektedir. Chi enerjisinin tam olarak tanımını yapamasak da hücre ve dokularımıza can veren onları ruhla bütünleştiren bir aracımız olarak da kabul edebiliriz. Chi tüm canlılar için adeta olmazsa olmaz bir enerjimizdir.
İçim bayılır gibi oluyor yada canım çekiliyor diye yakınan bir insan aslında Chi enerjisinin azaldığını ifade etmiş oluyor. Günümüzün sık yakınma konularından olan halsizlik yorgunluk huzursuzluk depresyon ve enerji azlığı tükenmişlik gibi bir çok yakınma ve şikayetin altında bu Chi eksikliği yatıyor olmasın. Yapılan onlarca tetkik ve tedavilere rağmen hiçbir olumlu sonuç alınamayan bu ve benzeri şikayetleri olan insanlara artık bir çok hekimimiz ilaç dışı şeyler tavsiye eder oldu. Bir kısmı yoga derken başka bir kısmı meditasyon diyebiliyor. Geleneksel çin tıbbında Tai Chi olarak isimlendirilen çeşitli bedensel ritüellerle hareketlere ise sanki can simidi gibi sarılır olduk.
Chi enerjisi doku ve organlarımızda, tıpkı kan damarları ve sinir sistemi gibi bir ucundan diğerine, hiç durmaksızın gece gündüz mütemadiyen dolaşır. Bu özel kanallara geleneksel Çin tıbbında meridyen ismi verilmektedir. Ortodoks batı tıbbı bugün içinden çıkmakta zorlandığı bir çok açmazını çözüme kavuşturmak için Chi enerjisini ve onun dolaşım yolları ile ilgili açıklamakta zorlandığı konuları bilimsel temellerine oturtarak içselleştirmiş durumda. Her insanın vücudunda yirmiden fazla kanalda 300 den fazla noktada non stop (hiç durmadan) dolaşan bu enerjinin akımı ile ilgili bir çok problem hastalık olarak karşımıza çıkmaktadır.
Çağımızda modern tıbbın ne kadar ilerlemiş olduğunu belirtmeme gerek bile yok. Nerde ise ömürlere ömür katılacak derken doğal felaketler ihtiras savaşları ve teknolojinin getirdikler yanında götürdükleri ile de ömürlere ömür katmak yerine 20 li 30 lu yaşlarda kalp ve beyin krizinden aids uyuşturucu batağı intiharlar ve strese bağlı hastalıklardan yine patır patır dökülmeye devam ediyoruz. Sanırım bu paradoks bilimsel kafalı meslektaşlarımızı uyandırarak nerde yanlış yaptık sorusu ile bizleri yüzleştirdi ki ben bu gün size böyle bir aktarım yapabiliyorum.
Zikir; kelime anlamı ile anma-hatırlama ve insanın hayatı duyarak yaşaması ya da varlığın koridorlarında gezerken hemen her nesneden Allah’a ait bir mesaj alması demektir. Bu mânâda zikir ile namaz arasında sıkı bir irtibat söz konusudur. Zikir gizli ve açık oturarak yatarak yürürken konuşurken hareket halinde devamlı yaratanla rabıtalı olmak anlamına kullanılabilir. Zikir özellikle açık ve tasavvufi ritüellerle gerçekleştirildiğinde duaya katılan bütün insanlarda manevi haz ve mutluluğa bağlı bir gevşeme rahatlama ve paylaşıldıkca artan bir enerji fazlalığına sebep olabilmektedir.
Batıda ve uzak doğu kültüründe kabul gören yoga meditasyon gibi ritüelli ibadetlerin bizim kültürümüzdeki karşılığı manevi dinamiğimizdir zikir. . Bu gözlük bize sağlıklı olmada dinç ve zinde yaşamada Rabbi ile bağlantılı olmanın avantajlarını temin edecektir. Rabbimize yaklaştıkça ondan direkt olarak aldığımız saf enerji bizi sadece hastalıklara karşı korumayacak aynı zamanda çevremizle ve kendimizle daha barışık yaşamanında kapısını aralayacaktır. Sağlık ve mutluluk dileklerimle.
Dr. Ali Akben